İzgören Çukurova GİAD'la Adana'da
Çukurova Genç İşadamları Derneği (Çukurova GİAD), Ahmet Şerif İzgören'i Adanalılarla 5'inci kez buluşturdu. Sağanak yağmurlu havaya rağmen yoğun katılımın olduğu programı izleyenler, 1300 kişilik oturma düzeni bulunan salona sığmadı, çoğu kişi toplantıyı ayakta izlemek zorunda kaldı.
REFLEKS
Çukurova GİAD’ın, Bilgi Güçtür Toplantıları kapsamında gerçekleştirdiği toplantı Adana Sheraton Otel’de yapıldı. “İnce Belli Çay Bardağı” konulu toplantı, dernek üyelerinin yanı sıra tüm Adanalılara açık tutuldu. 6’ncı Mekanize Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Hakan Atınç, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Ahmet Sezen, TÜİK Bölge Müdürü Orhan Deha Dede, Kızılay Başkanı Ramazan Saygılı, Birlik Vakfı Başkanı Naci Kazan, AYAMDER Başkanı Nadir Vurankaya, MÜSİAD Başkanı Burhan Kavak, ATDSK Başkanı Ali Refah Keskin, Sönmez Holding CEO’su Kemal Erdoğan’ın da izlediği toplantının yapıldığı 1300 kişilik oturma düzeni kurulu salon doldu.
SAKARYA; BİLGİYİ HALKIMIZLA BULUŞTURUYORUZ
Ulu Önder Atatürk ve şehitlerimiz anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın seslendirilmesiyle başlayan toplantının açılış konuşmasını yapan Çukurova GİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya, 27 yıldır Adana ve ülke gelişimine katkı koymak amacıyla, her alanda çalışıp, proje hazırladıklarını belirterek, “Ekonomik alandan sosyal alana, eğitimden gençlerimizin iş gücü sahibi olmalarına kadar birçok alanda programlar ve projeler üretiyoruz. Dünyanın en önemli isimlerini Adana’da ağırlamakla kalmıyor, ülkenin alanındaki en önemli isimlerini Bilgi Güçtür, Türkiye Geleceğini Konuşuyor, Gelişim Atölyesi gibi değişik platformlarımız bünyesinde Adana’da buluşturuyoruz. Amacımız İstanbul’da yaşayanların çok rahatlıkla edinebildikleri, gidebildikleri bu tür konferansların, programların sağanak yağmura rağmen salonu dolduran kıymetli insanlarımızın, vatandaşlarımızın da faydalanması. Doğduğumuz günden öleceğimiz güne kadar hayat bir gelişim süreci. Biz, bu süreç içerisinde her saniyemizde büyüyoruz, gelişiyoruz, öğreniyoruz. Eğer hayat bir öğrenim süreciyse ve her gün üzerine koyarak gitmemiz gerekiyorsa bizim de burada sivil toplum örgütü olarak üzerimize düşen vazifelerden birisi, hem kendimiz hem kentimiz için bilgiye daha kolay ulaşılabilir olmasını sağlamaktır. Bu toplantılarımızla bilgiyi Adanalılarla, halkımızla buluşturmuş olmanın mutluluğu içindeyiz” dedi.
‘ÜRETİRSENİZ AYAKTA KALIRSINIZ’
Yaklaşık 1,5 saatlik sunumunu hayattan örnekler vererek gerçekleştiren Ahmet Şerif İzgören, Türkiye’nin film sektörü ihracatındaki dünya ikinciliğiyle gurur duyulurken, buğday, yağlı tohumlar, soya ithalatına milyarlarca lira ödenmesinin de üzüntü verici olduğunu vurguladı. Türkiye’nin üretimden gelen gücünü kullanamadığından yakınan İzgören, şunları söyledi:
“Bir ülke üreterek ayakta kalır. Konya arazisi kadar araziye sahip Hollanda’nın tarım ihracatı 100 milyar dolar, bizim 7 milyar dolar. 16,5 milyar dolar da ithalatımız var. Aradaki fark emek, bilgi ve iş ahlakı. Yaptığın işi dünyada bu işi yapanlardan daha iyi yapabiliyor musun, bir de bu işi dünyanın her yerinde yapabiliyor musun? Bunlar önemli. Kıraathanede oturarak, sosyal medyada like’layarak vatanını sevemezsin. Vatanını seven üretir. Emek koyarak, üreterek, kendi işini dünyada yapanlardan daha iyi yaparak vatanını seversin. Boynuzu çamura bulaşmamış boğa, boğa değildir. Taşın altına elini sokacaksın. Kalbinizde hissedeceksiniz, nedeniniz yoksa her iş zor gelir, nedeniniz varsa taşı yerinden oynatırsınız. Omuz omuza vererek, ‘ne üretirim’ demek derdiniz olmalı. Hamasetle olmaz, emek koymuyorsak bu ülke için bir şey üretmiyorsak sadece anlatırız. Üretmiyorsan kaybeder gidersin. Köpek niye kuyruğunu sallar, çünkü kuyruk köpeği sallayamadığı için.”
Üniversite mezunlarının yüzde 72’sinin mezun oldukları alan dışındaki bir alanda çalıştıklarına da dikkat çeken İzgören, formula pistindeki yüzbinlerce lira değerindeki bir aracın buğday tarlasında kuruş değeri olmadığı örneğini verdi. Bakırköy Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi bahçesinde replikası bulunan ‘Düşünen adam’ heykelini yapan Heykeltraş Auguste Rodin’in küçük bir kızla diyaloğunu anlatan İzgören, “Rodin, büyük bir taşı her gün oyuyor, küçük kız da her gün onu seyrediyor. Rodin, bir gece sabaha kadar tutkuyla çalışıyor, inanılmaz bir at heykeli yapıyor. O güne kadar sadece taşı görmüş çocuk, Rodin’e (Nereden biliyordun içinde bir at olduğunu?) diyor. Bu ülke taşın içinde ne olduğunu bilmeden, ömrünü tamamlayan adamlarla dolu. Ne yaparsanız yapın tutkuyla yapın, geleceğe umutla bakarak, çaba göstererek, geleceği yöneterek sevgi tutkuyla yapın. Tutkuyla yapacağınız işi bulun. Mimar Sinan şu anda Türkiye’de olsa KPSS’ye hazırlanıyordu. Ruhlarını bitirdik insanların. Kendi hayallerini yaşayamayan anne-babaların, çocuklarının hayatlarını yaşamaya çalıştıkları ülke olduk. Taşın altına elinizi sokacaksınız. Kalbinizde bir nedeniniz fabrikatör de olsanız, müstahdem, memur, garson da olsanız her şey zor gelir. Bir nedeniniz varsa, tutkuyla yaparsanız, taşı yerinden oynatırsınız” diye konuştu.