Gönül istiyor ki güzel ülkemde çöp kaynağında ayrıştırılsın.
Tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi…
Cam, kâğıt, plastik, evsel atık hatta yemeklik yağ, pil, bez için ayrı kaplarımız olsun. Yerel yönetimler bu ürünleri ayrı ayrı geri dönüşüm tesislerine taşısın.
Adana olarak henüz bunu başarabilmiş değiliz ama bu alanda başka bir başarı yakaladık.
Plastikte yüksek kapasiteyle çalışan geri dönüşüm tesislerimiz oldu.
Öyle ki, Türkiye’nin atık poşeti, plastiği yetmedi. Avrupa’nın ayrıştırılmış çöpünü ithal ederek Adana’da işleyen yüzlerce tesisimiz oldu.
Bu eylemimizin toprağımızı, suyumuzu, havamızı kirlettiği tartışmaları bir tarafa atık hammaddeyi kullanarak nihai tüketiciye üretim yapan hatta tekrar Avrupa pazarına satış yapan çok sayıda şirketimiz oldu.
Bugün bu şirketler ihracatı ve istihdamıyla Adana ekonomisine önemli katkı sağlıyor.
Bu alandaki kümelenme Adana’ya başka bir değer daha kazandırdı:
Geri Dönüşüm Atık Yönetimi Fuar ve Konferansı (REWA Anatolia) ikinci kez Adana’da ziyaretçilerine kapılarını açtı.
Açılış gününde başlıkları özenle seçilmiş üç panel dinledik.
‘Yeşil Ekonomide Kadının Rolü’, ‘Tekstilin Yeni Rotası: Döngüsel Ekonomi’ ve ‘Atık Yönetiminde Mobilite’
Üç panel de bilgi doluydu, öğreticiydi.
Ancak, benim için sürpriz ikinci panel oldu. Zira, panelistlerden biri İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden sınıf arkadaşım Başak Turan’dı. Can arkadaşım üniversitemizde kalmış, ‘Prof. Dr. Başak Turan İçke’ olmuştu. Yani hem akademinin zirvesine çıkmış hem de benim gibi bir erkek çocuk sahibi olmuştu.
Öğrenciliğindeki çalışkanlığı akademisyenliğine de yansıyan Başak’ın ‘Finansal Okur Yazarlık’, ‘Sosyal Sorumlu Yatırım’ın yanı sıra ‘Döngüsel Ekonomi ve Moda Endüstrisi’ kitapları ilgi görmeye devam ediyor.
Bu panelde olmasının asıl nedeni de ‘Tekstil Sektöründeki Döngüsel Ekonomi’ sunumuydu.
Muhteşemdi.
Sunumunda beni en etkileyen cümlesi, ‘Sanki yedek bir dünya varmış gibi yaşıyoruz’ oldu. Hemen ardından ‘Doğa asla atık bırakmıyor’ dedi. Gerçekten doğanın kendi döngüsünde atık yok. Atığı üreten biziz ve sanki yedek bir dünya varmış, bunu tüketirsek yedeğine geçeceğiz gibi yaşıyoruz.
Prof. Turan İçke, son 10 yıldır kullanılan ‘Döngüsel Moda’ hakkında detaylı bilgiler verdi.
Dünyada üretilen giyişi, ayakkabı ve takıların daha uzun süre dolaşımda kalması gerekiyor. Tabi kullanıldıktan sonra da geri dönüştürülmesi.
Rakamlar korkunç:
- Dünyada her 5 dakikada 1 milyon parça kıyafet üretiliyor.
- Bir giysinin atılmadan önce giyilme oranı yüzde 36.
- Polyester üretimi son 50 yılda 9 kat artmış. Yani petrol her yanımızı sarmış durumda.
- Moda endüstrisi, küresel sera gazı emisyonunun yüzde 10’unu üretiyor.
- Satın alınan giysilerin yüzde 30’u dolapta en az bir yıl bekliyor.
- Tekstil atıklarının yüzde 73’ü çöp oluyor.
Panelin başarılı moderatörü TÜDAM Genel Sekreteri Murat Körük’le birlikte panelistler GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, Bossa Strateji ve İş Geliştirme Direktörü Besim Özek de deneyimleriyle harika bilgiler paylaştı.
Değerli arkadaşım Başak’ın çok değerli bilgi ve öneriler içeren sunumunu Adana’da tekstil ve konfeksiyon kuruluşlarının temsilcilerinin dinlemesini çok isterdim.
Kim bilir başta değerli arkadaşım Prof. Dr. Başak Turan İçke olmak üzere panelistleri özellikle tekstil sektörü temsilcilerimizle bir kez daha buluşturabilme imkânı bulunabilir.
YORUMLAR