Garanti BBVA, Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) uyum sürecinde Türkiye’deki yatırımların önünü açmak ve ihracat süreçlerine destek olacağını açıkladı. Bu çerçevede üretim yoğun kentlerde ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmaları gerçekleştiren Garanti BBVA’nın Adana toplantısı yoğun ilgi gördü.
Etkinliğin açılışında konuşan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “İklim krizinin hayati bir sorun olarak her geçen gün derinleştiğinin altını çizmek isterim. Hepimizin görevi durum daha da kötüleşmeden önlemler almak ve dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek olmalı. Bu kapsamda Avrupa Yeşil Mutabakatı önemli bir yol planı içeriyor. İşin ekonomik boyutu düşünüldüğünde, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ticaretin kurallarını değiştirecek çok kritik bir başlık. Sürecin finansal boyutu 1 Ocak 2026’da devreye girecek ve karbon kredisi alımına başlanacak. Yani bu sürece uyum sağlamak için fazla vaktimiz kalmadı. İkincisi ise, SKDM dışında, AB kriterleri arasında üretim tekniklerimizi hızla dönüştürmemizi gerektirecek farklı standartlar da söz konusu olacak. Dolayısıyla, daha uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir, düşük karbon ayak izli üretim yapmamızın önemi artıyor. Belirlenen kriterlere uygun üretim yapmayan ihracatçı şirketler ne yazık ki rekabette geride kalacak. Şimdiden hazır olmamız gerekiyor” dedi.
Garanti BBVA olarak, iklim kriziyle mücadele konusunda 18 yılı aşkın süredir çalıştıklarını belirten Baştuğ, “Bu konudaki sorumluluklarımızın farkındayız. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde de ülkemizdeki şirketleri desteklemeyi ve sürdürülebilir yatırımların önünü açmayı önemsiyoruz. Ana hissedarımız BBVA’nın 2018-2025 yılları arasında 300 milyar Euro’luk sürdürülebilir finansman sağlama hedefi var. Biz de bu hedefe 2025 yılına kadar en az 400 milyar TL tutarında destek sağlamayı hedefliyoruz. Şu ana kadar bunun yaklaşık yarısını gerçekleştirdik. Sürdürülebilir finansman hedeflerimizin yanı sıra, karbon yoğun sektörlerdeki riskimizi azaltmak konusunda da net hedeflerimiz var” dedi.
Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ’un ev sahipliğine gerçekleşen buluşmada, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya AYM ile SKDM’nin ekonomik boyutları ve çözüm önerileri üzerine bilgi verirken, Dr. Mahfi Eğilmez de ekonomi alanında değerlendirmelerde bulundu.
TÜRKİYE’NİN HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL
Prof. Dr. Etem Karakaya, Avrupa Birliği’nde 1990’da 5.5 milyar ton karbondioksit-sera gazı emisyonu salınırken, 1990-2022 arasında yüzde 32 azaltıldığını belirterek, “Şu an 3.5 milyar tona kadar düşmüş durumda. 2030’a geldiğinde 1990 seviyesinin yüzde 55 altına indirecekler, 2050’de net sıfır, yani karbonsuz ekonomiye geçecekler” dedi. Bu süreçte Türkiye’nin durumunu değerlendiren Prof. Dr. Karakaya, şunları söyledi: “Biz ise emisyonlarımızı 1990 seviyesine göre, azaltmayı bırakın yüzde 200 artırdık. Türkiye işin çok başında ve politikalarının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanımız 2021 yılında, 2053 net sıfır hedefini açıkladı. Bu bağlamda orta dönem hedefi olarak 2030’da bugünkünün yüzde 43 üstüne çıkarmayı hedefliyoruz. Emisyonlarımızın zirve olduğu, sonrasında azalmaya geçeceği yılı da 2038 olarak belirledik. Avrupa Birliği 1990’dan beri yüzde 32 azaltabilmiş, 2050’ye kadar ‘acaba sıfırlayabilir miyim’ diye düşünürken, biz ‘2038’e kadar artıracağız, 2053’de sıfıra indireceğiz’ diyoruz. Bu pek gerçekçi değil.”
YORUMLAR