REFLEKS
Doç. Dr. Habeşoğlu, astımın akciğerdeki hava yollarının mikrobik olmayan bir iltihap sonucu daralması nedeniyle ortaya çıkan kronik bir hastalık olduğunu belirterek, "Astımlı hastalardaki bu iltihap hiçbir zaman sönmeyecek bir ateşe benzetilebilir, ancak bu ateşi küllendirmek mümkün. Hava yollarındaki iltihap alevlendiğinde hastalarda nefes darlığı, hırıltı, hışıltı, öksürük ve göğüste sıkışma hissi yakınmaları ortaya çıkar. İltihap kontrol altına alındığında ise yakınmalar tamamen kaybolur veya belirgin ölçüde hafifler. Genellikle tekrarlayıcı olan bu şikayetler astım kontrol altına alınmazsa kalıcı bir hale gelebilir" dedi.
Astım tedavisinde ana hedefin hastalığın kontrol altına alınması yani hastanın yaşamın her alanında aktif olmasının sağlanması olduğuna dikkat çeken Habeşoğlu, astım ilaçlarının genellikle özel cihazlarla soluk alma yoluyla alınabildiğini, bu ilaçların düzenli olarak uygun teknikle alınmadıklarında hastalığın kontrolünün sağlamasının güçleşeceğine işaret etti. Bu nedenle hasta ve hekimin tam bir işbirliği içinde olması gerektiğini vurgulayan Habeşoğlu, "İlaçlar kadar hastanın kendini astımı tetikleyen faktörlerden koruması son derece önemlidir. Hastaların sigarayı bırakması, kilolu olanların kilo vermesi, düzenli egzersiz yapması ve duyarlı olanların ev tozu, küf mantarları, evcil hayvanlar ve hamam böcekleri gibi alerjenlerden uzak durmaları gerekmektedir" diye konuştu.
YORUMLAR