Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ‘Kültüryolu Festivali’yle desteklediği Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nın en çarpıcı söyleşi etkinliklerinden biri Adana Müze Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Madalyasız, Kayıp Sancak ve Rüsumat adlı Kurtuluş Savaşı romanlarıyla uzun süre ‘Çok Satanlar’ listesinde eserleri yer alan Mehmet Uluğtürkan’ın ‘Atatürk’ün Pilot Şehri Adana’ söyleşisi büyük ilgi gördü.
Mustafa Kemal’in henüz 1919’da Samsun’a çıkmadan 6 ay önce kurtuluşla ilgili tüm planlarını Adana’da yaptığını, Adanalılardan aldığı destek ve moralle İstanbul’u kuşatan işgal gemilerine karşı ‘Geldikleri gibi giderler’ sözünü sarf ettiğini belirten Uluğtürkan, “Atatürk, kendisi de ‘Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu güzel Adana’da vuku bulmuştur’ diyerek teyit ediyor. Murad Oteli ve Şakirpaşa Konağı’nda Adanalılarla defalarca yaptığı gizli toplantılarda vatanın nasıl kurtarılacağıyla ilgili değerlendirmelerde bulumuş, önlemler aldırmış, taktikler vermiştir” dedi.
POZANTI, CUMHURİYETE GİDEN YOLUN BAŞLANGICIDIR
Atatürk’ün sadece kurtuluşta değil, kuruluşta da Adana’dan esinlendiğini belirten Uluğtürkan, “İşgal altındaki Adana’nın moral kazanmasını sağlamak ve direnişe destek vermek için 5 Ağustos 1920 tarihinde Pozantı’ya geldi. İnkılap tarihimizde Pozantı Kongresi’nin Erzurum ve Sivas kongreleri kadar önemli değeri vardır. Mustafa Kemal, Sivas Kongresi’nde sivildir ama Pozantı’da Büyük Millet Meclisi Başkanıdır. Pozantı Kongresi’nde bölge insanına moral vermek, ‘Adana’nın işgalini kabul etmiyoruz’ demek için vilayet merkezi geçici süre ile Pozantı’ya alınmıştır. Bu kongrede Mustafa Kemal vilayetin vali ve belediye başkanı ve diğer yöneticilerini kendisi belirlemek yerine seçimi, demokrasiyi işaret etmiştir. Pozantı, seçimin, sandığın, demokrasinin Cumhuriyete giden yolu olmuştur” diye konuştu.
44 KUVVACI, BİN KİŞİLİK FRANSIZ TABURUNU ESİR ALDI
Ankara Hükümeti’nin uluslararası arenada tanınmasına ilk katkıyı sağlayanların Adanalı Kuvvacılar olduğunu belirten Gazeteci Yazar Mehmet Uluğtürkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fransızlar, stratejik geçiş noktası Torosları da işgal etti. Ancak, hepi topu 44 Kuvvacı dünyada eşi görülmemiş bir kahramanlıkla içerisinde 100’ü aşkın subay bulunan bin kişilik Fransız taburunu Karboğazı’nda esir aldı. Hükümet, bu esirlerin takasıyla Fransızlarla ilk uluslararası mutabakatlarından birini yani ‘Ankara Anlaşması’nı yapabilme imkanına sahip oldu.”
ATATÜRK, 13 OCAK 1925’TEN BERİ RESMEN ADANALI
Adanalı’nın işgalde hem Fransızlardan hem de onlardan cesaret alan Ermenilerden zulüm gördüğünü, şehirde yaşayanlara dehşetin yaşatıldığını anlatan Gazeteci Yazar Mehmet Uluğtürkan, “1920’de Adana’da Müslümanlara yönelik katliamlar yaşatıldı. Aynı yılın 10 Temmuz’unda Müslümanlar zulme dayanamayarak çoluk çocuk ovayı terkedip Toroslara sığındı. Kafileler halinde göçmek zorunda kalan insanların üzerine Fransız uçaklarından demir çiviler atıldı. ‘Kaç kaç’ adı verilen süreci Adanalılar hiç unutmadı. İşte bu zulümden kurtuluşu sağlayan Mustafa Kemal, Adanalılar nezdinde çok sevildi. 1925 yılında Mustafa Kemal bu kez Cumhurbaşkanı olarak Adana’yı ziyaret etti. Bu ziyarette Adanalılar, Mustafa Kemal’e sevgilerini gösterebilmek için uzun süre bir armağan aradı. Bu süreçte Adana Belediye Meclisi üyeleri bir öneri sundu. Mustafa Kemal, Adana Belediye Meclisi tarafından resmen Adanalı ilan edildi ve fahri hemşehrilik beratı sunuldu. Bu beratta yazan cümlelerin Adana’nın her girişine yazılmasını çok isterim. Umarım Başkanımız bu dileğimi gerçekleştirir. Çünkü, beratta yazanlar o kadar anlamlı ki Adanalı’nın Atatürk sevgisi ancak bu kadar güzel anlatılabilir” dedi.
KENDİ PARASIYLA ÇİFTLİKLER ALDI
Atatürk’ün Cumhuriyetin ilanından hemen sonra da Adana ve Adanalılara ilgisini artırdığını belirten Uluğtürkan, “Mustafa Kemal, güçlü bir ülke istiyordu. Bunun için ekonomi güçlü olmalıydı. O yıllarda dünyayla rekabetin anahtarı tarım ve tarıma dayalı sanayiydi. Cumhuriyetin ekonomi hamlesinde kafasında belirlediği pilot şehir Adana’ydı. O yüzden kendi parasıyla ve borçlanarak Adana’dan 3 çiftlik aldı. Bu çiftliklerde modern tarım tekniklerinin kullanılmasını sağladı. Yurtdışından narenciye fidanları getirtti. Pamuk, buğday tohumları, büyükbaş ve küçükbaş hayvan ırklarından çeşitler getirtti. Çiftliklerini bölge halkına açtı, üreticiye örnek oldu. 1937 yılında yani vefatından bir yıl önce bu çiftlikleri ‘Amaç hasıl oldu’ diyerek kendi parasıyla aldığı çiftlikleri hazineye armağan etti. Eğer bugün portakal çiçeği kokusunu özgürce soluyor ve adına karnaval yapıyorsak bunu biraz da Atatürk’e borçluyuz. İtalya’dan getirtilen portakal, limon fidanlarının bölgede yaygınlaşmasıyla bu alanda katma değeri yüksek tarım ürünü üretebildik. Cumhuriyet, ilk fabrikalarını içerisinde İskenderun Demir Çelik Fabrikası da dahil Ruslara yaptırdı. Parayla değil, portakal limonla ödeyebildik” dedi.
Duygu dolu anların yaşandığı söyleşi sonrası Gazeteci Yazar Mehmet Uluğtürkan, Adana’nın Fransız işgalinde kaldığı 3 yılı ve kurtuluşu anlatan romanı Kayıp Sancak’ı imzaladı. Okurlar, Uluğtürkan’ın romanlarına yoğun ilgi gösterdi.
YORUMLAR