Refleks
NMD Yönetim Kurulu Üyesi Kayrın, nükleer enerjinin önemine ilişkin açıklama yaptı. Türkiye’deki, gelişmiş ülkelerin nükleer enerjiden vazgeçtikleri yönündeki algının doğru olmadığını belirten Kayrın, dünyada 30’dan fazla ülkede nükleer santrallerin enerji ürettiğini kaydetti. Kayrın, “AB ülkelerinin 14’ü enerji ihtiyacını aralarında nükleerin de olduğu kaynaklardan karşılıyor. Elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 72’sini nükleer enerjiden karşılayan Fransa, liderliğini sürdürüyor. Slovakya enerji ihtiyacının yüzde 55’ini, İsveç 40’ını, Belçika yüzde 39’unu, İsviçre yüzde 38’ini, Çek Cumhuriyeti yaklaşık yüzde 35’ini, Finlandiya yüzde 32’isini, İspanya yüzde 20’sini, Birleşik Krallık ve Rusya ise enerji ihtiyaçlarının yüzde 18’ini nükleer enerjiden elde ediyorlar” dedi.
“YERİNE KONULABİLECEK DAHA İYİ BİR ALTERNATİF YOK”
“En az araziyle maksimum enerji sağlayabileceğiniz başka bir alternatifiniz varsa nükleer santrallerden vazgeçebilirsiniz” diyen Kayrın, yenilenebilir enerji kaynakları ile nükleerin, temiz enerji sepeti içinde yer aldıklarına işaret etti. Bu enerji türlerinin birbirlerinin rakibi değil, tamamlayıcısı olduklarını dile getiren Kayrın, “Ancak, dünyada her gün artan enerji ihtiyacını güvenli ve sürdürülebilir şekilde karşılamak için yenilenebilir enerji kaynakları yetmez. Güneş ve rüzgar hava koşullarına bağlı olarak enerji üretirler. Ayrıca bir nükleer güç santrali ile aynı miktarda elektrik üretmek için rüzgar santralleri 360 kat, güneş enerjisi tesisleri ise 75 kat daha fazla araziye ihtiyaç duymaktadır. Kapladığı alan, enerji üretim kapasite faktörü ve de neredeyse hiç sera gazı emisyonu üretmemesi açısından nükleer santrallerin yerine konulabilecek bir alternatif oluşmadı” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA NÜKLEER ENERJİDEN VAZGEÇMİYOR, VAZGEÇEMEZ DE”
Dünyanın farklı ülkelerinde yeni nükleer santraller inşa edildiğini belirten Kayrın, nükleer santralleri kapatma kararı alan Almanya gibi ülkelerde de ciddi tartışmaların yaşandığının altını çizerek, şunları söyledi:
“Almanya’nın iyi gelişmiş bir sanayisi var. Bunun sürdürülebilir kalkınmasını mümkün kılan nükleer enerji olmuştur. Nükleer santrallerini kapatma kararı aldılar ve süresi dolan nükleer santralleri de kapattılar. Ancak şu anda bile elektrik ihtiyacının yüzde 12’sini nükleer enerjiden karşılıyorlar. Kapatılan santrallerin boşluğunu yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılayamadılar. Almanya’nın bu süreci revize edebileceğini düşünüyorum, çünkü enerji sıkıntısı ortaya çıkmaya başladı. Dünyada şu anda 19 ülkede 52 reaktör inşaatı devam ediyor. Çin 10 reaktörle başı çekerken, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde dünyanın en büyük ülkelerden biri olan Hindistan’da da hızla artan enerji ihtiyacını karşılamak için 7 reaktörün inşaatına devam ediliyor. Fukuşima kazası ile sarsılan Japonya’da da 2 reaktörün inşası sürüyor. Kısacası dünya nükleer enerjiden vazgeçmiyor, vazgeçemez de.”
“TEKNOLOJİ SÜREKLİ DAHA İYİYİ, DAHA GÜVENLİYİ ÜRETİYOR”
Çernobil ve Fukuşima kazaları nedeniyle nükleer enerjiye karşı toplumda bir önyargı olduğunu kaydeden Kayrın, “Nükleer enerji karşıtları da bu kazaları sürekli gündeme getirerek, insanlarda korkuyu canlı tutmaya çalışıyorlar. Oysaki korkmak değil, anlamak ve araştırmak gerekir. Riskleri ve avantajları bilimsel bir perspektifle değerlendirmek gerekir. Kazaların ardından yeni teknolojiler de beraberinde geliyor. Çernobil ve Fukuşima’daki kazaların ardından güvenlik önlemleri artırıldı, nükleer santrallerin tasarımı değişti. Bu sektör çok dinamik bir sektör. Sürekli daha iyiyi ve daha güvenliyi üretiyor. Ayrıca nükleer enerji kesinlikle çevreci bir enerji türüdür. Nükleer enerjinin karbondioksit emisyonlarını azaltma yeteneği, enerji arzının güvenliğini sağlaması, çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilir olması gibi birçok faydasını unutmamak gerekiyor. Şu anda dünya enerjisinin yüzde 10’u nükleerden sağlanıyor. Küresel ısınmanın durdurulması, dünya ekolojik dengesinin korunması için günde 24 saat boyunca kesintisiz ve karbon içermeyen enerji üretilebilen nükleerin payı gelecekte artacaktır. Zaten bu iklim krizini çözmek için de başka şans yoktur” diye konuştu.
DÜNYADA HALEN 447 REAKTÖR ÇALIŞIYOR
Öte yandan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) verilerine göre, dünyada halen çalışmakta olan nükleer reaktör sayısı 447. ABD 96 reaktörle başı çekerken, Fransa 58, Çin 48, Rusya 38, Japonya 37, Güney Kore 24, Hindistan 22, Kanada 19, Birleşik Krallık 15 nükleer santralle listede yer alan diğer ülkeler olarak dikkat çekiyor.
Yapım aşamasında olan reaktörlerin bulunduğu ülkeler incelendiğinde de Fransa, Finlandiya ve Birleşik Krallık’ta 1, Japonya ve ABD’de 2, Rusya, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde 4, Ukrayna, Belarus, Slovakya, Bangladeş ve Pakistan gibi ülkelerde 2’şer reaktörün inşasının devam ettiği görülüyor. Türkiye de inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile bu listede yer alıyor.
YORUMLAR