Portakal çiçeği kokusundan karnaval
yaratanlar
Onlar iyi insanlar…
Onlar önce o büyülü kokuyu hayallerinde büyüttüler, ardından o hayali karnaval olgunluğuna eriştirdiler.
Şimdi, on binlercesi o büyüyü
solumak için her yıl nisan ayında Adana’ya geliyor.
Akın akın geliyorlar, elleri
ceplerinde kaldırımlarını arşınlıyorlar karnaval sokaklarının.
Delikanlılar, genç kızlar,
esmerler, sarışınlar; orta yaşlılar, ihtiyarlar…
Ellerinde karnaval flamaları,
dillerinde ise “Nisan’da Adana’da” şarkıları…
Hep o melodinin peşindeler.
Umuda koşar gibi…
Tutkularının arkası sıra
gidiyorlar.
Bazısı Taşköprü’de akıp giden
Seyhan’a bakıp, bazısı Büyüksaat’in gölgesinde soluklanıp zamanı kolluyor.
Bazısı Ziya Paşa’nın
mezarının bulunduğu yerden Ramazanoğlu Konağı’na doğru güvercinlere yürüyor.
Bazısı da kortejin renklerine
karışıp hatıralar, mutluluklar, güzel yarınlar biriktiriyor.
Her yıl olduğu gibi…
Her yıl olacağı gibi…
Nisan’da Adana’da -
Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı, bir kez daha neşelendiriyor günlerimizi.
Bir kez daha arındırıyor hüzünlerden,
üzüntülerden bedenimizi.
Portakal çiçeği kokusundan
karnaval yaratanlar sayesinde…
O tutkulu, o umutlu, o yaşam
dolu insanlar sayesinde…
Fransız şair Paul Éluard’ın
“İnsanlarda tek sıcak kanun/ üzümden şarap yapmaları/ kömürden ateş yapmaları/
öpücüklerden insan yapmalarıdır // İnsanlarda tek güzel kanun/ suyu ışık
yapmaları/ düşü gerçek yapmalarıdır” şiirinde betimlediği insanlar sayesinde…
İşte o insanlar, 7 yıl önce bir
düşün peşinden koşup portakal çiçeklerinden karnaval yaptılar.
Herkes inandı.
Bize de “karnaval insanları”
olmak kaldı.
İyi ki varlar…
İyi ki umutlular…
YORUMLAR