UNİCEF’in yayınladığı rapor, COVID-19’un yoksulluk, sağlık, eğitime erişim, beslenme, çocuk koruma ve ruh sağlığı gibi konulardaki temel zorlukları ortadan kaldırmaya yönelik, uzun yıllar içerisinde kaydedilen ilerlemelere nasıl ket vurduğunu gösteriyor. Rapor, pandeminin neredeyse ikinci yılı tamamlanmışken, COVID-19’un gittikçe derinleşen etkisinin yoksulluğu ve eşitsizlikleri artırdığı, çocuk haklarını daha önce benzeri görülmemiş düzeylerde tehdit ettiği konularında uyarıyor.
“TOPARLANMAK 7-8 YIL SÜREBİLİR”
“Kayıp bir on yılı
önleme” raporuna göre, pandemi sebebiyle artık 100 milyon çocuğun daha çok
boyutlu bir yoksulluk içinde yaşadığını ve bunun 2019’dan beri yüzde 10’luk bir
artış olduğu anlamına geldiğini belirttiler. Bu rakamların, 2020 Mart
ortasından beri saniyede bir yaklaşık 1,8 çocuğa karşılık geldiğini ve bunun yanın
sıra raporda, verilen kayıpların geri kazanılması için uzun bir yol kat
edilmesi gerektiğini ve en iyi ihtimalle bile toparlanmanın ve COVID öncesi
çocuk yoksulluğu düzeylerine geri dönmenin yedi-sekiz yıl süreceğini söylüyor.
“HANELER YOKSULLUK İÇİNDE YAŞIYOR”
Bu kötüye gidişin diğer
kanıtlarını da sunan rapora göre, pandemi öncesiyle kıyaslandığında artık 60
milyon çocuk daha parasal yoksulluk içindeki hanelerde yaşamaya başladı. Buna
ek olarak, 2020’de 23 milyon çocuk temel aşılarını yaptıramadı. Bu, 2019 ile
kıyaslandığında neredeyse 4 milyonluk bir artış ile son 11 yıldaki en yüksek
rakam.
Ayrıca raporda, pandemi
sürecinde çocukların büyük çoğunluğunun eğitimden uzak kaldığı, ruh sağlığı
sorunları yaşadıklarını, çocuk yaşta evliliğe zorlandıklarını ve şiddet gördükleri
de belirtilmiştir.
UNİCEF’in raporu,
pandeminin ötesinde, çocuk haklarına yönelik ciddi tehdit oluşturan diğer
tehlikeler konusunda da uyarılarda bulunuyor. Rapora göre, dünya genelinde 426
milyon çocuk (neredeyse 5 çocuktan 1’i), gittikçe ağırlaşan ve sivillere
gittikçe daha fazla zarar veren, çocukları ise orantısız şekilde etkileyen
çatışma bölgelerinde yaşıyor. Kadınların ve kız çocuklarının, çatışmalarla
bağlantılı cinsel şiddete maruz kalma riskinin çok yüksek olduğunu belirtiyorlar.
Rapor, gerçekleştirilen insani yardımların yüzde 80’i, çatışmalar sebebiyle
yapıldığını, aynı şekilde, yaklaşık 1 milyar çocuğun(dünya çocuk nüfusunun
neredeyse yarısı), iklim değişikliğinin etkilerinin ‘aşırı yüksek risk’
oluşturduğu ülkelerde yaşadığını belirtiyor.
YORUMLAR