Türkiye’nin en büyük taze
meyve yetiştiricisi ve meyve suyu konsantresi üreticisi Anadolu Etap, üçüncü
sürdürülebilirlik raporunu yayınladı. Türkiye tarım sektöründe bir ilki
gerçekleştirerek “Sürdürülebilir Tarım İlkeleri”ni oluşturan ve iş planlarına
entegre eden Anadolu Etap, GRI (Global Reporting Initiative) standartlarındaki
üçüncü raporunda 2020 yılında yürüttüğü çalışmalara yer verdi. Hızla büyüyen iş
ölçeği doğrultusunda organizasyonunu “Taze Ürünler ve Plantasyon” ile “Meyve
Suyu” olmak üzere iki ayrı genel müdürlük şeklinde yöneten Anadolu Etap, tüm
faaliyetlerinde, doğal kaynakları tüketmeden gelecek nesillerin ihtiyaçlarının
karşılanması ve bölgesel kalkınmaya imkan verecek şekilde doğal yaşamı korumak
için çaba gösteriyor. Operasyonlarını Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir
Kalkınma Amaçları (BM SKA) ile uyumlu yürüten ve geçen yıl Birleşmiş Millet
Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne de imza atan Anadolu Etap, bahçeden sofraya
sürdürülebilir çalışma sistemiyle yerel ekonomiye, tarımsal kalkınmaya ve
istihdama katkı sağlamaya devam ediyor.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
İLKELERİMİZLE ULUSLARARASI STANDARTLARDA ÜRETİME DEVAM EDİYORUZ”
Anadolu Etap’ta sürdürülebilirliği, bir söylem olarak değil; şirketin hikayesinin ve misyonunun temelinde olan bir değer olarak gördüklerini belirten Anadolu Etap Plantasyon ve Taze Ürünler Genel Müdürü Handan Eren, “Dünya genelinde tüm ülkelerin bugünün ve geleceğin gıda talebini karşılayacak çözüm yollarını oluşturmaya yönelik yoğun çabada olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Biz hem ülke hem de şirket olarak böylesi bir kriz ortamına rağmen başarılı bir 2020 yılını geride bıraktık. Tarımsal faaliyetlerimize, hasada, üretmeye ve ihracat operasyonlarımıza kesintisiz devam edebildik. Sürdürülebilirlik ilkelerimizle uluslararası kalite standartlarında üretimimize devam ettik, ediyoruz. Ülke ekonomisine, insan kaynağımıza, teknolojimize, toprağımıza ve çiftçilerimize yatırım yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“İSTİKRARLI BÜYÜYEN, UÇTAN UÇA TAM ENTEGRE BİR TARIM VE GIDA ŞİRKETİYİZ”
Anadolu Etap Meyve Suyu Genel Müdürü Mutlu Ocak raporla ilgili değerlendirmesinde, “Yüzde 70’i aşan ihracat oranımızla 65’ten fazla ülkenin sağlıklı gıda ihtiyacını karşılıyoruz. Fabrikalarımızla, Ar-Ge merkezlerimizle ve geliştirdiğimiz ürünlerle istikrarlı bir şekilde büyüyen, uçtan uça, tam entegre bir tarım ve gıda şirketiyiz. Doğal kaynakların kısıtlılığı bilinciyle hareket etmeyi, sürdürülebilir, akıllı tarım ve modern üretim teknolojilerine, Ar-Ge’ye yatırım yapmayı; sürdürülebilir iş modelimizi ve uluslararası standartları yaygınlaştırmayı kendimize temel hedefler olarak belirledik. Kaliteye yaptığımız yatırımların, istihdamda ve tedarik zincirinde devamlılığı sağlamanın ve tüm süreçlerimizi dijitalleştirmenin Türkiye’nin en büyük taze meyve ve meyve suyu üreticisi şirketlerinden biri olmamızdaki payı çok büyük” ifadelerini kullandı.
2015-2020 YILLARI ARASINDA HAYATA GEÇİRDİĞİ 27 PROJE İLE SKA İLKELERİNE KATKIDA BULUNDU
Tarım sektöründe Türkiye’nin önemli işverenlerinden biri olan Anadolu Etap, 30 bin dekar alan üzerine kurulu 8 çiftliği, 3 meyve suyu fabrikası ve 1 meyve paketleme tesisi ile bulunduğu bölgelerde istihdama ve yerel ekonomiye katkı sağlıyor. Anadolu Etap 2015-2020 yılları arasında hayata geçirdiği 27 proje ile BM SKA ilkelerinden “Açlığa Son”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Eşitsizliklerin Azaltılması” ve “Sanayi, Yenilikçilik ve Alt Yapı” ilkelerine doğrudan katkıda bulundu. Faaliyet gösterdiği bölgelere uluslararası kalite standartlarını götürerek, Türk tarımının gelişimine destek olan Anadolu Etap’ın sürdürülebilirlik stratejisinin yapıtaşlarını ise kadınları ve çocukları odağa alan toplumsal projeler oluşturuyor.
2020 YILINDA 361 MİÇO’NUN EĞİTİMİNE DESTEK OLDU
MİÇO (Misafir İşçi Çocukları) programı ile Türkiye’de mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına kendi çiftliklerinde okul açan ve kesintisiz eğitim sağlayan ilk tarım şirketi olan Anadolu Etap, 2015 yılında başlayan MİÇO programıyla bugüne kadar 1250 çocuğun kesintisiz eğitim almasına katkıda bulundu. 2020 yılında ise 361 MİÇO’nun eğitimine destek oldu. Tarım sektöründe istihdam oranı yüksek olan kadın çiftçilerin ekonomiye katılımını destekleyen Anadolu Etap, ekosistemindeki çiftçilere AgroAkademi eğitimleri ile “sürdürülebilir tarım” eğitimleri veriyor. 2014 yılından bu yana devam eden AgroAkademi eğitimlerine bugüne kadar yüzde 75’i kadınlardan oluşan toplam 875 çiftçi katıldı. Her yıl çiftliklerinde ortalama 2 bin mevsimlik göçer işçiye ev sahipliği yapan Anadolu Etap, aynı zamanda çiftliklerinde çalışan işçilerin yüzde 70’inin kadınlardan oluşmasına özen gösteriyor.
FAALİYETTE BULUNDUĞU BÖLGELERDEKİ BİYOÇEŞİTLİLİĞİ GÜVENCE ALTINA ALIYOR
İklim değişikliği etkilerinin azaltılması ve ekosistemin korunması için çiftliklerinin bulunduğu bölgelerde doğal yaşamı koruyan Anadolu Etap, tüm faaliyet alanlarında biyoçeşitliliğe olumsuz etki edecek koşulların iyileştirilmesi için de özel projeler hayata geçiriyor. Türkiye’nin 6 farklı bölgesinde yer alan çiftliklerinin bulunduğu bölgelerde meyve ağaçlarını rüzgârdan doğal yöntemlerle korumak için binlerce Leylandi ve Pavlonya ağacı diken Anadolu Etap, Balıkesir ve Çanakkale çiftliklerinde Çınar ağaçlarını ve Truva Meşelerini koruma altına alarak, doğanın mirasına sahip çıkıyor. Aynı zamanda Türkiye biyolojik zenginliğinin bir göstergesi olan ve Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) kırmızı listesinde tehlikeye yakın kategoride sınıflandırılan Anadolu yer sincabına çiftliklerinde yaşam alanı sağlayan Anadolu Etap, biyoçeşitlilik ve ekolojik dengenin sağlanmasına katkıda bulunuyor. Çiftliklerine yerleştirdiği yüzlerce kuş yuvası ve binlerce arı kovanı ile doğal ekosistemi sürdürerek, zararlı organizmalarla doğal yöntemlerle mücadelede ederek kimyasal kullanımını azaltıyor.
AKILLI TARIM TEKNOLOJİLERİ İLE DAHA AZ SU, ZİRAİ GİRDİ VE ENERJİ KULLANIMINI MÜMKÜN KILIYOR
Anadolu Etap, kullandığı akıllı tarım teknolojileri ile (donla mücadele sistemleri, rüzgâr pervaneleri, su tasarruflu sprinkler sistemleri ve benzeri teknolojiler) iklimin olumsuz koşullarını bu bölgelerde ağaçlar ve meyveler için daha olumlu şartlara çeviriyor. Bu teknolojiler arazi hazırlığı, hava durumu takibi, hastalık ve zararlı salgınları haber verme konularında fayda sağlarken; daha az su, zirai girdi ve enerji kullanımını da mümkün kılıyor. Çevre kirliliğinin en aza indirilmesi açısından da önem taşıyan akıllı ve sürdürülebilir tarım uygulamaları hem çiftçinin hem de ülke ekonomisinin pozitif yönde gelişmesine katkı sağlarken, sağlıklı besin üretimi ve tüketimi açısından da önem arz ediyor.
YORUMLAR