Su azlığı yaşayan bir ülkeyiz!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, suyun tüm canlılar için yaşamsal bir hak olduğundan hareket edilerek, bu yaklaşım temelinde yaşanan olumsuzlukları giderecek bir 'Su Yasası' çıkarılması gerektiğini bildirdi.

REFLEKS

Dr. Tatar, "Dünya Su Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, mevcut teknik ve ekonomik şartları içinde tüketilebilen yerüstü suyu potansiyelinin; yurt içindeki akarsulardan ortalama toplam 94 milyar metreküp olduğunu, 18 milyar metreküp olarak belirlenen çekilebilir yeraltı suyu potansiyeliyle birlikte ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı suyu potansiyelinin yılda ortalama 112 milyar metreküp olduğunu söyledi. Yıllık tüketimin, yüzey sularından 54 milyar metreküp, yeraltı sularından ise 15 milyar metreküp olduğunu vurgulayan Dr. Tatar, Türkiye'nin kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının yaklaşık 1365 metreküp civarında ve su azlığı yaşayan bir ülke konumunda bulunduğunu kaydetti. 


TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak çözüm odaklı mesajlar vermeye devam ettiklerini belirten Tatar, kısa ve uzun vadede yapılması gerekenleri bir kez daha şöyle açıkladı: 

“Yeraltı suları rezervini doğru ve sağlıklı olarak belirleyebilmek için ülke çapında yeraltı suyu havzalarının hidrojeolojik çalışmaları hızlı bir şekilde yapılmalı, havzaların yeraltı suyu potansiyeli belirlenmeli, yapılan yeraltı suyu tahsisleri izleme sistemi kurularak takip edilmelidir. DSİ Genel Müdürlüğü en kısa sürede yeniden yapılandırılmalı. Atık sularımız özellikle su kıtlığı çekilen yerlerde yeniden kullanılabilir hale getirilmeli. Tatlı su kaynaklarımızın yüzde 20'sinin kullanıldığı sanayi sektöründe de önemli ölçüde su tasarrufu sağlanabilmesi için ileri teknolojiler ile beraber atık su kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Su yapıları ile ilgili proje ve tesise adeta olumlu karar vermenin alt yapısı olarak kurgulanmış ÇED süreçleri değiştirilmeli, hiçbir bilimsel kritere göre belirlenmeyen ve denetlenmeyen “can suyu” miktarı konusu toplumsal fayda ve bilimsel ilkeler çerçevesinde yeniden tanımlanmalıdır. Suyun ticari bir meta olarak gören anlayış ve üretim biçimi yerine, doğal çevrimini sürdürerek tüm insanlığın ve canlı yaşamın devamını sağlamak için toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına ve gelecek kuşaklar için korunmasına odaklı bir anlayış esas olmalı, suyun tüm canlılar için yaşamsal bir hak olduğundan hareket edilerek, bu yaklaşım temelinde yaşanan olumsuzlukları giderecek ve önerilerimizi de hayata geçirecek bir “Su Yasası” çıkarılmalıdır.”