Refleks
Cumhuriyet Dönemi’nde Türkiye’nin sanayileşme sürecinde öncü kentlerden biri Adana olmuştur. Halen tarım, hizmet ve sanayi sektörü bakımından Türkiye’nin üretim, ihracat ve istihdamına önemli katkılar sunan kentler arasında yer almaktadır.
Adana, 13 bin 844 kilometrekare alanı ve 2018 yılı itibariyle 2,2 milyon nüfusu ile tarihi geçmişinin yanında ekonomisi ile de öne çıkan illerimizdendir. Adana’da kilometrekareye 160 kişi düşmektedir.
2018 yılı itibariyle Adana’nın GSYH’si 72 milyar 187 milyon liradır. Bu büyüklük ile Adana, Türkiye sıralamasında sekizinci sıradadır. Aynı dönem için GSYH’de tarımın yüzde 10,4, sanayinin yüzde 32,8, hizmet sektörünün yüzde 56,9 payı bulunmaktadır. Görüldüğü gibi 30 yıl öncesine göre sanayi ve tarımın öncülüğünü hizmet sektörü almıştır.
TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 1.2’Sİ
Konuya dış ticaret açısından bakarsak 2019 yılı itibariyle Adana ili ihracatı bin 919 milyar dolardır. En önemli ihracat kalemleri kimyevi maddeler ve mamulleri, tekstil ve hammaddeleri, hububat, bakliyat ve hazır giyim sektörleridir. Bu dört ana sektörün ihracatı il ihracatının yüzde 55,1’ini karşılamaktadır.
1 Ocak - 31Mayıs dönemi Adana ihracatı 2019 yılında 809,7 milyon dolardan 2020 döneminde 694,7 milyon dolara düşmüştür. Bunun anlamı il ihracatında yüzde 14,2’lik kayıptır. Aynı dönemde Türkiye ihracatı yüzde 19,7 küçülmüştür. Ancak ihracat büyüklüğü olarak Adana ihracatı Türkiye’ninkinin yüzde 1,2’sidir.
Bir karşılaştırmaya fırsat verebilmek açısından Adana ilinde ekilebilir alan büyüklüğü 4,8 milyon dekardır. Aynı iklim kuşağındaki Antalya’nın ekilebilir alanı ise 3,6 milyon dekardır. Ocak-Haziran 2020 döneminde Adana ili tarımsal ihracat olarak 218,8 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, Antalya daha küçük bir ekilebilir alandan 328,3 milyon dolar tarımsal ürün ihraç etmektedir.
Ocak-Aralık 2019 döneminde Adana ilinde bin 878 işyeri kurulurken, 883 işyeri tasfiye veya kapatma sürecine girmiştir. Bunun anlamı 2018 yılına göre 2019 yılında kurulan işyeri sayısında yüzde 10,7 artış, kapanan işyeri sayısında ise yüzde 2,6 artış demektir. İncelemenin anlamlı olabilmesi için 2018-2019 dönemde Adana-Türkiye karşılaştırmasında yarar vardır. Türkiye genelinde 2018 yılına göre 2019 yılında kurulan işyeri sayısı yüzde 9,6 azalırken, tasfiye edilen veya kapanan işyeri sayısı yüzde 2,4 artış göstermiştir. Bunun anlamı Adana işyeri kurmada Türkiye ortalamasının altında bir performans gösterdiğidir.
Covid-19 döneminde 2020 Ocak-Mayıs döneminde Adana ilinde 940 yeni şirket kurulurken 382 firma kapanmıştır. 2020 yılının Nisan ayında Adana’da kullandırılan nakdi krediler 45,9 milyar lira olup Türkiye’de kullandırılan toplam nakdi kredilerinin yüzde 1,6’sıdır. Bu performansla Adana ili nakdi kredi kullanımı sıralamasında 10’uncu sıradadır.
Covid-19 döneminde Ocak-Nisan 2020 tarihleri arasında verilen yatırım teşvikleri kapsamında 56,5 milyar liralık sabit yatırım gerçekleştirilmiş ve istihdamda bin 452 kişilik artış elde edilmiştir. Yararlanılan sabit yatırım tutarı Türkiye sabit yatırımlarının yüzde 1,4’ü, yaratılan istihdam ise Türkiye istihdamının yüzde 1,6’sıdır.
KONUT PERFORMANSI ORTALAMANIN ALTINDA
Konut sektöründe Ocak-Mayıs 2020 döneminde bir önceki dönem dikkate alındığında ipotekli konut satışları Adana’da yüzde 29 azalırken, Türkiye genelinde yüzde 26,8 küçülmüştür. Bunun anlamı ipotekli konut satışında Adana performansı Türkiye ortalamasının altındadır. Aynı dönem için ilk konut satışı Türkiye genelinde yüzde 23,9 daralırken, Adana 17,5’lik daha düşük bir küçülmeye tanıklık etmiştir. Aynı dönem için ikinci konut satışlarına bakıldığında Türkiye pazarı yüzde 13 daralırken, Adana ikinci el piyasası da yüzde 12,9’luk bir daralmaya tanıklık etmiştir. Adana için ipotekli daire satışının Türkiye toplamındaki payı yüzde 3, ikinci el konut satışlarındaki payı ise yüzde 2,4’tür.
Türkiye’nin ekonomik karnesinde önemli bir yeri olan enflasyon ve işsizlik verileri Adana ili açısından değerlendirildiğinde, Mayıs 2020 itibariyle Adana işsizliği yüzde 15,2, Türkiye işsizliği ise yüzde13,2’dir. Adana ili Mayıs 2020 enflasyonu yüzde 13,2 iken, Türkiye’nin aynı dönem enflasyonu yüzde 12,1 olarak gerçekleşti.
PEKİ NE YAPALIM?
Çok da parlak görünmeyen bir kısım gözlemler kanımca enseyi karartmaktan çok, yeni adımların atılması gereğini gösteriyor. Öncelikle belirtelim ki 2019 Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasına giren 13 Adana firmamızı gönülden kutlayarak amacın bu sayının artırılması olduğunun altını çizelim. Yeni adımlar atılabilmesi, bundan evvelki çabaların yeterince başarı getirmediğinin yaygın paylaşılması ile ilgili. Buna “Elde var bir” diyelim. Hasta olmasına rağmen çok sağlıklı olduğuna inanan birine doktorun reçete yazabilmesi olanaksız! Dünya W. Chan Kim ve Renée Mauborgne tarafından yazılan ve 4 yıl arka arkaya en çok satanlar listesinde yer alan ‘Mavi Okyanus Stratejisi’ adlı eseri konuşuyor ve tartışıyor. Eseri okuyup bununla ilgili 8 aylık bir Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) sertifika programına katılma sonrası neredeyse eserin Adana için yazıldığı kanısına vardım. Burada biraz abartmış olabilirim. Oysa işletme sorunları ulusal değil, uluslararası nitelik taşır. Özellikle KOBİ’lerin yaşadıkları, evrensel sorunlardır. Bence kitabı alıp okuyun; ama isterseniz basit bir giriş yapalım.
Kural bir, herhangi bir sektörde kârlılık düşükse çok sayıda firma benzer malı veya hizmeti üretiyor demektir. Bu ürünü daha pahalıya satma çabaları nafiledir. Ürünün tasarımını, ürüne ilişkin verilen servisi, teslimat süresini, üretim kalitesini hedef kitle arzuları yönünde farklılaştırmazsanız; en yukarıda çizilen karamsar tablo değişemez.
TÜKETİCİ NEDEN HAZ DUYUYOR?
Son 10 yıllık dönemde işletme bilimi “değer” diye bir kavramla tekrar tanıştı. Bu terim, ürün ve hizmetin tüketicide yarattığı hazdır. Tüketicinin neden haz duyacağını bilmeden üretim, kalite, lojistik ve benzeri harcamalar tek kelime ile israftır.
Örneğin Benetton firması bundan 25 sene önce 18-35 yaş grubunun giyim eşyası alırken öncelikle renk, daha sonra tasarım, bir sonraki aşamada kalite ve dördüncü sırada fiyata önem verdiğini bildiği için dünya çapında satan bir firma oldu. Siz ürettiğiniz malın çok dayanıklı olduğunu iddia eder ve dünya paralar harcarken, rakip uygun renklerle pazarı alıp götürebilir. Adana’dan Zara, Inditex, H&M, M&S veya Alcaida gibi firmalara hazır giyim ihracatı yapan firmalar rekabetin hatasız üretim ve kısa teslim süresi olduğunu bildikleri için başarılarına başarı katıyorlar. Adana genelinde en çok yetişen ürünlerden olan portakalın, öncü bir firma tarafından 1 doların üstünde ihraç edilirken, Çukurova’daki ortalama ihracat fiyatının 26 sent olması pek anlaşılır gözükmüyor. Söz konusu öncü firma, el altında portakalı yüksek satacak bir piyasa keşfetmiş değil. Ürünün müşteri talebini karşılama derecesinin yüksekliği bu fiyat farkını doğuruyor. Düşük kârdan ürünü satma yerine, müşterinin önem verdiği değer unsurlarını karşılayabildiğinden rekabetin az olduğu “mavi okyanuslarda” rekabet ederken Çukurova’nın çilekeş çiftçileri 26 sent fiyattan ihracat yapabilmek için “kırmızı kanlı okyanuslarda” çaba sarf ediyorlar.
Adana ili yetişmiş insan gücü, müteşebbis atılımcı genç kuşağı ile “mavi okyanuslarda” rekabet etmeyi yıllardır hak ediyor. Kısaca müşterilerimizin ürün veya hizmeti satın almada önem verdiği unsurları öne çıkaran yeni bir varoluş stratejisine ihtiyaç var. Konu sadece üretimle sınırlı olmayan, web, katalog, lojistik, ambalaj hatta iletişim bu mantığa dayalı olarak tasarlandığında daha iyimser ve güler yüzlü Adanalılar göreceğiz. Önemli olan, hemen başlayıp 3-4 ay işin oturmasını beklemek.
Yazıma son verirken Refleks’in ‘İş’e Yarayan Gazete’ farklılığını sürdürmesini kutlar ve sürekliliğini dilerim. Bence Adana için çok önemli bir farklılık.
Kalın sağlıcakla.
YORUMLAR