Refleks
Son 20 yılı aşkın süredir, endüstrileşme, şehirleşme, ekonomik gelişme ve küresel pazarlamanın etkisiyle beslenme ve yaşam tarzında hızlı değişiklikler oluyor. Bu değişiklikler toplumların özellikle gelişmiş ve değişim geçiren ülkelerin beslenme ve sağlık durumu üzerinde önemli etkiler yapıyor. Yaşam standartlarının gelişmesi, besine ulaşmanın kolaylaşması ve besinlerin çeşitlenmesi, hizmetlere ulaşımın artması, doğru olmayan beslenme şekillerinin oluşması, fiziksel aktivitenin azalması, tütün kullanımının artması gibi olumsuz sonuçlara yol açıyor. Bu durum da insanlarda beslenmeyle ilişkili hastalıkların artmasından sorumlu tutuluyor.
PRİM YAPANLAR VAR
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Nihal Özdemir, beslenme bozukluğuna bağlı oluşan obezitenin böylesine önemli bir sağlık sorunu iken üzerinde durulması gereken en önemli konunun ‘sürdürülebilir beslenme’ olduğunu kaydetti. “Neden sadece ‘sağlıklı beslenme’ demedim ya da ‘zayıflama diyeti’ ifadesini kullanmadım” diyen Özdemir, “Çünkü bu sorundan prim yapmaya çalışan birileri insan sağlığını hiçe sayarak kendine özgü diyetler çıkarıyor. Kısaca bunlara popüler diyetler diyebiliriz. Kilo verdirme gayesinde olan bu diyetler bir sağlık sorununu çözmeye çalışırken, öte yandan başka sağlık sorunlarını ortaya çıkarıyor. Amaç her ne olursa olsun standart bir diyet şekli düşünülemez. Kişinin cinsiyeti, yaşı, hastalıkları onun diyet şeklini belirlerken aynı zamanda diyetin sürdürülebilir olması diyetin kalitesini belirler” diye konuştu.
BESLENME REHBERİ
Beslenme ve Diyet Uzmanı Nihal Özdemir, sürdürülebilir beslenmenin nasıl olması gerektiği hakkında da şu bilgileri verdi: “Bunu, Avustralya’da yapılan bir çalışmayla açıklamak istiyorum. Avustralya beslenme rehberinde önerilen beş besin grubunda yer alan besinlerden oluşturulan ‘tipik beslenme sepeti’ ile sağlık ve çevresel sürdürülebilirlik prensipleri kapsamında seçilen besinlerden oluşan ‘sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme sepeti’ oluşturulmuştur. Bu sepete besinler seçilirken 3 temel ilke göz önünde bulundurulmuştur: Birincisi, bireyin enerji ihtiyacının üzerinde tüketilen her besin, doğal kaynakların kullanımı ve biyoloji çeşitlilik üzerinde baskıya yol açarak önlenebilir bir çevresel yükü temsil eder. İkincisi, yüksek enerjili, işlenmiş ve paketlenmiş gıdaların keyfi olarak seçilip tüketilmesinin azaltılması, beslenmedeki dengesizliklerin oluşması riskini ve çevresel kaynakların kullanımını azaltır. Üçüncüsü ise, daha az hayvansal ve daha fazla bitkisel besinler içeren bir diyetin, hem sağlık hem de ekolojik yararları bulunmaktadır.”
ANAHTAR BİLEŞENLER
Özel Adana Ortadoğu Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Nihal Özdemir, sürdürülebilir beslenmenin anahtar bileşenlerini şu şekilde sıraladı: “Besin ve besin öğesi ihtiyacı, gıda güvencesi, ulaşılabilirlik; mutluluk, sağlık; biyoçeşitlilik, çevre, iklim; eşitlik, adil ticaret; çevre dostu, yerel, mevsimsel besinler; kültürel miras…”
YORUMLAR