“Gıda enflasyonu ancak tarımsal girdi maliyetlerinin düşüşü...

“Gıda enflasyonu ancak tarımsal girdi maliyetlerinin düşüşü ile önlenebilir”

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, sürdürülebilir gıda güvenliği için alınması gereken tedbirleri ve çiftçinin beklentileri ile önerilerini karar mercilerine ve kamuoyuna “2019 Yılı Tarım Raporu ve 2020 Yılından Beklentiler” başlığı altında açıkladı.

03 Ocak 2020 - 13:25

Refleks 

Türkiye’de 2019 yılında en çok konuşulan konular arasında gıda enflasyonu yer aldı. Azalan tarım nüfusu ve köyden kente göçün artmasıyla tarımsal üretimin azalacağı endişesi iklimsel nedenlerden dolayı yaşanan verim kayıpları, artan tarımsal üretim maliyetleri ve gıda enflasyonu baskısıyla yükselişi durdurulamayan üretici fiyatları tüketiciye de olumsuz yansıdı.

Türkiye’nin en eski çiftçi kuruluşu olan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, böyle bir yılı geride bırakırken 2020 yılından umutlu olabilmek için yaşanan sorunlar ve önerilerini karar mercilerinin ve kamuoyunun görüşlerine hazırladıkları bir rapor ile sundu.

Başkan Mutlu Doğru, günümüzde tarımın öneminin her geçen yıl daha iyi anlaşıldığını, küresel ısınma ve iklimsel değişimlerin de hayatı etkilemesiyle sürdürülebilir gıda güvenliği ve tarımsal üretimin yeterliliği konularının dünya gündemindeki yerini koruduğuna vurgu yaptığı raporunda, bu yıl 3’ncüsü gerçekleştirilen Tarım Şurası’nın önemine dikkati çekti.

Doğru, “Şuranın toplanması kadar sonuçlarının takip edilmesini de önemsiyor ve emeği geçen her katılımcıya, başta sayın Cumhurbaşkanımız ve Tarım ve Orman Bakanımız olmak üzere teşekkürlerimizi sunarız” ifadelerine yer verdi.

TARIMSAL VERİ GÜVENLİĞİ

Türk tarımının geleceğini kurgulamak, projeksiyonlar yapmak ve doğru kararlar alabilmek için tarımsal verilerin güvenilir olmasının önemine değinen Başkan Mutlu Doğru, bu nedenle 2020 yılında bitkisel üretim ve ekim alanlarının ürün bazında dağılımının uydu görüntüleri ve tarım teşkilatlarının arazide yapacakları tarla tespitleriyle belirlenmesini önerdi.

Doğru, hayvan varlığının ise küpe sayısı ile değil, bizzat ilgili tarım teşkilatı elemanlarının yerinde yapacağı sayım ile belirlenmesi gerektiğini belirterek, “Bitkisel üretim miktarımız ve hayvan varlığımız hakkında yapılan spekülasyonlara böylece son verilecek ve geleceğimiz için daha doğru projeksiyonlar yapılarak daha doğru kararlar alınabilecektir” görüşünü dile getirdi.

Tarımsal girdi maliyetlerindeki artışın ülkenin her bölgesindeki çiftçilerin ortak sorunu olduğunu belirten Doğru, “Mazot, gübre, zirai ilaç, tohum ve yem gibi ana girdilerdeki fiyat artışlarının özellikle çiftçinin kullanım döneminde talebin artmasıyla yükselmesi çiftçimizin üretim maliyetlerinin de artmasına neden olmaktadır” dedi.

Gıda enflasyonu ile mücadele edilirken ilk odaklanılması gereken konunun tarımsal girdi maliyetleri olması gerektiğini savunan Doğru, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak bir kurul ile tarımsal girdi fiyatlarının haftalık olarak takip edilerek spekülatif ve nedensiz artışlar olması durumunda rekabet kurulunun devreye sokulması gerektiğini ifade etti.

TAKLİT VE TAĞSİŞ ÜRETİM

Gıda sektöründe yapılan taklit ve tağşiş üretimlerin tarım sektörünü ve halk sağlığını olumsuz etkileyeceğini belirten Başkan Mutlu Doğru, böylesi önemli bir konuda cezaların ağırlaştırılması önerisinde bulunarak, sadece parasal ceza değil iş yeri kapatma ve tekrarında hapis cezasının da caydırıcı olacağı kanaatinde olduklarını bildirildi.

Zirai mücadele ilaçlarının etkisi ve doz denemelerinin yeniden yapılarak Zirai Mücadele Talimatnamesi güncellenmesi gerektiğini ifade eden Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, “Muadil olarak ülkeye ithal edilen zirai ilaçların etkili maddeleri daha sıkı denetlenmeli ve etki denemeleri yapılmadan ithaline müsaade edilmemelidir. Aynı iklim kuşağında olduğumuz ülkelerde kullanılan zirai ilaçların denemeleri yapılarak ülkemizde de kullanımına izin verilmelidir” görüşünü dile getirdi.

“Tarımsal desteklemeler içinde hedefine ulaşmayan ve verimliliğe yansımayan destek kalemleri çıkartılarak destekleme kalemleri daha sade hale getirilmeli ve çiftçimize destekleme kararnamesi erken açıklanarak desteklerin yönlendirici olması sağlanmalıdır” önerisinde bulunan Başkan Mutlu Doğru, 2020 desteklerinin Tarım Şurası sonuçlarında da vurgulandığı gibi yönlendirici olması için en geç şubat ayında açıklanması gerektiğini bildirdi.

DESTEK ÖDEMELERİ

Tarımsal desteklerin açıklanma zamanı kadar ödeme zamanının da tarımın girdi finansmanı için önemli olduğuna dikkati çeken Başkan Mutlu Doğru,” Tarımsal desteklerin ödeme takvimi ile birlikte açıklanması çiftçinin önünü görmesi ve finansmanını bu şekilde ayarlaması için gereklidir. Yeni üretim sezonunda tohum tarlaya düşmeden desteklerin ödenmesi tarıma ek finansman desteği olacaktır” dedi.

Tarım ürünleri ihracatına verilecek her türlü desteğin dolaylı olarak tarım sektörüne ve tarla bahçe fiyatlarına olumlu olarak yansıyacağının altını çizen Mutlu Doğru, şunları söyledi:

“Yeni pazarlara girmek ve fiyat rekabeti oluşturmak için Tarım ve Orman Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda mal fazlası olan tarımsal ürünlerimiz için ihracat navlun ve yeni pazar desteği verilmesi tarım için ek bir destek olacaktır.”

ZİRAAT BANKASI DESTEKLERİ

Ziraat Bankası’nın tarım sektörü için desteği ve yönlendirmesinin çok etkili bir biçimde hissedildiğini belirten Doğru, bu konudaki görüşlerini ise şöyle dile getirdi:

“Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaşması, büyük baş hayvancılık tesislerinin kurulması, yeni sera yatırımlarının artması, stratejik ürünlerin ekim alanlarının genişlemesi, iyi ve organik tarım yapan çiftçi sayısının artması gibi örnekler Ziraat Bankası’nın sektördeki etkisini açıkça göstermektedir. Ziraat Bankası’nın hukuki altyapısını ve sözleşme şartlarını kendi bünyesinde hazırlayarak üretici ve ürünlerin alıcısına karşılıklı olarak düşük maliyetli finansman sağlaması, sözleşmeli tarımı teşvik edecek ve aracı olmaksızın ürünlerin direk tüketiciyle buluşmasının da yolunu açacaktır. Ziraat Bankası’nın işletme kredileri vadesi her 6 ayda bir dönem faizi almak kaydıyla eskiden olduğu gibi 24 aya çıkarılmalıdır. Böylece hem çiftçinin her yıl krediyi kapatıp tekrar açma zorluğu ortadan kalkacak, hem de bankamızın dosya yükü azalacaktır. Tarımsal kredi baremleri güncellenerek maliyetler yeniden hesaplanmalı ve çiftçimiz kapattığından daha az kredi almak durumunda bırakılmamalıdır. Ziraat Bankası’nın hayvancılık sektöründe en önemli girdi olan yem maliyetlerini düşürmek için; yem fabrikaları ve çiftçinin sabit yem fiyatı ile direk sözleşme yapması şartıyla, yem fabrikalarına düşük maliyetli hammadde alım kredisi sunması hayvancılık sektöründe önemli bir belirsizliği ve maliyet artışını ortadan kaldıracak ve hayvancılık sektörünün de gelişmesine destek sağlayacaktır.”

SÜT HAYVANCILIĞI

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru raporunda, süt hayvancılığının et sektörünün de temelini oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Süt hayvancılığı sağladığı erkek danalar ile et sektörünün de hammadde üreticisi konumundadır. Süt hayvancılığı yapan çiftliklerden erkek dana alımına Ziraat Bankası’nın düşük faizli kredi sağlaması hem süt hem de et sektörü için büyük bir destek olacaktır. Bu konuda besi çiftlikleri ile süt çiftlikleri arasında yapılacak erkek dana alım sözleşmeleri de teşvik edilerek hammadde temininde dışarıya bağımlılıktan da kurtulma fırsatı oluşturulacak ve dişi hayvan kesiminin önüne geçilecektir. Süt hayvancılığının ayakta kalması için süt tüketimini teşvik edici her türlü yayın ve programlar desteklenmelidir. Bunun yanında süt sanayicisine verilecek süt ürünleri içerisindeki çiğ süt miktarı karşılığı kadar ihracat desteği de hem süt sanayisinin dışarıya açılmasını güçlendirecek hem de daha fazla süt alımı yapılarak tüm sektöre destek olarak geri dönecektir.

Süt hayvancılığının dönemsel süt fazlası nedeniyle fiyat istikrarsızlıklarından korunması için sütün yoğun olarak üretildiği bölgeler belirlenerek üretici birlikleri veya kooperatiflerine süt tozu fabrikası kurma amacıyla hibe destekleri açıklanmalıdır. Üretilecek süt tozlarının yurt dışına yapılan yardımlar ve ülke genelinde yapılacak okul sütü projelerinde dağıtılmasına öncelik verilerek hızlı tüketim yolu da açılmalıdır. Süt hayvancılığında verilen çiğ süt primleri önemli ve etkili bir destektir. Ancak her ay girdi ödemesi olan çiftçiye yılda 3-4 defada prim ödemesi yapmak süt üreticisine finansman maliyeti oluşturmaktadır. Bu nedenle Ocak ayının çiğ süt primini 3 ay arayla Nisanda ödemeye başlanarak her ay aylık süt primi ödenmesi çiftçimiz için önemli bir finansman kaynağı olacaktır.”

MÜNAVEBE ÜRÜN EKİMİ

Başkan Mutlu Doğru, münavebe veya ekim deseni olarak adlandırılan aynı tarlaya 3 yıl üst üste aynı ürünün ekilmesi halinde tüm desteklerin kesilecek olmasının çifti için bir cezalandırma olacağını savunarak, “Ekim nöbetinin doğru bir uygulama olduğu herkes tarafından bilinmekle birlikte bunu uygulayan çiftçiye ekim nöbeti fark desteği ile teşvik edilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Aynı tarlaya ekim mecburiyeti olan çeltik ve çok yıllık bitkilerin yanı sıra, yem bitkileri ve pamuğun da bu kapsamın dışına alınması gerekmektedir” önerisinde bulundu.

Mutlu Doğru, mali açıdan büyük olarak nitelenen ölçekteki işletmelerin defter tutma zorunluluğu olduğunu ancak, bu işletmelerin devletten aldıkları desteklerden stopaj kesilmesine rağmen destekleri gelir olarak kayıt ederek desteğin gelir vergisini de ödemelerinden dolayı çifte vergilendirmenin söz konusu olduğunu bildirdi. Doğru, “Bu nedenle deftere tabi olan tarım işletmeleri stopaj kesintisi olan destekleri gelir olarak işlemekten muaf tutulmalıdır” dedi.

Mutlu Doğru, Tarım Kredi Kooperatiflerinin özellikle küçük çiftçiler için önemli bir kurum olduğuna dikkati çektiği raporunda, bu konudaki aksaklıklara da dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:

“Bu kooperatiflerin asli sahibi ortakları olan Türk çiftçisidir. Çiftçimizin yöresel küçük çaplı ürünlerini satın alarak açılan marketlerde satılmasını takdirle karşılamakla beraber bu kooperatiflerimizin asli görevi olan girdi maliyetlerini düşürme görevinden uzaklaşmamalıdır. Türkiye’de satılan gübrenin yüzde 35’ini pazarlayan büyük bir güç olan kooperatiflerimiz, şube ve personel sayısı, yönetim şekli ve mal alımı, depolama ve lojistik gibi konularda yeniden yapılanarak piyasadaki en ucuz girdiyi temin etme yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Aksi takdirde kooperatif olma mantığından uzaklaşacağı unutulmamalıdır.”

ZİRAAT ODALARININ SEÇİM SİSTEMİ

Tarım kesimin en önemli ve yaygın örgütü olan Ziraat Odalarının seçim sistemine de vurgu yapan Mutlu Doğru, bu konudaki şunları kaydetti:

“Ziraat Odaları kayıt tutmak ve aylık istatistik rakamları açıklamaktan ziyade tarımın sorunları ve çözümleri için gündem oluşturmalı, tarım politikaları üretmeli ve çiftçimizin menfaati olan her ortamda tarımı konuşabilmeli, yapıcı eleştirilerde bulunabilmelidir. Çiftçimizin daha adil ve güçlü temsil edilmesi açısından Ziraat Odalarındaki delege sistemiyle seçim yerine ÇKS’ye kayıtlı her üyenin oy kullanabileceği bir sisteme geçilmelidir.”

Doğru, tarımda örgütlenme ve politika belirleme amacıyla kurulan ulusal tarım konseylerinin tamamıyla etkisiz kaldığına dikkati çekerek, “Sadece Ulusal Süt Konseyi belirlediği çiğ süt alım fiyatı ile piyasa belirleyici fonksiyona sahip olmaktadır. Ancak kurulduğu günden bugüne süt sanayicisinin yönettiği Ulusal Süt Konseyinde belirlenen çiğ süt alım fiyatının da ne kadar adil olduğu tartışmalara açık bırakılmaktadır. Ülkemizde alacağı hammadde fiyatını kendisi belirleyen ve bu fiyatı da yaklaşık 14 ay sabitleyen başka bir kurum yoktur. Ulusal Süt Konseyinde üreticinin temsil şekli de yeniden belirlenmeli ve sanayiciye verilen temsil şekli aynen üreticiye de tanınarak konsey başkanlığı da dönüşümlü olarak yapılmalıdır” dedi.

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, raporunun son bölümünde, Türk tarımının potansiyeli göz önüne alındığında; birçok farklı ürünün yetiştiği nadir görülen topraklara ve iklime sahip olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Ürettiğimiz tarımsal ürünlere ihtiyacı olan geniş bir coğrafyanın tam ortasında, lojistik olarak da elverişli konumdaki ülkemizde yaşadığımız bu sorunları çözersek tarımın Türk ekonomisinin itici ve temel gücü olacağına olan inancımız tamdır.”


Bu haber 3169 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Muhteşem akşam
Muhteşem akşam
'Şahsi Meselesi Hatay' için 'Çete Reisi' olmak istedi
'Şahsi Meselesi Hatay' için 'Çete Reisi' olmak istedi