Güney'e 'Ekonomi Serbest Bölge' önerisi
İş ve akademi dünyasının tanınan ismi Dr. İbrahim İnan, Refleks Gazetesi 12 Yıl Özel Sayısı için yazdı:
Refleks
Birçok akademik çalışmada ve dernek etkinliklerinde Çukurova’nın enerji ve lojistik potansiyelleri görüşülmekte, sorun ve çözüm önerileri üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır. Son zamanlarda, özellikle potansiyeli yüksek bölgelerde ‘Ekonomi Serbest Bölgeler’ konusu sıkça masaya yatırılmaktadır. Bu bağlamda yazım, bölgemizin lojistik potansiyelinin bütünleşik bir yapı içinde ortaya konulması suretiyle farkındalık yaratılmasını hedefliyor.
2018 yılında Güney Kore Incheon Ekonomi Serbest Bölgesi’ni inceleme ve bölgemiz ile kıyaslama şansına sahip oldum. Özetle;
Güney Kore Inchen Serbest Ekonomi Bölgesi (İFEZ)’nin bütünleşik bir yapıyla ülke gelişimine ciddi katkı sağlamakta olduğunu gözlemledim. Bizim de Mersin, Adana, Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis vilayetlerini kapsayan bölgede ‘Özel Ekonomik Bölge Projesi’ yani İFEZ gibi bir projeyi hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu şekilde Çukurova Bölgesi’nin İFEZ’e benzer bir mantık ile yapılandırılması sağlanabilir. Elbette bu tür bir yapının oluşturulması, hem uzun süre hem de yüksek maliyet gerektirecektir. Bu büyük proje ancak devletin devreye girmesiyle yapılabilecektir.
Konuyla ilgili ayrıntıya inersek; Incheon örneğinde olduğu gibi Çukurova Bölgesi’nde de tüm lojistik modları (Karayolu, havaalanı, bölgesel havalimanları, deniz, derin limanlar, tren, hızlı tren, boru hattı vb.) ile bölgede bulunan tüm serbest bölgeler, organize sanayi bölgeleri, üniversite sanayi iş birliği kapsamındaki üniversite teknoparkları, bilişim teknolojileri ve Ar-Ge faaliyetleri, turizm ve eğlence sektörleri bütünleşik ve senkronize bir şekilde çalışabilmelidir. Böylece, bölgemize doğrudan yabancı yatırımları çekmek, uluslararası ticareti geliştirmek ve teknoloji girişini hızlandırmak, ülke gelirini ve istihdamını arttırmak daha etkin hale gelecektir.
Entegre taşımacılık ve lojistik sistemi sayesinde daha ekonomik, hızlı ve zamanında teslimat ile kolay erişim imkânı sağlanan Çukurova Bölgesi, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika’ya yönelik sürdürülebilir bir merkez üs işlevi görebilecektir.
Taşımacılığı daha kolay ve rekabetçi kılmak için bölgesel altyapı çalışmalarının tamamlanması teşvik edilecektir. Bu durum, denizyolu taşımacılığının kara üzerinde yapılan taşımacılık türleri ile entegre edilmesini sağlayacak, denizyolu lojistik ağının kullanımını teşvik edecektir. Böylece, hedef pazarlara giriş kolaylaşacak ve diğer modlarla sinerji ortaya çıkacaktır.
Sonuç olarak; hızla kalkınan ülkelerde farklı modellerin aynı anda devreye girdiğini görmekteyiz. Son yıllarda Çin, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Singapur, İsrail ve Hindistan gibi pek çok ülkede yeni teknolojilerde, özel ekonomik serbest bölgeciliği hızla gelişmektedir. Dolayısıyla, Özel Ekonomik Bölge Projesi mevcut yapılara alternatif değil, küresel pazarlara açılmada tamamlayıcı bir unsurdur. Dünyada başarılı örnekleri bulunduğu gibi, bölgemizde de arzu edilen hedeflere ulaşmada etkili bir hamle olacaktır. Zira, yüksek teknolojili sanayi ihracatı, kolay, ucuz lojistik ve çevik tedarik zinciri ile mümkündür.
Önerilen projenin, bu alanın profesyonelleri tarafından yapılması doğru olacaktır. Ancak, uzmanlar tarafından hazırlanacak projenin, sonuca katkı sağlayacağına inanmaktayım.