Kaliteli bir uykunun zihinsel sağlığı, fiziksel sağlığı ve hayat kalitesini korumaya destek olduğunu belirten uzmanlar, “Sağlık problemleri de zaman zaman uykunun düzen ve kalitesini bozar veya uyku düzenindeki bozulmalar sağlık ve günlük yaşam üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Yetersiz veya kalitesiz uyku motivasyon ve konsantrasyon güçlüklerine, çabuk öfkelenmeye, tolerans kaybına, yorgunluğa ve tükenmiş hissetmeye, ruhsal ve bedensel çökkünlüğe sebep olabilir” açıklamasında bulundu. Peki uyku bozuklukları psikolojiyi nasıl etkiler? Uzmanlar, konuyla ilgili önemli bilgiler verip sağlıklı uyku için 12 öneride bulundu.
Günlük uyku
ihtiyacının kişiden kişiye değiştiğini söyleyen uzmanlar, “Ortalama insan ömrünün üçte birinin uykuda
geçtiği söylenebilir ki, bu süre azımsanmayacak bir süredir. Yetişkinler için
7-9 saat uyku yeterli olurken, yaşamın ilk yıllarında ise uyku ihtiyacı
yaklaşık 12-18 saattir. Uyku ihtiyacı 12-35 ay arası çocuklarda 12-14 saat,
okul öncesi dönemdeki ve 6 yaşındaki çocuklar için 11-13 saat, ilkokul
çağındaki çocuklar için 10-11 saat, ergenlik dönemindeki gençler için 7-8 saat,
erişkin dönemdeki kişiler için ise 6-7 saattir” dedi.
Yaşamın
ilk yıllarında zamanın çoğunun uykuda geçtiğini hatırlatan Uzmanlar, “Yaş ilerledikçe uyku gereksinimi azalır. Uyku süresi, 45 yaşından
sonra yaşla beraber azalma eğilimi gösterdiğinden, 6,5 saate inebilir. Uykuya
dalma süresi de yaşlanmayla birlikte artar” şeklinde konuştu.
YETERSİZ UYUYAN ÇOCUK HIRÇIN VEYA HUZURSUZ OLABİLİR
Yeterli
uyku ve dinlenmenin olmamasının bazı fiziksel ve ruhsal sorunlara yol
açabildiğini ve kişinin yaşam kalitesini bozabildiğini vurgulayan uzmanlar, “Kişi güne yorgun başlar, dikkat ve konsantrasyonda bozulmalar ve
verimde azalma görülür. Uyku düzeninde ve süresindeki bozulmalar obezite ile de
ilişkilidir. Yapılan araştırmalara göre yeterli uyumayan kişilerin vücutlarında
yüksek düzeyde açlık duygusuyla bağlantılı grelin hormonu salgılanır ve obezite
riski artar. Çocukların yetişkinlere göre daha fazla uykuya ihtiyaçları
olduğundan yetersiz uyku çocukların gün içerisindeki davranışlarını olumsuz
etkileyebilir. Yeterli uyumayan çocuk hırçın veya huzursuz olabilir” dedi.
Psikolojik,
çevresel, bedensel faktörler ve yaşam biçimi uyku bozukluğuna yol açabilir
Uyku
bozukluğunun psikolojik, çevresel, bedensel ve yaşam biçimiyle ilgili birçok
nedeninin olabileceğinin altını çizen uzmanlar, “Stres,
kaygı, bazı ruhsal hastalıklar gibi psikolojik faktörler; gereğinden fazla
kafein alımı, bazı ilaçlar, çalışma saatleri, vardiyalı çalışma, geç saatte
yemek yeme ve kötü beslenme gibi yaşam biçimleri; ışık, ses, ortam sıcaklığı ve
ortamın güvenli olup olmaması gibi çevresel faktörler; ağrı, çok sık tuvalete
gitme ihtiyacı ve solunum sorunları gibi bedensel hastalıklar uyku bozukluğuna
yol açabilir. Ayrıca 7-9. aylardaki bebeklerde görülen, anneden ayrılmaya bağlı
yaşanan endişe de uyku düzenini bozabilir. Bu durum çalışan annelerin
bebeklerinde de görülebilir. Gün boyunca annesinden ayrı kalan bebek, uyku
dönemini ikinci bir ayrılma olarak algılayabilir. Son olarak sigaranın içerdiği
nikotin uyarıcı bir etkiye sahiptir, bu etkiye bağlı olarak kişi uykuya dalmada
zorluk yaşayabilir” açıklamasında bulundu.
DEPRESİF HASTALARIN YÜZDE 85’İ UYKUSUZLUKTAN ŞİKAYETÇİ
Psikozlar
(şizofreni, şizofreniform bozukluklar, şizoaffektif bozukluklar), bipolar
bozukluk, depresyon, anksiyete, madde kullanımı gibi durumlarda da uyku
bozukluğunun görülebildiğini belirten uzmanlar, “Psikiyatrik bozuklukların
tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da uykusuzluğa neden olabilir. Major
depresif bozukluk veya yaygın anksiyete bozukluğunda uykuya dalmada güçlük ve
gece uyanmalar ciddi ölçüde uykusuzluk sorunlarına ve gündüz uykululuğuna neden
olabilir. Depresif hastaların yüzde 80-85'i uykusuzluktan yakınmaktadır.
Anksiyete bozukluklarında ise uyku sorunları çoğunlukla uykuyu başlatma ve
sürdürme güçlüğü olarak ortaya çıkar. Panik bozukluğu olan hastaların da
birçoğunda uykuya dalma güçlüğü olduğu biliniyor” dedi.
DAHA İYİ BİR UYKU İÇİN 12 ÖNERİ
· Akşamları
hafif yemekleri tercih edin ve uyku ile yemek saati arasında en az 4 saat
bırakın.
· Yatak
odasının ısısının çok sıcak ya da soğuk olmamasına dikkat edin ve yatacağınız
odayı uyku öncesinde havalandırın.
· Uyuduğunuz
odanın loş, rahat ve sessiz olmasına dikkat edin. Gerekirse kulak tıkacı ve göz
maskesi kullanın.
· Vücudun
biyolojik saatinin düzeni için her gün aynı saatte yatmaya ve uyanmaya
çalışın.
· Uykuya
geçişte size neyin iyi geldiğini deneyerek öğrenin. Bazı insanlar uyumak için
sessiz bir ortamı tercih ederken bazıları ise hafif bir müzik sesiyle veya
belirli seslerle daha kolay uyurlar.
· Yatak
odasında televizyon bulundurmayın. Yatmadan 90 dakika önce cep telefonlarınızı
bırakarak "dijital detoks" yapın.
· Haftada en
az üç gün hafif egzersizler yapmaya çalışın. Egzersiz vücut ısısını yükseltir.
Egzersizden 2-4 saat sonra ise vücut ısısı düşer. Dolayısıyla uykuya dalma ve
uykuyu sürdürme kolaylaşır. Kişinin yorgun olması uyumayı kolaylaştırırken,
stresli ve olumsuz geçen bir gün sonunda aşırı yorgunluk sanılanın aksine
uykuya dalmayı güçleştirebilir.
· Eğer uykulu
hissetmiyorsanız ve 20-25 dakika içinde uykuya dalamazsanız, yatak odanızdan
dışarı çıkın ve başka bir yerde sessiz bir aktiviteye başlayın. Yatak odanıza
sadece, ama sadece, uykulu hissettiğinizde geri dönün.
· Gün içinde
şekerleme yapmaktan kaçının. Eğer karşı koyamıyorsanız, şekerleme süresini
günde bire ve bir saatten aza indirin. Saat 15.00’ten sonra şekerleme yapmayın.
· Tatil
günlerinizde ve hafta sonlarında da düzenli bir uyuma uyanma saatini sürdürün.
· Öğleden
sonra kafein tüketmeyin gün içindeki kafein tüketiminizi sınırlandırın.
· Yatmadan
biraz önce derin nefes alma, yoga, meditasyon gibi gevşeme ve rahatlama
tekniklerinden yararlanın.
YORUMLAR