Göçer Yörükler ile Küçük Akbaba ilişkisi araştırıldı

Küçük Akbabaların ve Göç Yollarının Korunması İçin Uluslararası İşbirliği Projesi'nin bir parçası olan anket çalışması tamamlandı. Vaillant Türkiye'nin destekçileri arasında yer aldığı proje kapsamında Mersin'de gerçekleştirilen ankete Bolkar Dağları'nda yörük kültürünü devam ettiren 57 çoban ile ailesi ve sürü sahipleri katıldı. Çalışmada tıpkı akbabalar gibi göçer kültürünün de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu tespit edildi.

REFLEKS 

AB LIFE programı tarafından fonlanan Doğa Derneği, Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği (BSPB), diğer uluslararası ortakların işbirliği ve Türkiye’de Vaillant’ın desteğiyle on beş farklı ülkede Küçük Akbabaların ve Göç Yollarının Korunması İçin Uluslararası İşbirliği Projesi kapsamında gerçekleştirilen anket çalışmasında göçer yörükler ile akbabaların ilişkisi araştırıldı. Kuş ve halk bilimi uzmanları tarafından gerçekleştirilen çalışma ile yok olma tehdidi altında olan iki farklı yaşamı birlikte koruma yolları aranıyor. 

Küçük Akbabaların ve Göç Yollarının Korunması İçin Uluslararası İşbirliği Projesi kapsamında Vaillant ile Doğa Derneği işbirliği ile 2015 yılından bu yana akbabaların göç yollarında ve yuvalarında koruma çalışmaları yürütülüyor. Projenin bir parçası olan anket çalışması Mersin’de gerçekleştirildi. Doğa ile yerel kültür arasındaki bağları ortaya koyan çalışmada, nesli küresel ölçekte tehlike altında olan küçük akbaba ile ülkemizin son göçer yörükleri arasındaki bağları ve ilişkiyi ortaya çıkarmak hedeflendi. 0 ile 2000 metre arasında gerçekleştirilen çalışmaların 1 yıl sürdüğünü belirten Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu “Bolkar Dağları’nda yörük kültürünü devam ettiren 57 çoban aile ve sürü sahipleri ile hem kışın bulundukları yaşam alanları olan kış yurtlarında hem de yaz yurtlarında birebir görüşmeler gerçekleştirildi. Çobanlar ile hayvan sahiplerinin katıldığı görüşmelerde daha önceden hazırlanan değerlendirme anketindeki sorular soruldu, görüşmeler kayıt altına alındı. Çalışmada, göçerlerin konakladıkları yerler, kullandıkları yol ve güzergahlar hakkında bilgi alınarak, göçerlerin göç yolu ile akbabaların göç yolu kıyaslanarak bir harita çalışması gerçekleştirilecek” dedi.

GÖÇERLER İÇİN AKBABANIN ÖNEMİ BÜYÜK

Yapılan araştırmada tıpkı akbabalar gibi göçer kültürünün de azaldığının ortaya çıktığını dile getiren Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç çalışma ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bölgedeki kadınların verdiği bilgiye göre; göçebe yaşam şeklinin toplumda yeteri kadar değer görmemesi bu yaşam şeklinin azalmasının en önemli nedeni. Araştırmada ayrıca bölge göçerlerinin doğaya, kuşlara, akbabalara ve küçük akbabaya bakış açıları, yerel isimleri ve yaşamlarının içinde kuşların ne anlamı olduğu da tespit edildi. Anketler esnasında; göçerlerin sürülerindeki ölerek kaybolan hayvanların yerlerini küçük akbabaları takip ederek tespit ettikleri ortaya çıktı. Bu nedenle göçerler için küçük akbabanın ayrı bir önemi var. Ayrıca yörüklerin bölgedeki başta küçük akbaba olmak üzere birçok kuş türünü bildiğini ve onlara yöresel isim verdiklerini gördük. Örneğin küçük akbabaya akkerkez veya ayran kerkezi diyorlar.”

YÖRÜKLERİN EL EMEĞİ ÜRÜNLERİ EKONOMİYE KAZANDIRILACAK

Anket çalışması ile ayrıca Bolkar Dağları’ndaki yörüklerin; kıl keçisi tüyünden yapılan kilim, çorap ve çadır, ipekten yapılan iğne oyası, ahşap oymacılığı gibi el emeği doğa dostu ürünler tespit edildi. Bu ürünlerin tekrar canlandırılması için yerel yönetimlerle çalışma başlatıldı. Önümüzdeki eğitim yılında Çamlıyayla’daki kadınlar için kıl dokuma kursları açılması planlandı.