Seyhan Oteli’nin sanırım her Adanalının gönlünde yeri vardır. Çünkü ilk 5 yıldızlı otelimizdir. 90’lı yılların başından itibaren kentimize gelen konuklara karşı yüzümüzü ağartan Seyhan Oteli’nde iz bırakan onlarca etkinlik birçoğumuzun hafızasındadır.
Elbette oteller devasa yapılardan, konfordan ibaret değildir. Esas olan işletmeciliktir. İnsan odaklı, güler yüzlü olmaktır. Seyhan Oteli’nde biz bunu 25 yıl Can Akşit’le yaşadık.
Görev yaptığı süre içerisinde Adana’nın turizmini geliştirme çabalarına da çok önemli katkıları bulunan Can Akşit, Seyhan Oteli Genel Müdürlüğü görevi sonrası emekliliğini geçireceği yere taşınma kararı almıştı. Gerçekten çok üzülmüştüm. Bunca yılın tecrübesi tam da çok ihtiyacımız olduğu dönemde Adana’dan ayrılmamalıydı.
Öyle oldu. Can Akşit, Sheraton Adana’nın Genel Müdürü oldu. Bu süreçte çok doğru bir tercih yaptıkları için Adalı Ailesi’ne de çok teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz hafta aralık ayında olmamıza rağmen güneşli bir günde Sheraton Adana’nın bahçesinde Can Akşit’le ‘turizm’ konuştuk. Akşit, son dönemde açılan AVM’lerin Adana turizmine ivme kazandırabileceğini, ancak bunun için özel çabaya ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek başladı söze.
Gerçekten M1, Optimum, Esas 01 Burda, Park Adana gibi görkemli AVM’ler kazandık. İçerisinde ulusal ve uluslararası markaların konuşlandığı AVM’lere sadece Adana ve çevresinden müşteri potansiyeli yetmeyebilir. Bir süre sonra kazanamayan markalar Adana’dan çekilme kararı alabilir.
Can Akşit, yerel yönetimler, turizm şirketleri, AVM ve otel yöneticilerinin birlikte hareket ederek özellikle alım gücü yüksek Ortadoğu ülkelerinden direkt uçuşlarla Adana’ya alışveriş turizmi için turist getirme organizasyonunun bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi. Akşit’e göre, dünya turizminden önemli pay alan alışveriş turizminden Adana, gastronomi, din ve tarih alanlarındaki potansiyelini de birleştirerek önemli bir pay alabilir.
Ünlü markalar için direkt uçuşla Adana’ya gelen yabancıyı öncelikle gastronomi alanındaki zenginliğimizle, sonrasında Tarsus, Hatay, hatta Kapadokya ile tanıştıracak organizasyonları hayata geçirmemiz gerek. Tabii ki önceliğin mevcuttaki Doha ve Beyrut direkt uçuşlarına Kuveyt, Abu Dabi ve Manama gibi direkt uçuşların eklenmesine verilmesi gerekiyor.
Tabii ki bütün bunlar için de samimi işbirliğine…
KARAR ALICILARIN MUTLAKA OKUMASI GEREKEN BİR KİTAP
Hayatı aynı anda paylaştığımız 5 kuşak var. Birbirimizi anladığımızda hayat kolaylaşıyor, çatıştığımızda zorlaşıyor. Başarı, kuşaklar arası uyumla geliyor. Kuşaklar ve kuşak çatışmaları uzun süredir benim de ilgi alanımda. Bu alanda konuşmalar yaptım, yazılar kaleme aldım.
Ama bu alana Türkiye’de kitaplar yazacak kadar fazla ilgi gösteren değerli bir dostum var. ‘Telgraftan Tablete’ adlı kitabından sonra ‘Z - Bir Kuşağı Anlamak’ adlı kitabı ekleyen Evrim Kuran, yeni kitabını imzalayıp göndermiş. Elime alıp okuduktan sonra kütüphaneme koyduğum kitaplardan biri oldu. Eline sağlık, güzel bir çalışma olmuş.
Milenyum çocukları olarak adlandırdığımız 2000’li yıllarda doğanları anlayamayan ülkeler, anlayamayan kurumlar, anlayamayan şirketler ve anlayamayan ebeveynlerin işi hayli zor. Evrim Kuran, yeni kitabında Z kuşağını anlayabilmeleri için ebeveynlere, eğiticilere ve şirketlere önerilerde bulunuyor. Kuran; aynı tarih aralıklarında doğsalar bile her ülkenin, her kültürün kuşak farklılıklarına da vurgu yapıyor. Türkiye’nin Z kuşağına yönelik anket çalışmasıyla yetinmeyen Evrim Kuran’ın farklı sosyoekonomik ortamda yer alan Z kuşağı temsilcisi gençlerle geliştirdiği çalışmasını özellikle her yöneticinin okuması gerektiğini düşürüyorum.
25 milyon Z kuşağı temsilcisi bulunan Türkiye’de girişimciliğin geliştirilmesine çaba sarf eden biri olarak bu çalışmada sevinmemi gerektirecek bölümlerin altını çizdim.
• Z kuşağı, girişimciliğe Y kuşağından daha fazla ilgi gösteriyor. Zira Z kuşağı daha otonom. Yani kendi kendini yönetmeye, özgürlüğe daha yatkın.
• Yapılan araştırmada ‘Girişimci olabilirim’ diyen Z kuşağı temsilcisi sayısı hayli artmış durumda.
• Türkiye’de Z kuşağı temsilcilerinin yüzde 33’ü girişimcilik alanında destek veren kurumları ve destek enstrümanlarını bildiğini söylüyor.
• ‘Girişiminde başarısız olsan ne yaparsın?’ sorusuna Z kuşağı temsilcilerinin yüzde 82’si, ‘Pes etmem. Yeni girişimleri denemeye devam ederim’ cevabı ümit veriyor.
‘Z - Bir Kuşağı Anlamak’ kitabının özellikle ‘Şirketlere Öneriler’ bölümünü iş insanlarımızın tamamına öneriyorum. Buradan özetlenemeyecek kadar değerli bilgileri içeren bölümü okumanız için ‘Kitabı mutlaka alın’ önerisinde bulunuyorum.
KURUM İÇİ GİRİŞİMCİLİK
Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) Çukurova Üniversitesi Adana OSB Teknik Bilimler Yüksekokulu var. Makine, elektrik, elektronik teknolojisi, coğrafi bilgi sistemleri programları bulunan yüksekokulumuz gerek konuşlandığı OSB’miz gerekse buradaki sanayi kuruluşlarımız için çok önemli bir değer. Ara eleman probleminin hâlâ çözülemediği sanayimizde bu yönde eğitim kuruluşlarımızın sayısını artırmamız şart.
Yüksek okulumuzun Müdürü Prof. Dr. Nigar Yarpuz Bozdoğan, başında bulunduğu eğitim kuruluşunu gerçekten akılcı yönetiyor. OSB yönetimi ve burada yer alan sanayi kuruluşlarıyla sıkı işbirliğiyle çok farklı ve yararlı etkinliklerle öğrencilerin kendini geliştirmesine katkı sağlıyor.
“Öğrencilerimize girişimciliği anlatır mısınız?” dediğinde severek kabul ettim. Elbette bu öğrenciler gelecekte sadece ara eleman olmayacak. İçlerinden önce alanının çalışanı, sonra girişimcisi olacak cevherlerimiz olabilir. Ki benim her konferansımda üzerimde önemle durduğum konu, “Patronu olacağınız işin önce çalışanı olun” önerisidir. Bu öneriyi yüksek okulumuzun öğrencileriyle paylaşmak güzeldi. Ayrıca geleceğin ara elemanları kurum içi girişimciliği benimserse başarı daha erken gelir.
YORUMLAR