Cüzzamın kökü hala tam kazınmış değil
Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, Dünya Cüzzam Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu.
REFLEKS
Medline Adana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Nalan Kükürt, Türkiye’de 2 bin 500 civarında cüzzam hastası olduğunu belirterek, “Cüzzam, günümüzde artık tamamen iyileşebilen bir hastalık haline gelmiş durumda” dedi.
Cildi
ve sinir sistemini etkiliyor
Norveçli bilim insanı Gerhard Armauer Hansen tarafından 1876 yılında keşfedilen
cüzzamın öncelikle deri ve sinir sistemini tutarak belirtilerini gösteren
kronik seyirli bir enfeksiyon hastalığı olduğunu anlatan Dr. Nalan Kükürt,
“Hastaların dünyanın geri kalmış ülkelerinde; daha çok kırsal bölgelerdeki
yoksul ve sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayan bir kesimde
yoğunlaştığını görüyoruz. Cüzzam genellikle çok çocuklu ailelerde yaygınlaşmış
durumda. Tek odada yaşayan, aynı kaptan yemek yiyen, yetersiz ve tek tip
beslenen, direnci düşük ailelerde enfeksiyon daha çabuk yayılıyor” diyerek cüzzamın
bebeklik çağından ileri yaşlara kadar her iki cinste de görülebileceğini
söyledi.
İnsandan insana bulaşıyor
Verem hastalığını yapan basille hemen hemen aynı türde olan bu mikroba karşı
doğal bağışıklığın bulunmaması ve cüzzam mikrobu taşıyan bir hastayla uzun
süreli ve yakın temas sonucunda hastalığa yakalanmanın mümkün olduğunu ifade
eden Dr. Kükürt, bu hastalığın tek taşıyıcısının insan olduğunu belirterek,
“Günümüzde erken teşhis ve sonrasında tedavi edildiğinde cüzzam tamamen
iyileşen bir hastalıktır. Ayrıca hala bildirimi zorunlu bulaşıcı hastalıklar
listesinde yer almaktadır” dedi.
Erken teşhis ile tamamen tedavisi mümkün
Teşhisi gecikmiş veya hiç tedavi almamış hastalarda 10 ila 15 yıl sonra
sakatlıklar gelişebileceğini anlatan Kükürt, “Hastaların ilk teşhis ve
tedavileri deri hastalıkları uzmanları tarafından yapılır. Aynı verem
tedavisinde olduğu gibi birden fazla ilaçtan oluşan bir kombine tedavi ile en
fazla 2 yıl içinde hastalar tamamen iyileşebilirler. Tedavide etkin ilaçların
varlığı ve bulaşıcılık durumu baskı altına alınabildiğinden hastalar sadece ön
tedavi için hastaneye yatırılırlar. Meydana gelmiş şekil bozukluklarının ise
ancak ameliyatla düzeltilebilir” ifadelerini kullandı.
Dr. Kükürt, cüzzamın belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“Vücudun herhangi bir yerinde deriden açık renkte, oval veya yuvarlak, kabarık
olmayan, hiçbir şikayet yaratmayan kepeksiz, bazen hafif duyu kusuru gösteren
lekeler. Çocuklarda ve gençlerde burunda sürekli tıkanma ve sık tekrarlayan
burun kanamaları. Deri üzerinde bir veya daha fazla kabarık, plak şeklinde,
kılsız, terlemeyen, kepekli ve mutlaka duyu kusuru olan lezyonlar. Vücudun
belirli yerlerinde, özellikle ön kol iç yüzeyinde duyu eksilmesi. 4. ve 5.
parmakların elin iç kısmına doğru kıvrılması, avuç içi kaslarda erime
başlangıcı, kol ve bacak sinirlerinde kalınlaşma ve ağrı. Kaşların uçlardan
dökülmesi. Yüzde ödem, alın derisi ve kulakların mora çalan kabarık ve sert
nodüllerle dolması. Alt göz kapaklarının kapanmaması.”