Başar ŞEKER / Refleks -
Cumhuriyet Halk Partisi Adana Milletvekili ve TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Türkiye’nin tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlaması halinde çok önemli bir kalkınma dönemi yaşayacağını söyledi. Tarımda derinleşen sorunlara işaret ederek çözüm önerilerini paylaşan Barut, “Ülke yönetiminde olduğu gibi tarımda da esas olan meseleye nasıl yaklaştığınız ve nasıl bir politika belirlediğinizdir. Üretim ve üretici odaklı, bilimin sesine ve çağın gereklerine kulak verip Atatürk’ün izinde yürür, ‘Üreten ve halkça bölüşen bir Türkiye’ idealine sıkı sıkıya sarılırsak başarılı oluruz. Bu olursa, bu cennet ülkede herkes refah içinde yaşar. Çiftçimiz kazanır, tarım ayağa kalkar, ülkemiz kalkınır” dedi.
SORUNUN ADINI DOĞRU KOYALIM
Uzun süredir “Bir başka tarım mümkündür” şiarıyla tarımsal üretim konusunda çalışmalar yürüten, aynı zamanda ziraat mühendisi kimliğiyle de bilinen Ayhan Barut, “Öncelikle ‘Tarımsal sorunlarımızı nasıl çözeriz?’ sorusuna yanıt aramalıyız. Tarımda sorunları ve bunun nedenlerini ele almadan çözümle ilgili konuşmak doğru değildir “ diye konuştu.
Tarım sektörünün stratejik öneminden başlayarak yaşanan sorunlara ilişkin ayrıntılı bir değerlendirme yapan Barut, şöyle devam etti: “Bilindiği gibi tarım sektörü tüm dünyada stratejik önemine istinaden gerekli destekleri gören, yenilenen, istihdam ve ihracatıyla ülke ekonomilerine büyük katma değer üreten, üzerine titrenen sektördür. Ancak ülkemizde bu durum maalesef geçerli değildir. Türkiye tarımı, tek kişinin inisiyatifine bırakılmayacak kadar değerlidir; ancak bugün durum tam da böyledir. Gelecek nesillere sağlıklı topraklar bırakmanın, güvenli ve erişilebilir gıdaya ulaşmanın yolu ortak akıldan ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanmasından geçiyor. Sürdürülebilir bir tarım için de nitelikli, bütüncül ve tüm bileşenleri kapsayan reforma ihtiyaç var.”
PLANLI ÜRETİM VE DESTEK İSTİYORUZ
Bütçeden tarıma ayrılan payın yetersizliğine de işaret ederek gelişmiş ülkeler örneğini sunan TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Barut, şöyle konuştu: “2021 yılında tarıma ayrılan bütçe 22 milyar liraydı. Maalesef bu tutar 2020 yılının aynısı olarak belirlenmişti. 2022 bütçesinden ise tarıma ayrılan pay 25,8 milyar lira olarak belirlendi. Ve maalesef korkulan oldu, tarıma ayrılan bütçe bugüne kadar çiftçinin hiçbir derdine derman olmadı. Bütçesi 168,7 milyar avro olan AB ülkeleri tarıma yüzde 35 oranında, yani 58,6 milyar avro; ABD ise 42 milyar dolar destek ayırdı. Ülkemiz bütçesinin sadece yüzde 1,5’inin tarıma ayrılması bile utançtır. AB ülkeleri 2021-2027 tarımsal destekleme bütçesini belirledi. Yani Avrupalı çiftçi 7 yıllık desteği bilerek üretim yapıyor. Türkiye’deki çiftçi ise 2022 yılı bitecek, hâlâ desteklerin tutarını ve ödeme takvimini bilmiyor. Ne yazık ki 20 yıllık AKP iktidarı sürecinde Türkiye’nin yerel ve bölgesel ölçekte geleneksel tarımsal yapısı zayıflatılmış ve ülkemiz tarımda net ithalatçı konumuna düşürülmüştür. Tarımsal ticaretimizde cari açığımız 35 milyar dolar seviyesindedir. Yani ülkemizin fazladan 35 milyar doları yabancı ülkelere ve çiftçilere aktarılıyor. Çiftçimizin ve tarım sektörünün bankalara olan borçları 165 milyar liranın üstünde. Çiftçilerin piyasalara olanla birlikte toplam borcu 190 milyar lirayı aştı. Mazottaki fiyat artışlarını, gübrede yaşanan vahim tabloyu, zirai ilaçtan tohuma, elektrikten vergilere tarımsal üretim maliyetlerini söylemiyorum bile” diye konuştu.
YORUMLAR