"Kaliteli yaşam için anı yaşayın"
Prof. Dr. Üstün Dökmen, kadın sanayicilerin sayılarının Adana'da yüksek olduğunu ve bununla gurur duyulması gerektiğini söyledi.
REFLEKS
Psikolog, TV Programcısı, Eğitimci ve Yazar Prof. Dr. Üstün Dökmen, "İş Dünyasında ve Özel Yaşamda Kaliteli İletişim, Yaşama ve Çalışma Sevinci" konulu konferans verdi.
Dökmen, Adana Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Seyhan Toplantı Salonu'nda düzenlenen konferansta; kadın sanayicilerin sayılarının Adana’da yüksek olduğunu ve bununla gurur duyulması gerektiğini belirterek, hayatın her alanında ihtiyaç olan kadınlara, baskıdan sıyrılmalarını önerdi.
Kadınların yanı sıra erkeklere de toplumda baskı yapıldığını söyleyen Dökmen, toplum baskısının toplumların gelişmesindeki en büyük engel olduğunu belirterek, “Elinizi rastgele dünya haritasında bir ülkeye koyun ve değerlendirin. Eğer o toplumda pozitif bilimler önem görmüyor ve kadınla erkek arasında fırsat eşitliği yoksa 50 yıl sonra o ülkeyi göremezsiniz. Bu sadece bizim ülkemiz için söylenen bir şey değil. Yurt dışında da bazı ülkelerde aynı şartlarda çalışan kadınlarla erkekler farklı ücret almaktadır. Bunların değişmesi gerekmektedir” dedi.
KALİTELİ YAŞAMIN KURALLARI
Konuşması sırasında zaman zaman izleyenleri ayağa kaldırıp, verdiği komutları uygulamalarını isteyen Dökmen, “Kaliteli bir yaşam için anı yaşayın. Geleceğe uygun planlarınız olmalı ama anında değerini bilmelisiniz” diye konuştu.
İş hayatı için de önerilerde bulunan Dökmen, “İş hayatında değişiklikler yapın” dedi. Dökmen, Anadolu’da sıkça söylenen, “Yemeğin kabı değişti mi tadı da değişir” sözünü de hatırlattı.
Dökmen, “Sürekli ben bu işi daha iyi, daha farklı nasıl yapabilirim? Başka nasıl yollar kullanabilirim? Hangi teknikler kullanırım?” diye arayış içinde olunmasının önemli olduğunu anlattı.
Yılmaz olmanın, mücadeleci olmanın öneminden de söz eden Dökmen, şunları kaydetti:
“Her zaman her yerde, evde, okulda, işte krizlerle karşı karşıya kaldığımız olur. Böyle bir durumda soruna odaklanmak yerine çözüme odaklanmak önemlidir. Hayatta her zaman ışık vardır, yeter ki perdeyi kapatmayın ışık gelir sizi bulur.
Anadolu insanı yılmaz insanlardır. ‘Allah bir kapıyı kapatır diğerini açar’, ‘Çıkmayan candan umut kesilmez’, ‘Sabah ola hayır ola’ ve herkesin bildiği gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözleri milletimizin ne kadar mücadeleci ve yılmaz bir millet olduğunu göstermektedir.”
İş hayatında ve evde iletişimin önemine dikkati çeken Üstün Dökmen, heves kırmak, insanları rencide etmek yerine heveslendirmenin, heyecanlandırmanın, hem daha kaliteli hem de daha kalıcı işler yapılmasını sağlayacağını ifade etti. Dökmen, şöyle devam etti:
“Çalışanlar üstlerinden baskı gördükleri zaman sadece üzerlerine düşeni yaparlar ancak baskı görmedikleri heveslendirildikleri durumlarda zaman o işi kendi işleri gibi görüp değer katmanın yollarını ararlar. Hatalar her zaman olabilir, kimse mükemmel değildir. Oysa genelde hep hatalar söylenir, iyi işlerden söz edilmez. İş ortamında ast-üst ilişkisi olduğu için kişi ister istemez egoist olur. Fakat burada bencil değil sencil olursak; yani empati kurarsak, huzurlu bir iş ortamı içerisinde çalışma imkanı bulabiliriz. Karşımızdakilerin dünyayı ve olayları algılama ve düşünme biçimlerinin yanlış olduğunu, bizim algılama ve düşünme biçimimizin ise tek doğru olduğunu düşünmek zihinsel ben-merkezciliktir. Fiziksel ben-merkezcilik zihinsel ben-merkezciliği besler. Önemli olan, hata yapmamak değil, yapılan hatalardan ders almak, tecrübe kazanmaktır. Saygı duymak; karşımızdaki kişilere saygı duymak onların varlığını kabul etmek, önemli ve değerli olduklarını hissettirmek, olduğu gibi benimsemek anlamını taşır. Doğal ve içten davranabilmek; abartıdan uzak, olduğu gibi davranmaktır. Açık iletişim; ima etmeden, kırmadan, saldırmadan düşüncelerimi duygularımı gizlemeden uygun ifadelerle paylaşmaktır. Tek bir çam ağacı yanlara da büyür, gelişir ancak ormanda birçok çam ağacı yan yana ise yukarı doğru dikey büyür. Çünkü yarış vardır.”
Kendisini dinleyen sanayicilere önerilerde de bulunan Dökmen, “Sizin firmalarınız var. Eğer Türkiye ve dünyada sektörlerinizde tek siz olsaydınız bu tür toplantılar yapar mıydınız? Firmanızın reklam yapması gerekir miydi? Ama Türkiye ve dünyada rakipleriniz var, o yüzden nitelik ve nicelik olarak sürekli gelişmek, ilerlemek zorundasınız. Unutmayınız ki; batmamış imparatorluk, batma riski olmayan şirket, devlet yoktur. Gelişmezsen geriler ve yok olursun. Bu yüzden sürekli yenilenmek ve gelişmek zorundasınız” ifadelerini kullandı.