Çukurova Üniversitesi Kültürlerarası İletişim Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin ‘Somut Olmayan Kültürel Mirası Korumak ve Kültürlerarası İletişimin Önemi’ temasıyla gerçekleştirdiği sergi, panel çalıştay ve belgesel gösteriminden oluşan bir dizi etkinliğine katılma fırsatı buldum.
Etkinlikler çerçevesinde izlettirilen bir belgesel beni alıp götürdü. Üzülmedim, kahroldum. ‘Nasıl olur, bu nasıl yapılır’ sorularıyla birlikte keşke izlediklerim bir kurgudan ibaret olsa, ‘Şakaydı’ dense diye kendimi avutmaya çalıştım.
Belgesel, gerçekleştirilen İlisu Barajı nedeniyle sular altında kalan Hasankeyf’i ve yerleşim alanlarını terk etmek zorunda kalan insanların ruh halini yansıtıyor.
Bir yer düşünün… Höyüğü kazılıyor, bulgular 12 bin yıla dayanıyor. Bizans, Sasani, Roma eserleri çıkıyor. Halife Ömer’in ordusunun işgaline maruz kalıyor. Emeviler, Abbasiler, Artuklular… Hepsi eser, tamamı kültür yerleştiriyor. Böylesine bir dünya mirasından görünen birkaç eseri sözüm ona kurtarıyor geri kalanı baraj suları altında bırakıyorsunuz.
Belgesel, bir Hasankeyfli’nin ‘Su hayattır. Ama ben her sabah bu suya düşman gözüyle bakıyorum. Çünkü, her şeyimiz altında kaldı’ sözleriyle başlıyor. Gerçekten çok başarılı bir yapım.
Yönetmenliğini Osman Nuri Yüce yapmış. Yüce, Hasankeyf’de sular yükselirken yaşananları fotoğraf ve filmle belgelemek için 2017 yılında bu ilçeye yerleşmiş. 2021 yılına kadar da orada kalmış. Hasankeyf'in geçirdiği talihsiz, iç acıtan dönüşümünün kültürel bellekte açtığı yarayı “Hasankeyflilik” penceresinden bizlere aktaran Yüce’ye kalpten teşekkür ederken güzel bir tesadüf yaşadım. Belgesel gösterimi bitince Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Sümbül, yönetmen Osman Nuri Yücel’in ‘Teşekkür Belgesi’ni benim takdim etmemi istedi.
Bu gerçekten benim için çok güzel bir sürpriz oldu. Hak edilmiş bir teşekkür belgesini sunuyor olmanın mutluluğunu yaşadım.
Önerim şu:
Hemen YouTube açın. ‘12 Bin Yılın Son 5 Yılı: Hasankeyf’ belgeselini izleyin. Benimle aynı hisleri yaşamanız garanti.
Çukurova Üniversitesi Kültürlerarası İletişim Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına anısına gerçekleştirdiği bu etkinlikte görev alan panelistlere, konuşmacılara, etkinliğe sponsor olan Seyhan Belediyesi’ne, katılımcılara ve İletişim Fakültemizin tüm akademisyenlerine teşekkür ediyorum.
Genç iletişimci adaylarıyla 10 Ocak kutlaması
‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü ‘Seyhan ÇEP Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle kutladık. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bölge Müdürü Mustafa Yalınız, Seyhan İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Bayram Ali Yıldırım, Okul Müdürü Saffet Alptekin, öğretmenler ve öğrencilerin hazır bulunduğu etkinlikte deneyimlerimizi paylaşıp gelecekte iletişim sektöründe görev yapacak gençlere önerilerde bulunduk.
Refleks Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet Uluğtürkan’ın ‘Nasıl gazeteci kalınır?’, İletişim Uzmanı Emre Gök ve Eğitim Uzmanı Yasemin Yıldırım’ın ‘İletişim Başkanlığı’nın görev ve hizmetleri’ başlıklarında sunum yaptığı etkinlikte ben de ‘Medyada girişimcilik’ konusunu anlattım. Hangi sektör olursa olsun her alanın iyi yetişmiş iletişimcilere ihtiyacı var. Bunun için çaba sarf eden herkese minnetle...
5 Ocak resepsiyonu
Öyle yıldönümleri var ki anmadan asla geçmeyeceğim. Bunlardan biri 5 Ocak…
Bizim için Adana’yı canları pahasına işgalden kurtaran başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum.
Bugün 5 Ocak Adana’nın kurtuluşunun 102. Yılı resepsiyonunda Adana’nın değerli yöneticileri ve Adana sevdalıları ile bir kez daha kurtuluş gününü kutladık. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, iş insanları Halil Avcı, AYAMDER Başkanı Tamer Gülcan, Adana Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Özdemir, Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Av. Türkan Eşli gibi çok sayıda Adana’ya gönül veren isimle sohbet etme imkanı da bulduk.
YORUMLAR