Türkiye'nin Güney sınırı Niğde olacaktı!

Mustafa Kemal Atatürk'e 'İlk hissi teşebbüs' yaşatarak ilham olan Adana'da 3 yıl işgal yaşandı. İşgalcilere Toroslar'da direnen kahraman Adanalıların dünya savaş tarihine geçen zaferleri Türkiye'ye, Fransızlarla Ankara Anlaşması yapabilme başarısı getirdi. 5 Ocak 1922, son düşman askerinin de Adana'dan yollandığı gündü.

 

 

AHMET KARATAŞ / REFLEKS

 

 

İşgalciler, Mondros Mütarekesi’nden önce bir oldubittiye getirip Adana’yı da almak istiyorlardı. Zira Adana, Anadolu’da bir avuç toprağa uygun görülen Türklere bırakılmayacak kadar değerliydi. İngilizler, ‘Tekstil sanayimizin hammaddesi pamuğu sonsuza kadar tedarik edebileceğiz. Irmakları ve verimli topraklarıyla Adana, zenginliğimiz olacak” diyordu. Adana, Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’dan sonra ikinci sanayi şehriydi. Şehir, onlarca dokuma fabrikası, yemeklik yağ, sabun, tarım makinesi, kereste imalathaneleriyle doluydu. Üstelik bu şehir, Hicaz demiryolunun Torosları aşma kapısıydı, konumu stratejikti. Mondros’la imparatorluk tarihin tozlu raflarına gömülmeden Adana ve çevresi de işgal edilmeliydi.

CİHAN HARBİNİN SON ZAFERİ

Hesap, Katma’dan döndü. Kandırılmış Araplarla Halep’i geçip Adana’yı da işgal etmek isteyen İngilizler, Katma’da bozguna uğratıldı. Bu Osmanlı’nın Cihan Harbindeki son zaferiydi. Zaferi kazanan ordunun başında Mustafa Kemal Paşa vardı. Tarih, 28 Ekim 1918’di. İngilizlerin yürüyüşü durdurulmuş Adana, Mondros’tan önce Osmanlı toprakları içerisinde kalmıştı.

Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı saatlerde Yıldırım Orduları Komutanlığını Alman general Liman von Sanders’ten devralmak üzere Adana’ya geliyordu. Mütarekenin, Akdeniz kıyılarını kurtarmayacağını düşünüyordu. Adana’nın o dönemdeki en işlek oteline geldiğinde tarih 31 Ekim 1918’di. Telgrafla aldığı mütareke maddelerine isyan etti. Sadrazama, ‘Toros Tünelleri ne olacak?’ diye sordu. Mütarekenin ‘İşgal kuvvetleri lüzum gördükleri yerleri işgal edebilir’ anlamını içeren 7’inci maddenin nasıl kabul edildiğini sordu. Mustafa Kemal Paşa Adana’da telgraf başında Sadrazamla adeta kavga ediyordu. O günlerde İskenderun’a çıkmak isteyen bir İngiliz gemisini batırmak için ateş emri verdi. Bu çıkış, ‘İngilizleri kızdırmayalım’ düşüncesindeki Sadrazamı daha fazla kızdırdı. Mustafa Kemal Paşa’nın komuta ettiği 7’inci ordu lağvedildi.

ORDUSU LAĞVEDİLDİ

Ordusuz kalan Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’a dönmeden 11 gün Adana’da kaldı. Sözü geçen Adanalılarla gizli toplantılar yaptı. Bölgenin Mütarekeye rağmen işgal edileceğini, uçuruma doğru hızla yuvarlanan memleketin halkın çabasıyla kurtulabileceğini anlattı. Halkın işgalde neler yapması gerektiğini, mütareke gereği toplanan silahların jandarma ve halka dağıtımını organize etti. İstanbul’a dönen Mustafa Kemal Paşa, Haydarpaşa garında karşıya geçmek için istimbot beklerken işgal kuvvetlerinin donanmasını gördü. Daha iki gün önce Kahraman Adanalıların ‘Öldürmeden ölmeyeceğiz’ sözlerini hatırladı ve yaverine ‘Geldikleri gibi giderler’ dedi.

KATLİAMLAR YILI OLDU

Mustafa Kemal Paşa’nın dediği oldu. Mondoros Mütarekesine rağmen işgal kuvvetleri Adana ve çevresini 1918’in Aralık ayında işgal etti. İşgal komutanının ilk emri ‘Türk Bayrağı görmek istemiyorum’ oldu. Sömürgelerden toplanan askerlerle birlikte Suriye’den gönderilen Ermeniler Adana ve çevresine yerleştirildi. Türklerin mallarına, işletmelerine, tarlalarına el konuldu. Fransızları arkalarına alan Ermeniler, Türklere zulmün derecesini artırdıkça artırdı. Türklerin evlerinde bıçak bile silah olarak toplanırken Ermeniler silahlandırıldı. 1919, katliamlarla devam etti.

KARBOĞAZI DESTANI

Bu ortamdan kaçan bazı Türkler, Toroslarda Kuvvacı oldular. Mustafa Kemal’in Sivas Kongresi’nde Güney Cephesi’ni korumak için görevlendirdiği Sinan Paşa ve çetesine dahil oldular. Demiryolunun Toros tünellerini ele geçiren Fransızlara kök söktürdüler. 25 Mayıs 1920 günü 44 Adanalı Kuvvacı, Karboğazı’nda dünya savaş tarihine geçen bir başarıya imza attı. 23 subay ve 650 kişilik Fransız taburunu esir aldılar. Bu olay sonrası Türklerin morali hayli yükseldi. Fransızlar, ‘Kilikya’ diye adlandırdıkları Çukurova’da her gün bir hezimet yaşamaya başladı.

POZANTI KONGRESİ

Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal, 5 Ağustos 1920’de Güney Cephesi’nde savaşan başarılı Kuvvacıları desteklemek üzere Pozantı Kongresi’ne katılmış, morallerin yükseltilmesi çerçevesinde Adana Valiliği’nin geçici olarak Pozantı’ya taşınmasına destek vermişti.    

Karboğazı’nda esir alınan ve Kayseri Talas’a götürülen Fransız taburu askerleri karşılığında Ankara Hükümeti, 20 Ekim 1920’de Fransızlarla ‘Ankara Anlaşması’nı imzalayarak Güney sınırı taslak olarak belirledi.

1921 Fransızların Çukurova topraklarını terk etmeleri için toparlanma yılı oldu. 20 Aralık’ta Türk askeri şehre girerek garnizonuna yerleşti.  Son işgalci askerler de Adana’dan gönderildi. Bir süredir hazırlıkları yapılan ‘Kurtuluş Bayramı’ başladı. 4 Ocak gecesi Hükümet Konağı ile Taşköprü arasında fener alayı düzenlendi. Soğuk havaya aldırmayan Adanalılar, sabah saatlerinde Hükümet Konağı’nın en büyük salonunda Maarif Müdürü Refet Bey’in öncülüğünde Terzi Nuri ve kalfaları tarafından dikilen 40 arşınlık bayrağı teslim aldı. Sokakları dolduran yoğun kalabalığın alkışları arasında 200 kişinin elleri üzerinde bir süre taşınan o dönemin Anadolu’daki en büyük Türk bayrağı, Büyüksaat Kulesi ile Ulu Camii minaresi arasına gerilen çelik halata asıldı.  

KALBİM DURSUN DİYE DUA ETTİ!

Dalgalanan bayrağın altında mutluluk çığlıkları sevinç gözyaşlarına karıştı. Alkış tufanları arasında bir ihtiyar bu bayrağın altına gelerek ellerini yukarı kaldırdı ve “Allah’ım, artık benim gözlerimi kapa! Bu dünyada başka bir şey görmek istemiyorum. Kalbim bu heyecanla dursun” diye haykırdı.

Günler öncesinden oluşturulan Kurtuluş Bayramı Kutlama Komitesi’nin açıkladığı program gereği öğle saatlerinde ‘Kumluk Meydanı’na geçildi. Debbağ esnafının ‘mızıkası’ milli marşlar çaldı. Askeri erkânın, esnaf temsilcilerinin, kız ve erkek mektebi öğrencilerinin, öğretmenlerinin hazır bulunduğu merasimde Yeni Adana gazetesi başyazarı Ferit Celal Bey, hazırlanan kürsüye çıkarak bir konuşma yaptı. Adana Belediye Reisi Mehmet Fuad Bey’in Başkomutanlığa, Büyük Millet Meclisi Riyasetine ve çevre şehir ve kazalara çekilecek üç telgraf halka okundu, alkışlarla halktan onay alındı.

Ferid Cemal Bey’in konuşmasının ardından Numune Mektebi öğrencileri Mehmet Emin’in (Yurdakul) ‘Türk’ün Duası’ adlı şiirini okudular. Merasim, Mektebi Sultani hocasının okuduğu, vatandaşların “Âmin” diyerek eşlik ettiği duanın okunmasıyla son buldu.

Mustafa Kemal Atatürk, 15 Mart 1923’te Adana’yı ziyaret edecek ve şöyle söyleyecekti: “Bende bu vekayiin (Kurtuluşun) ilk hissi teşebbüsü Adana’da bu güzel memlekette vuku bulmuştur.”