Üretimde katma değeri
artıracak en önemli unsur insan kaynağı…
İşletme ve kentlerin
inovasyon grafiğinde başarı için eğitimli ve donanımlı insan kaynağı şart.
Teşvikle, yatırımla, sloganla
bir kentin değer yaratma, marka çıkarma çabaları arzu edilen neticeyi vermiyor.
Gelişmiş şehrin güçlü
ekonomiye, güçlü ekonominin yenilikçi ve yüksek katma değerli ürün ve hizmet
ortaya koymaya, bunun sağlanması için de eğitimli ve donanımlı insan kaynağına
ihtiyacı var.
Peki, nitelikli ve donanımlı
insan kaynağı nasıl sağlanır?
Ya da nitelikli ve donanımlı
insan kaynağı gelişmek isteyen bir şehirde nasıl tutulur?
Üniversite sınavında ilk 1000
öğrencinin ilk iki tercihinde İstanbul ve Ankara var.
Diyelim ki ilk 1000 arasına
Adana’dan 40 öğrenci girdi. Bunların 30’u İstanbul’daki, 10’u da Ankara’daki
üniversiteleri tercih ediyor.
Peki, bu 40 öğrencinin
üniversite eğitimleri sonrasında Adana’ya dönen sayısı kaç?
Neredeyse ‘sıfır’.
Sanayisinde teknoloji yoğun
üretim, hizmet sektöründe merkez konum ve dünya markaları çıkarmak isteyen
Adana’nın bu çarpık tabloyu değiştirmeden gelişmiş şehir olabileceğini düşünen
varsa yanılıyor.
Yakın gelecekte ekonomisinde
‘Kimya OSB’, ‘Su Ürünleri OSB’, ‘Gıda OSB’ ve ‘Tarım OSB’ gibi üretim üsleriyle
hamle yapmaya çalışan Adana, eğer bu bölgelerde geleneksel üretim dışında
teknoloji yoğun markalar hedefliyorsa bunu ancak nitelikli insan kaynağıyla
gerçekleştirebilir.
O yüzden Adana’nın nitelikli
insan kaynağı göçü veren değil, alan pozisyonuna geçmesi şart.
Peki, bu nasıl sağlanabilir?
Aslında çok zor değil.
Ne söylemek istediğimi
örneklerle daha açık hale getireyim.
Diyelim ki, üniversite
sınavında ilk 1000’e girmiş bir öğrencinin hedefinde otomotiv mühendisliği var.
Bu öğrenci alanın en yüksek puanlı eğitim kurumu Ankara’da Atılım
Üniversitesi’ni tercih ediyor. Öğrencimiz Adana’dan ya da memleketinden çıkıp
Ankara’ya yerleşiyor. Ankara’da 4 yıllık eğitimin bedeli tıpkı İstanbul gibi
ağır. Oysa bu öğrencimize Temsa’nın, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mühendislik
Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü’nü tercih etmesi koşuluyla eğitim süreci
boyunca burs ve iş garantisi verdiğini düşünün. İlk 1000’e girip hedefine
otomotiv mühendisliğini koymuş her gencin ilk tercihi Adana olur.
Aynı şekilde ilk 1000’e
girmiş, hedefinde kimya mühendisliği olan bir öğrenciye tüm üniversite hayatı
boyunca Sasa’nın burs verdiğini düşünün… Bu öğrenciye Boğaziçi Üniversitesi’yle
birlikte ÇÜ’yü de değerlendirme imkânı sunmuş olmaz mısınız?
Örnekler çoğaltılabilir.
Bu şehir güçlü bir ekonomiye
sahip olmak, gelişmiş şehirler arasına girmek istiyorsa ilk hedefine nitelikli
insan kaynağı yetiştirmeyi ve yetiştirdiğine de iş ve yaşam konforu sunmayı
koymalı.
ÇÜ, Adana Alparslan Türkeş
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, yerel yönetimler, meslek odaları, STK’lar,
özel sektör kuruluşları Adana’da ‘Nitelikli İnsan Kaynağı Merkezi’ kurmalı.
Bu merkez, Türkiye’nin en
başarılı gençlerine burs sağlamalı. Özel sektör, bu şehrin üniversitelerinde
eğitim alan gençlerle daha birinci sınıftan itibaren iletişim kurmalı. Özel
sektör kuruluşları ar-ge’lerinde, laboratuvarlarında, projelerinde bu gençler
ve üniversiteleriyle işbirliğinde çalışmalı. Bu merkezi sadece burs veren, özel
sektörde çalışma imkânı sunan bir yapı olarak da düşünmemek gerek. Bu merkez,
pandemi sonrası gündeme gelen yetenek dönüşümü programını da etkin olarak çalıştırabilir.
Örneğin ÇÜ’den ziraat mühendisi olarak mezun olan birinin tarımsal veri
analistine geçiş eğitimini organize edecek yapı da bu merkezin içerisine
entegre edilebilir.
Eğer böyle bir merkezi hayata
geçirmezsek yapacağımız hamleler, kuracağımız OSB’ler arzu ettiğimiz Adana’ya
kavuşmamızı sağlamaya yetmeyecek.
YORUMLAR