GOOINN,
yarının iş gücünün ihtiyaç duyacağı ve yeni nesil çalışanların kendilerinde
geliştirmeleri gereken 4 beceriyi ortaya koyan bir çalışma gerçekleştirdi.
Çalışmada, artık yeni nesil çalışanları işe alma ve onları geliştirmenin
şirketler için yeni bir meydan okuma (challenge) olduğu ortaya kondu. 2025’te
çalışanların %50’sinin yeni yetkinliklere ihtiyaç duyacağı belirtilirken hem iş
hem de teknolojinin tüm yönlerini anlayabilmek ve girişimcilik becerilerinin
önemi vurgulandı. Gelir odaklı iş geliştirme kabiliyetlerinin ön plana
çıkacağının belirtildiği çalışmada, yapay zeka ile makinelerin doğuştan
mantıklı olsalar da empatiden yoksun oldukları vurgulanarak etik zekanın
önemine değinildi.
2025’TE
ÇALIŞANLARIN %50’Sİ YENİ YETKİNLİKLERE İHTİYAÇ DUYACAK
Dünya
Ekonomik Forumu’nun İşlerin Geleceği Raporu’na göre, teknolojinin benimsenmesi
arttıkça 2025 yılına kadar tüm çalışanların %50'sinin yeni yetkinliklere
ihtiyacı olacak. Forum, 2025 yılına kadar 85 milyon işin, insanlar ve makineler
arasındaki iş bölümündeki bir değişiklikle yer değiştirebileceğini tahmin
ediyor. Şirketler, inovasyon yapmak ve yeni çağda hayatta kalabilmeleri için
önümüzdeki senelerde ihtiyaç duydukları yetenekleri sistematik olarak
belirlemelidir diyen GOOINN İnovasyon Danışmanı Mehmet Batuhan Sungu,
şirketlerin en çok ihtiyaç duydukları yetkinliklerin teknik değil, iş odaklı
(Business Related) olduğunu belirtti.
HEM İŞ
HEM DE TEKNOLOJİNİN TÜM YÖNLERİNİ ANLAYABİLME BECERİSİ ÖNEMLİ OLACAK
“Teknik
olabilir, etik olabilir, işle ilgili (business related) olabilir, birçok farklı
karakteri masaya getirebilmelisiniz” diyen Sungu, “İş dünyasındaki her şey,
Ar-Ge’den tüketiciye kadar diğer her şeyle bağlantılıdır. Günümüzün karmaşık iş
süreçleri, çalışanların iş hakkında bütünsel bir bakış açısına sahip olmasını
gerektirir. Bunun özellikle şu anda büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum.
Çalışanlar, şirketin mevcut ve özellikle gelecekteki iş modelleri arasındaki
bağlantıları kavrayabilmeliler. Bununla beraber aslında müşterilerinin
deneyimlerini de doğru bir şekilde anlamayabilmeleri oldukça kritik. Yarının
yetenekleri işleri ile ilgili birçok konuyu en azından şu anda olduğundan çok
daha fazlasını anlamayı hedeflemelidir” dedi.
GİRİŞİMCİLİK
YÖNÜ GELİŞMELİ
İnovasyon
ekiplerinin başarılı olmak istiyorlarsa daha girişimci olmaları gerektiğinin
altının çizildiği çalışmada, yeni iş gücünün artık sadece geliştirmek
istedikleri ürünler açısından değil aynı zamanda kullandıkları süreçler
açısında da sınırları zorlamaları gerektiği vurgulandı. “Bu nedenle İnovasyon
ve Ar-Ge ekipleri teknolojik değişime ayak uydurmak için kurumsal sınırları
yeniden çizmeyi öğrenmelidir. Çünkü ayak uydurmanın yanında bir topluluğu
dönüştürmeye de çalışan ekiplerdir.” diyen Batuhan Sungu şunları ekledi; “Yeni
iş gücü, en yeni araçları kullanarak veya gerekirse bunları yaratarak dijital
iç girişimciler olmalılar. Bu, BT tarafından önerilenler dışındaki yeni yazılım
ve sistemleri denemeyi ve hatta kurum içinde bazı çözümler geliştirmek
olabilir. Açık sistemlere, beta sürümlerine ve sürekli yinelemeye doğru
ilerlemek, yerleşik şirketlerde bir medeniyetler çatışması gibi hissedebilir,
ancak bunu yenilik için yapmaları gerekir.
İş
birliği, bu çabanın merkezinde yer alıyor. Daha iyi iş birliği daha fazla
yeniliğe yol açtığından, kuruluşların kullandığı iş birliği araçları ve
süreçleri oldukça kritiktir. Bunları anlamak, girişimci bir zihniyet de
gerektirir.
GELİR
ODAKLI KABİLİYETLERE SAHİP OLMAK ÖN PLANA ÇIKACAK
Veriye
dayalı bir dünyada, çalışanların sistemleri tasarlarken ve uygularken olduğu
kadar iş modelleri hakkında düşünme konusunda da yetenekli olmaları gerekiyor.
IoT ve diğer teknolojiler sayesinde, şirketlerin değer yakalama stratejileri
yalnızca pazarlama, satış ve iş geliştirme işlevleriyle değil, aynı zamanda
Ar-Ge ve ürün geliştirme ile de şekillendirilebilir. Bu kabiliyeti güçlendirmek
anahtar olacak.
ETİK
ZEKA ÖNEMLİ OLACAK, ÇÜNKÜ “MAKİNELER EMPATİDEN YOKSUNLAR”
Akıllı
insanlar tarafından denetlenen makineler, birçok tasarım kararını verecek.
Doğuştan mantıklı olsalar da empatiden yoksunlar. Bunun şirketler, tüketiciler
ve toplum için sonuçları olacak. Doğru olanı yapmak, dijital sistemler giderek
daha karmaşık hale geldikçe daha da zor hale gelecek. Şirketler, etik eğitimi
sağlamalı ve kendi özel bağlamlarında etiğin ne anlama geldiğini açıkça
tanımlamalıdır.”
ŞİRKETLER,
ÇALIŞANLARINDAN EN İYİ ŞEKİLDE YARARLANMAK İÇİN YENİ ORGANİZASYON YAPILARINI
DENEMEK ZORUNDA KALACAKLAR
Şirketlerin
yeniden yapılanmalarında, dijital dönüşümün gelecekleri için kritik olduğunu
belirten Batuhan Sungu, geleneksel şirketlerin çalışanlarından en iyi şekilde
yararlanmak için yeni organizasyon yapılarını denemek zorunda kalacaklarını ve
başarı ile başarısızlık arasındaki tüm farkı bunun yaratacağını ifade etti.
Şirketlerin özellikle içeriden değişmesinin kolay olmadığının vurgulandığı
çalışmada; inovasyonla ilerlemek için gereken becerileri belirlemek ve
kazandırmak, dönüşüm için harekete geçmeye yardımcı olacağı belirtildi.
YORUMLAR