Endüstri
4.0 gündemimize gireli tam 7 yıl oldu. Dünya endüstrileşme süreci 4 devrime
ayrılıyor. İlki buhar gücü… Ardından elektrik enerjisi… Üçüncü elektronik, yani
dijital devrim… Endüstri 4.0 da Almanların geleneksel sanayiyi bilgisayarlaşma
yönünde teşvik etme ve yüksek teknolojiyle donatması projesi…
Gelişmiş
ülkeler ve bizim gibi gelişmekte olan ülkeler sanayilerini hızla
robotlaştırmaya, dijitalleştirmeye, son teknolojiye uyarlamaya hız verdi.
Bu
durumun getireceği avantajlar ve dezavantajlar konuşulmaya, tartışılmaya devam
ediyor. Sanırım biz de bu tartışmalara katılıma devam edeceğiz.
Ancak
Almanya’nın bu çıkışına her platformunda son teknolojiyi kullanan Japonlar
başka bir bakış açısıyla yanıt verdiler ve ‘Toplum 5.0’ı gündemimize taşıdılar.
Peki,
nedir bu ‘Toplum 5.0’?
Söz
konusu çalışma, ilk insanın doğuşundan bugüne kadar olan süreci bölümlere
ayırıyor: ‘Avcı Toplum’, ‘Tarım Toplumu’, ‘Endüstriyel Toplum’, ‘Bilgi Toplumu’
ve ‘Akıllı Toplum’. Toplum 5.0, buradan geliyor.
Japonlar,
“Sadece sanayiyi dönüştürerek toplumsal kalkınmayı gerçekleştirmemiz mümkün
değil” kavramını içselleştirmişler. Haksız değiller.
Toplum
5.0’ın sadece teknolojinin gücünü artırmayı değil, aynı zamanda toplumun yaşam
kalitesini de artırmayı amaçlayan bir felsefe olduğunu unutmamak gerekiyor.
Ancak bunu başarabildiğimiz takdirde ‘Endüstri 4.0’ yarışından kopmamış
olacağız.
Toplum
5.0, dijitalleşmenin ve robotların etkisini demografik, ekonomik, etik ve sosyolojik
yönden değerlendirerek insanların makine ve robotlarla ilişkisinin en verimli
biçimde sağlandığı ‘süper akıllı toplum’ modelini öneriyor.
Uzmanlar
Türkiye’de sanayinin olgunluk seviyesini ‘Endüstri 2.0’ ila ‘Endüstri 3.0’
arasında gösteriyor. Bu seviyedeki sanayimiz bir taraftan da hızla ‘Endüstri 4.0’ın
hazırlıklarını yapıyor.
Sadece
sanayiyi dönüştürerek toplumsal kalkınmayı gerçekleştirmemiz mümkün değil.
Eğitime her zamankinden fazla önem vererek, ilgi göstererek, bütçe ayırarak
üreten ve tüketen herkesin bu konuya ilgi göstermesi, dönüşüme hazırlıklı
olması gerekiyor.
Genç
nüfusumuzu bir fırsat olarak değerlendireceğiz. Öncelikle bilim ve eğitim
stratejilerimizi yeniden kurgulayacağız. ABD’nin milli gelirinin yüzde 8’i
yazılım sektöründen… Yani bu oran Türkiye milli gelirinin yaklaşık 2 katı. Bu
nedenle, yeni devrimi kaçırmamak için eğitim sistemimizin Endüstri 4.0’ın
altyapısını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesini, ilkokullarımızdan başlamak
üzere kodlama eğitiminin zorunlu olmasını, üniversitelerde geleceğin
mesleklerine yönelik bölümlerin açılmasını, atıl bölümlerin kapanmasını,
mesleki eğitim için ihtiyaç duyulan alanlarda bölümlerin açılmasını öneriyorum.
Firmalarımız
da bugünden süreçlerini gözden geçirerek uzun vadeli düşünüp dijital dönüşüm
yolunda hızla yol almak zorunda.
Özetle, topyekûn bir seferberliğe ihtiyacımız var. Aksi takdirde rekabet gücünü kaybetme ve küresel ekonominin gerisinde kalma riskiyle karşı karşıyayız.
KARNAVALIN 6’NCISINA
HAZIRLANIYORUZ
2013
yılı başlarıydı. Adana sevdalısı Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt
masanın en başında anlatıyordu:
“Biliyor
musunuz? Yeryüzünde en güzel nisan Adana’dadır. Aynı anda portakalıyla, turuncu
yaprağıyla, yeşil ve çiçeğiyle beyaz ağaçlar sadece benim memleketimde
sokakları parfümler. Baş döndürür, aşk yaşatır. Bu yıl nisan ayında Adana’da
olacağız. Türkiye’nin ilk sokak karnavalını gerçekleştireceğiz. Japonya’nın
kokmayan kiraz çiçeğine akın eden dünya, Adana’nın portakal çiçeğine gelecek.”
Hayal,
ulaşılamayacak kadar uzaktaydı. Önce, “Sanırım karnaval derken festival demek
istediniz” diye düzeltmeye çalıştım. Bozkurt, “Hayır, Esra Hanım, karnaval
yapacağız” dedi. Görüş ayrılığı, farklı kurumlar demeden Adanalıların karnavala
sahip çıkacağını anlattı.
Biz
de üzerimize düşeni yaptık. Gerçekten güzel, farklı, Adana’yı Türkiye’ye doğru
anlatan bir karnavalımız oldu. Yaşanan bazı sıkıntı ve aksaklıklara rağmen son
5 yıldır Nisan’da Adana - Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nı
gerçekleştiren bir Adana’mız var. Bu 5 yılda milyonlarca insana nisan ayında
Adana’nın güzelliğini gösterdik. Medya mensuplarını, gastronomiye ilgi
duyanları, gezginleri, tanıdık tanımadık milyonları Adana’da ağırladık. Dahası
kendi değerimizin farkına varmanın hazzını yaşadık.
İçerisinde
benim de yer aldığım karnavalın bir komitesi var. Başkanlığını değerli
ağabeyimiz İlhami Günsel yapıyor. Komitenin içerisi Adana sevdalısı dolu.
Önceki gün bu yılın karnaval hazırlıklarını değerlendirmek üzere Adana Valisi
Mahmut Demirtaş’la bir toplantı yaptık. Toplantıya İlhami Günsel, Tayyar
Zaimoğlu, Mustafa Fidan Vursavuş, Can Akşit, Naci Sezgek katıldı.
En
başından söyleyeyim. Böyle bir valimiz olduğu için çok şanslıyız.
Olağanüstü
Hal (OHAL) süreci devam ediyor. Şanlı ordumuz Suriye topraklarında destan
yazıyor. Valimiz söze büyük ülke olduğumuzu hatırlatarak başladı. Ve devam
etti:
“Karnaval,
Adana’mızın motivasyonu ve tanıtımı için çok önemli. Adanalıların bu karnavalı
sevdiğini ve desteklediğini biliyoruz. Siz de, biz de en güzel karnaval için
hazırlıklarımızı yapalım.”
Karnavalın
fikir önderi Ali Haydar Bozkurt ve Nisan’da Adana’da Komitesi başta olmak üzere
Adana’da birçok kurum ve kuruluş, sivil toplum kuruluşları, bireyler
hazırlıklarını aralıksız sürdürüyor.
Bu
yıl en güzelini gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
6’ncısı
5 - 8 Nisan 2018 tarihleri arasında düzenlenecek olan Nisan’da Adana’da -
Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı’nın en coşkulu günü 7 Nisan 2018
Cumartesi günü olacak.
Eminim,
herkesin bu güzel etkinlik için yapabileceği bir şeyler var. O hafta kent
dışından bir misafir davet edip Adana’mızı tanıtmak bile etkinliğe önemli bir
katkı olacaktır. |
YORUMLAR