Refleks
Yıllar önce işlevini yitiren sera örtüleri ya doğaya atılıyor ya da hasat sonrasında tarlaların bir köşesinde yakılıyordu. Doğayı tahrip eden bu ürünlere o dönemin geri dönüşümcüleri ilgi göstermiyordu. Zira örtülerin üzerindeki kumu, toprağı, suyu ayrıştırmak hem maliyet hem uzun zaman gerektiriyordu. Adana’da faaliyet gösteren Adanus Plastik, ekonomik görünmese de bu alana odaklandı. Kullanılmış ve işlevini yitirmiş sera örtüleri Adanus Plastik tesislerinde kurutuldu, kırıldı, yıkandı ve plastik gravür haline getirildi.
30 MİLYON TON PLASTİK ATIK
Yaklaşık 40 yıl önce başlayan bu süreç, Adanus Plastik’i sektörün en etkin şirketleri arasına taşıdı. Adanus Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Nadir Gök, bugün Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan tesislerinin yılda yaklaşık 30 bin ton plastik atığı farklı sektörler için hammaddeye dönüştürdüğünü söyledi. Ayrıştırılan ve yıkanan atıkların çeşitli işlemlerden sonra gravüre veya nihai ürünlere dönüştürüldüğünü belirten Gök, “Renk, yoğunluk, baskı gibi işlemlerle poşetten tek kullanımlık önlüğe kadar onlarca farklı ürün ortaya koyuyoruz. Yanı sıra gravürlerimiz tarımsal örtülerden ayakkabı tabanına, damlama sulama borularından kompozit panele onlarca alanda kullanılıyor” dedi.
KRALİYET’İN ÇÖP POŞETİ ADANUS’TAN
Üretimlerinin ağırlıklı olarak ihraç edildiğini belirten Bilal Nadir Gök, “2000 yılında yıllık 1 milyon dolar olan ihracatımız 15 milyon doları aştı. Avrupa’dan Afrika’ya, hatta Çin’e bile çöp poşeti ihraç ediyoruz. Örneğin İngiltere’nin Kraliyet bölgesinin tüm çöp torbalarını biz üretiyoruz. Yanı sıra Avrupa’da birçok büyükşehrin belediyesi çöp torbalarını bizden temin ediyor. Atıktan katma değer ve istihdam sağladığımız için mutluyuz” diye konuştu. Avrupa Birliği’nin 2025 yılına kadar en az yüzde 25 geri dönüştürülmüş hammadde kullanım zorunluluğuna dikkat çeken Gök, bu doğrultuda artacak talebi karşılamak için yatırıma devam ettiklerini söyledi. Gök, pandemi sürecinde hastane, güzellik salonu, otel, lokanta gibi yerlerde tek kullanımlık ürün tüketiminin arttığını, çöp torbası, market poşeti gibi ürün çeşitliliğine önlük, tulum gibi ürünleri de eklediklerini kaydetti.
NİŞASTA BAZLI BİYOBOZUNUR HAMMADDE
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) işbirliğinde belirlenen Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi araştırmasına Adanus Plastik’in 32’nci sıradan girdiğini belirten Bilal Nadir Gök, “2016-2018 yılları arasındaki ciro artışına göre girme başarısı gösterdiğimiz listede aynı performansı göstererek sürekli kalmayı hedefliyoruz. Yeni dönemde nişasta bazlı biyobozunur hammaddeden katma değeri yüksek ürünlerin yanı sıra paket yemek servisinde kullanılan karton kutu üretimi için de yatırım planlıyoruz” dedi. Faaliyetlerinin tamamında çevreci bir yaklaşım sergilendiklerini anlatan Gök, “Bunu yaparken sağladığımız istihdam, azalttığımız ithalat ve ihracatta kazandırdığımız dövizle ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor olmanın gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.
TÜM POŞETLER GERİ DÖNÜŞÜMDEN
Bilal Nadir Gök: “Türkiye’de market poşetlerini orijinal hammaddeden üretmek yasaklanmalı. Aynı şekilde deterjan, şampuan, boya gibi tüm ambalajlar geri dönüşümden elde edilmeli. Petrol ve türevlerine milyarlarca dolar ödeyen Türkiye’de bu hem çevreyi koruma hem ekonomi açısından son derece önemli.”
KENDİ ÜRETİM HATTIMIZI KURUYORUZ
Bilal Nadir Gök: “1994’te Milano’da plastik makinelerinin sergilendiği fuara gittim. Sektörümüzdeki hemen her çeşit makine sergileniyordu. Bu sektörün makine üretiminde Tayvan önemli söz sahibi. O yüzden fuarda görmekle yetinmedim. Tayvan’a gittim, ‘Bana showroomdaki makinelerinizi değil, sizden makine satın alarak üretim yapılan tesislerini gösterin’ dedim. İlk dijital makinelerimizi aldık. Ama şu an birçok hattı kendi ekibimizle oluşturuyoruz. Bünyemizde her türlü teçhizata sahip bir atölye kurduk. Hem yerli makinecilerimizle hem bünyemizdeki altyapıyla artık istediğimiz üretim hattını oluşturabiliyoruz.”
YABANCI DİL VURGUSU
Bilal Nadir Gök: “İngilizce konusunda çok zorlandım. Görüşmelerimin tamamını bir tercüman aracılığıyla yapmak zorunda kaldım ve bu durumdan hiç hoşnut olmadım. İşyerine dönünce çocuklarım ve yeğenlerim için ‘Dil bilmeyen bu işletmeye giremeyecek’ diye karar aldırdım. Bugün tamamı İngilizce biliyor. Hatta ikinci dilini geliştirenler de oldu.”
YORUMLAR