Refleks -
Türkiye’nin en etkin sivil iş dünyası çatı kuruluşu Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Adana’da medya kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldi. Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (ÇUKUROVA SİFED) yöneticileriyle birlikte basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, Türkiye’nin her bölgesinden iş insanlarının bir araya gelerek kurduğu TÜRKONFED’in bugün 26 bölgesel, 4 sektörel olmak üzere 30 federasyon, ulusal ve uluslararası 300’ün üstünde dernek ve 50 bini aşkın şirketle faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. Bağımsız ve gönüllülük esasına göre kurulan TÜRKONFED’in 18 yıldır Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasından rekabetçiliğine, dijital ve yeşil dönüşümden eğitime, yerel kalkınmadan demokrasiye, gençlik ve girişimcilikten toplumsal cinsiyet eşitliği ile kadının güçlendirilmesine kadar birçok konuya destek verdiğini hatırlatan Sönmez, ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi.
DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİ ATEŞ SARMALINDA
Hem dünyanın hem de Türkiye’nin alışık olunmayan belirsizlik dolu bir süreçten geçtiğini anlatan TÜRKONFED Başkanı Sönmez, şunları söyledi:
“Covid-19 pandemisi etkisini yeniden artırırken; Rusya-Ukrayna Savaşı her şeyden önce, insani boyutuyla acı veriyor. Diğer taraftan ekonomi, enerji, gıda gibi pek çok önemli konu, dünya genelinde çok önemli krizler ve risklere açık kapı bırakıyor. Nitekim savaşın etkisiyle önce ciddi bir enerji krizi, ardından da gıda krizi ile karşı karşıya kalırken Irak ve Suriye başta olmak üzere yakın çevremizde bir ateş çemberi ile sarılmış durumdayız. FED’in 41 yıl sonra 75 baz puanlık bir faiz artışı ile devam ettirdiği dünyanın geneline yayılan yüksek enflasyonla mücadele etme planını; ABD, AB ve Çin gibi küresel ekonomiye yön veren ülkelerde, büyümenin yavaşlaması, hatta resesyon riski tartışmaları izliyor. Üstelik küresel durumun getirdiği bu zorluklara, içerde yapısal sıkıntılarımız da ekleniyor. ‘Üretim maliyetleri ve tedarik’, ‘yüksek enflasyon ve satın alma gücü’, ‘savaşın ihracat pazarlarına etkisi’ ile ‘finansmana erişim ve kur artışı’, özel sektörün 2022 yılında karşısına çıkan dört temel sorunu oluşturuyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bir kalkınma sorunu olarak gördüğümüz yüksek enflasyon, yoksullaştıran bir büyüme yaratıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile gelişmekte olan ülkeleri, enflasyona karşı faiz silahını, yerinde ve zamanında, gerekirse şahin politikalarla kullanırken, ülkemiz izlediği ekonomi politikası ile ciddi olarak ayrışıyor. Dışarıda enflasyon baskısının yarattığı etkiye, içeride kurumlarımızın bağımsızlığı, şeffaflığı, hesap verilebilirliği başta olmak üzere yaşanan yıpranmanın yarattığı güvensizlik ile yapısal sorunlarımız eklendiğinde hissettiğimiz tepki haliyle şiddetli, sarsıcı ve acı oluyor.”
KÖRDÜĞÜM FİNANSMANA ERİŞİMLE ÇÖZÜLEBİLİR
Yüksek enflasyon, yüksek kur ve faiz sarmalında özel sektörün tedarik ve finansman süreçlerinde zorlandığını belirten Süleyman Sönmez, “Bizler ülkemiz için çalışan ve değer yaratan iş insanlarıyız. Bu noktada kördüğümü çözecek hamlenin özel sektöre, üretim odaklı bir ekonomi için uygun koşullarda finansmana erişim kanallarını açmak olduğunu düşünüyorum. Böyle dönemlerde, tüm kesimler olarak enerjimizi, işbirliği ve diyalog kanalları ile finansman kanallarının açık tutulmasına harcamamız gerekiyor. Bunu yapabilirsek, sorunlarımızı da hep birlikte ortak akıl ve ortak vizyon ile içinde çözebiliriz. Politika faizimiz yüzde 14 olsa da ticarette ve bankacılıkta faizler yüzde 30-35, rotatif krediler ise yüzde 50. Döviz kredi maliyetleri dolar ve avroda, uzun vadelerde yüzde 10’ların üzerine çıktı. KOBİ’lerin krediye erişim kanalları artık kapandı. Bu maliyetlerden alınan kredilerin geri ödenmesinde de sıkıntılar yaşanıyor. KGF destekli 150 milyar liralık paket açıklansa da henüz işleme alınmadığı için işletmelerimizin bu yöndeki beklentileri devam ediyor. Böyle bir dönemde kredi musluklarının bırakın kapanmasını, kısılması dahi ekonomide çarkları yavaşlatan bir süreci başlatabilir. Dolayısıyla işletmelerimiz, finansmana ne kadar uygun şartlarda ve ne kadar kolay erişebilirse, üretime, yatırıma ve istihdama da aynı oranda destek verebilir. Bu noktada özel sektör, kalkınmanın karşısında değil, yanındadır, destekçisidir; yani ortağıdır. Hükümetimizin ve ekonomi yönetimimizin, kendisine özel sektörü ortak olarak görmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
KÖKLÜ YAPISAL REFORMLARA İHTİYAÇ VAR
850-900 bandında olan CDS, yani ülke risk algısının 2008 yılındaki seviyenin üzerine çıktığını kaydeden Süleyman Sönmez, “Bu durum yatırımcıların iştahını kapatırken işletmelerimizin de uluslararası fonlara ve kredi imkânlarına yüksek faizler ile ulaşmasına neden oluyor. Para ve maliye politikaları ile yürüyeceğimiz yolu yürüdük. Artık köklü yapısal reformlar ile güven, istikrar ve öngörülebilirliği sağlamamız gerekiyor. Bu noktada faiz-kur-enflasyon sarmalından kurtulmanın ve riskleri düşürmenin yolu hukuktan geçiyor. Demokrasiyi bir yaşam tarzı haline getirmek, yargının ve kurumlarımızın bağımsızlığını tesis etmek gerekiyor. Aksi halde hukuk yoksa ekonomi yok. Adalet yoksa güven yok. Fikir ve ifade özgürlüğü yoksa girişimcilik, yenilik ve gelişme yok. O nedenle enflasyon dahil yapısal sorunlarımızla mücadelenin yolu hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığından geçiyor” diye konuştu.
TÜRKONFED 3 ARALIK’TA ADANA’DA ZİRVE YAPACAK
TÜRKONFED’in Anadolu’yu kalkınmanın bir aktörü yapmak yolculuğunda en önemli etkinliklerinden birinin zirveler olduğunu belirten Süleyman Sönmez, “Yeni zirvemizi de 3 Aralık 2022 tarihinde Adana’da düzenleyeceğimizi ilk defa sizler ile paylaşmak istiyorum. 24. Girişim ve İş Dünyası Zirve’mizi, üye federasyonumuz ÇUKUROVASİFED, üye derneğimiz ADSİAD ve Çukurova’nın ortak aklını oluşturan tüm aktörleriyle gerçekleştireceğiz. Zirvemiz Çukurova’nın potansiyelini, Adana ve Mersin ile harekete geçirmemiz için önemli bir sinerji yaratacak. Lojistik altyapısı ile ülkemizin önemli bir ticaret kapısı, ihracattaki dışa açılan yüzümüz olan Adana ve Mersin’in, özellikle tarım ve enerjide önemli bir bölgesel çekim merkezi olma potansiyeli ile Çukurova iş dünyasının üretim ve yatırım motivasyonu, bu kararımızda etkili oldu. TÜRKONFED’in ‘Hayalimizdeki Türkiye’ vizyonu çerçevesinde, Anadolu’yu kalkınmanın itici gücü yapmak için çıktığımız yolda, Adana ve Mersin, yani Çukurova kilit öneme sahip” diye konuştu.
YORUMLAR