Reel sektörün ara eleman ihtiyacının giderilmesinde meslek liseleri ve meslek yüksekokulları etkin görev üstleniyor. Son yıllarda bu eğitim kurumlarının sanayinin merkezlerinde konuşlandırılıyor olmasına da çok seviniyorum. Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde Çukurova Üniversitesi’nin ‘Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’ var. Bölümleri OSB’deki sektörel yelpazeyle paralel bu yüksekokulumuzun Müdürü Prof. Dr. Nigar Yarpuz Bozdoğan, “Esra hanım oluşturduğumuz bir grup öğrencimize KOSGEB’le birlikte girişimcilik eğitimi veriyoruz. ‘Tecrübe Paylaşımı’ derslerinin birinde bizlerle birlikte olur musunuz?” dediğinde kısa bir an duraksadım. Zira, ‘ara eleman’ beklediğimiz okuldan girişimciliğe ilgi duyulması beni daha çok sevindirdi. Türkiye’nin sadece birkaç alanda değil, her alanda inovatif girişimciye ihtiyacı var ve ben tercihini meslek okulundan yapan gençlerimizin arasından da yenilikçi girişimcilerin çıkacağına inanıyorum. O yüzden Prof. Dr. Bozdoğan’ın davetine severek icabet ettim. İyi ki de etmişim. Kendilerinden başarı beklediğimiz heyecanlı gençler ve bu gençlere daha fazla donanım kazandırma uğruna mücadele veren eğitimcilerle tanıştım. Prof. Dr. M. Cihan Yavuz tarafından verilen girişimcilik eğitiminin benden önceki ‘Tecrübe Paylaşımı’ derslerine Güney Çelik Hasır Yönetim Kurulu Üyesi A. Ferhat Akgüngör, Kastamonu Entegre Adana Fabrika Direktörü Ergin Turan, Abdioğulları Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü gibi çok değerli isimlerin katıldığını öğrendim. Doğuştan girişimci Bekir Sütçü, kurum içi girişimciliğin başarılı ismi Ferhat Akgüngör ve sıra dışı profesyonel yönetici Ergin Turan’dan sonra gençlere neler söyleyebileceğimi düşündüm ve gençlerle sohbete çok önem verdiğim savımla başladım. ‘Patronu olacağınız sektörün önce çalışanı olun’ önerimi burada da yineledim. Gerçekten güzel bir dersti. İş hayatımda yaşadıklarımı, doğrularımı, yanlışlarımı, başarılarımı ve başarısızlıklarımı anlattım. Umarım birkaç saatlik birliktelikte onlara yararlı olacak, akıllarında kalacak paylaşım yapmışımdır. Yeri gelmişken buradan girişimcilerimize, sanayi kuruluşlarımızın yöneticilerine, insan kaynakları yöneticilerine, ar-ge birimi sorumlularına bir öneride bulunmak istiyorum: Size en yakın meslek yüksekokuluna uğrayın. Eğitimcileriyle tanışın. Sektörünüzü, ne ürettiğinizi, hedeflerinizi, beklentilerinizi anlatın. Bu eğitim kurumlarıyla sağlayacağınız etkin iletişimden mutlaka iyi şeyler çıkar.
Güneşin ayrılmakta zorlandığı şehir...
Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), her yıl ‘Yaza Merhaba’ etkinliği düzenliyor.
Bu etkinlik İstanbul’un özellikle de boğazın en güzel seyredildiği mekanlardan birinde ‘Cemile Sultan Korusu’nda gerçekleştiriliyor. ‘İstanbul aşkım’ burada
nüksediyor. Sanırım gün batımı en uzun bu güzel şehirde yaşanıyor. Zira güneşin
bu güzellikten uzun süre ayrılmama mücadelesi verdiğini düşünüyorum.
Bu yıl da yine aynı duyguları yaşadım. EGD’nin ‘Yaza Merhaba’ etkinliğinde geride bırakılan bir yıl içerisinde farklı kategorilerde başarılı gazeteciler ödüllendiriliyor. Tören, gazetecilerden iş insanlarına, siyasetçilerden sivil toplum kuruluşu yöneticilerine geniş bir kesimin ilgisini çekiyor. O yüzden birçok dostumuzla bir araya gelme bu eşsiz manzarada sohbet etme imkanı da bulabiliyoruz. EGD Başkanı Celal Toprak başta olmak üzere bu etkinliğe emek veren, sponsor olan herkese çok teşekkür ediyorum. Değerli ortağım Mehmet Uluğtürkan’ın EGD yönetiminde yer alıyor olması bu etkinliğe olan ilgimi daha da artırıyor. Bu yılki etkinlikte Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Dr. İzzet Alagöz, Buba Girişimcilik Merkezi’nden Murat Avcı, Sanko Holding’ten Cengiz Halil Çiçek, değerli arkadaşım Zuhal Mansfield, değerli gazeteci dostlarım Vahap Munyar, Dr. Şeref Oğuz, Abdurahman Yıldırım, Serpin Alparslan, Fikri Türkel ve Sadi Özdemir’le sohbet etme imkanı buldum. Tahmin edeceğiniz üzere sohbetin ağırlığı Türkiye ekonomisi ve geliştirmeye mecbur olduğumuz girişimcilik oldu. Nükseden İstanbul aşkıma gelince... Dönüş yolundaki trafik…
YORUMLAR