Parayı ar-ge ve tarım yerine itibara yatırdık

Özel sektör borcunun 2002'de 29 milyar dolarken 2019'da 210 milyar dolara çıktığını söyleyen Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, 'Bu parayı ne yazık ki ar-ge ve üretime harcamadık. En büyük pay hizmet ve inşaat sektörlerine gitti. Tarımın aldığı pay 420'de 1' dedi.

Başar ŞEKER / Refleks -

Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin ‘Bilgi Güçtür’ toplantıları kapsamında Adana iş dünyasıyla bir araya gelen Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, dünya ve Türkiye ekonomisi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de özel sektör borcunun 2002’de 29 milyar dolarken 2019’da 210 milyar dolara çıktığını belirten Prof. Demirtaş, “Borcun fazla olması önemli değil; ancak önemli olan, o parayı nereye yatırdığımız. Eğer Türkiye olarak bu parayı sanayiye, yazılıma, biyoteknolojiye, ar-ge’ye, inovasyona yatırdıysak problem yok; ama eğer kıyafete, saate, arabaya, gösterişe, kısacası itibarımıza yatırdıysak yandık” dedi. Prof. Demirtaş, “Özel sektördeki borcun 420’de 1’ini tarıma yatırmışız. En büyük kısmı ise hizmet, inşaat, toptan-perakende, ulaştırma sektörlerine gitmiş” diye konuştu.

TÜRK LİRASI SON 5 YILDA YÜZDE 253 DEĞER KAYBETTİ

Ülke ekonomisinin Türkiye, Hindistan, Güney Afrika, Endonezya ve Brezilya’nın içinde bulunduğu ‘Kırılgan Beşli’ olarak adlandırılan grubun ekonomik verilerinin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Demirtaş, bu beş ülkenin cari açık verdiğini, enflasyonla mücadele ettiğini, paralarının değer kaybettiğini belirtti. Prof. Demirtaş, “Cari açığı finanse edecek dövizi buluyorsan, döviz gelirin varsa sorun yok. 5 yıl boyunca Hindistan’ın para birimindeki değer kaybı yüzde 17, Güney Afrika ve Endonezya’nın değer kaybı yüzde 48, Brezilya’nın değer kaybı yüzde 90, Türkiye’nin değer kaybı yüzde 253” dedi.


İŞİMİZ ÇOK ZOR

Cari açığı kapatmak için yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmenin önemine de vurgu yapan Sabancı Üniversitesi Finans Kürsüsü Başkanı Prof. Demirtaş, ihracatın artırılması gerektiğini ancak ithalata da bağlı üretim ve ekonomiyle bunun istenilen sonucu veremeyeceğini sözlerine ekledi. |