Kuraklık tehditleri
Dünyayı bekleyen ancak pandemi ile birlikte gündemden düşen bir başka küresel sorun iklim krizi her geçen gün etkisini göstermeye devam ediyor. Uzmanlar, giderek artan kuraklık riskinin elektrik üretim kaynaklarını da tehdit ettiğine dikkat çekiyor.
Refleks
İklim kriziyle birlikte gelen kuraklık riski birçok ülkeyi olduğu gibi Türkiye’yi de tehdit ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğünün yayınladığı Yağış Endeksi metoduyla oluşturulan kuraklık haritasına göre, Aralık 2020-Mayıs 2021 tarihleri arasında Batı Karadeniz, Kuzey Ege ve Marmara Bölgesi’nin bir kısmı haricinde Türkiye’nin tüm şehirlerinde belirli seviyelerde kuraklık görüldü. Bu durum, elektrik kurulu gücünün önemli bir bölümünü oluşturan hidroelektrik santrallerinde (HES) elektrik üretiminin aksamasına ve dolayısı ile gerekli elektriğin fosil kaynaklı santrallerden sağlanmasına neden oluyor. Buna geçtiğimiz yıllarda fiyatlandırmadaki dengesizlikler yüzünden kapanan ya da yurtdışına taşınan doğalgaz çevrim santrallerinden dolayı kaybolan kurulu güç, yüksek kömür fiyatları ve rüzgâr enerjisi üretimindeki düşüş de eklenince elektrik borsasındaki birim fiyatlar rekor seviyelere ulaştı.
ENERJİ ÜRETİMİ İÇİN SUYUN GEREKLİLİĞİ
Kuraklık birçok alanı olduğu gibi enerji üretimini de tehdit ediyor. Çünkü su sadece HES’ler için değil, tüm enerji üretim kaynakları için gerekli. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre, enerji üretim tesisleri her yıl 340 milyar metreküpün üzerinde su kullanıyor ve ortalama 50 milyar metreküp su tüketebiliyor. Kısacası su ve su buharı tüm enerji üretim kaynakları için çok önemli bir konumda. Kuraklığın artmasıyla birlikte tüm bu enerji üretim kaynaklarını zor bir süreç bekliyor. Kuraklık sadece elektrik üretimini değil, tüketimini de etkiliyor. Örneğin, yağış azaldığında çiftçiler tarlalarını kendi imkânlarıyla sulamak zorunda kalıyor. Bu da ekstra bir elektrik tüketimi anlamına geliyor. Sıcaklıklar arttıkça tüketicinin serinlemek için daha fazla klima çalıştırması, soğutma sistemlerini daha fazla kullanması da elektrik kullanımını artıran bir başka etken.
DOĞALGAZ BAZLI ÜRETİM YÜZDE 263 ARTTI
Türkiye’de geçtiğimiz yıl elektrik enerjisi üretimi kurulu gücünün yüzde 32’si HES’lerdeyken geçtiğimiz yıl toplam üretilen elektriğin yüzde 26’sı bu santrallerde üretilmişti. 2021’in güncel verilerine göre ise elektrik üretim kurulu gücünün yüzde 35’i su kaynaklı üretime dayalı santrallerde. Başlı başına bu veri, kuraklığın elektrik üretiminin üzerindeki etkisinin ne denli büyük olabileceğini gösteriyor. 2020 yılının Nisan ayında toplam elektrik ihtiyacının yarısı su kaynaklı santrallerden karşılanırken bu yılın nisan ayında HES’lerden üretilen elektrik enerjisinin miktarında yüzde 12’lik bir düşüş oldu. Aynı dönem için geçtiğimiz yıldan bu yıla elektrik üretiminin yüzde 30 artmasıyla birlikte su kaynaklı üretimin toplam elektrik talebindeki payı yüzde 30’lara geriledi. HES’lerden üretilemeyen elektrik için ise en cazip alternatif olan doğalgaz kaynaklı santraller devreye alındı. Böylece yabancı kaynaklı ve döviz cinsi maliyeti olan doğalgazdan elektrik üretimi yüzde 263 artış gösterdi.
FİYATLARDA ARTIŞ BEKLENTİSİ
Güneş, jeotermal ve biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklı santrallerden üretilen elektrik enerjisinin hatırı sayılır bir şekilde yükselmesi sevindirici bir gelişme olsa da bu kaynakları kullanarak tüm elektrik ihtiyacının karşılanması kısa vadede mümkün değil. Ancak yine de 2021 yılında tüm diğer yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik enerjisinin payının daha da artması bekleniyor. Bunların yanı sıra HES’lerden enerji üretimi azalırken güneş enerjisi santrallerinden (GES) elektrik üretiminin artması söz konusu. HES’ten azalan enerji üretimine karşı bir başka yönelim ise doğalgazdan üretilen enerji. Ancak geçtiğimiz yıllarda yaşanan dengesizlik, özellikle de küçük ve orta büyüklükteki doğalgaz santrallerinin kapanmasına neden oldu. Mevcut doğalgaz kaynaklı santraller ise görece büyük ve elektrik üretim maliyeti daha yüksek. Ayrıca doğalgaza olan talebin artması, sanayide ve farklı amaçlarla da kullanılan gazın fiyatının artmasına ve yine elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olabilir.