Tarihi, insanlık tarihi kadar
eski bir şehir düşünün. Türk destan kahramanı Oğuz Han’ın, Büyük İskender’in
şehri…
Hz. İsa’ya inananlara ilk kez
‘Hıristiyan’ adının verildiği şehir… İlk mağara kilise St. Pierre’nin,
Anadolu’nun en eski camisi Habib-i Neccar’ın bulunduğu kent. 80 yıl önce Atatürk’ün,
“Meselesi, benim şahsi davamdır’ dediği şehirden bahsediyorum, Hatay’dan.
Roma mozaiklerinden tarihi mekânlarına baş döndüren güzellikteki bu şehir aynı zamanda bir gastronomi coğrafyası…
UNESCO, gastronomi alanında
Hatay’ı ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na layık gördü. Böylece Hatay mutfağının
lezzetleri tescillenmiş oldu. Kültürel miras ürünlerine değer veren ve onların
korunup yaşatılmasını önemseyen UNESCO yetkilileri, Hatay mutfağının bu
bağlamda dünyanın öncü şehirleri arasında olduğunu belirtti. Mutfağındaki 600
çeşit yemek ve tatlının yanı sıra mutfak kültürünün yaşatılmasını başaran
medeniyetler şehri Hatay, Gaziantep’ten sonra bu ödüle layık görülen ikinci Türkiye
şehri oldu. Eşsiz tatlarında her medeniyetin izini taşıyan Hatay mutfağının
gelecek kuşaklara aktarılması için uzun yıllardır emek sarf eden Hatay
Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş, eski bir Antakya evi olan Aslanlı
Konak’ı, yeni adıyla UNESCO Hatay Gastronomi Evi’ni şehrine kazandırdı.
Bu evin yöneticisi İpek Aslan’ın konuğu olduk. Değerli arkadaşım İpek, UNESCO Hatay Gastronomi Evi’ni oda oda gezdirdi. ‘Roma Odası’, ‘Selçuklu Odası’, ‘Osmanlı Odası’, ‘Cumhuriyet Odası’ ve ‘Kahve Odası’na sahip ev gerçekten görülmeye değer.
Birbirinden güzel lezzetleri
Roma Odası’nda mozaikler eşliğinde, Selçuklu ve Osmanlı odalarında o dönemi
yaşatan sandalye, yemek takımlarıyla tatmak harika bir duygu. Cumhuriyet Odası
ise adeta Atatürk’ü, asilliği, zarafeti yansıtmasıyla göz alıcı…
İpek Aslan, Hatay’a gelen
misafirlerinin burada zengin yemek kültürünü tanıyabileceğini, sabah
kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği hizmeti sunduklarını anlattı. Aslan,
burada workshoplarda dönemsel olarak eğitim de verileceğini söyledi.
Hatay yemeklerinin tadılmadan anlatılamayacağını biliyorum. UNESCO Hatay Gastronomi Evi’nin de yazılarak tam olarak anlatılabileceğini sanmıyorum. O yüzden yolunuz Hatay’a düşsün. Bu evde lezzeti tadarken tarihi, zarafeti de yaşayın istiyorum.
AMAÇ ARABULUCULUK MERKEZİ’YLE TANIŞTINIZ MI?
Hukuk sistemi gelişmiş birçok
ülkede kullanılan ‘arabuluculuk’ Türkiye’de de yaygınlaşıyor. İyi de oluyor,
zira uzun mahkeme süreci kısalıyor. Bu da anlaşmazlık taraflarına zaman
kazandırıyor. Maddi ve manevi kayıplar azalıyor.
Adana’nın 8 başarılı avukatı
‘Amaç Arabuluculuk Merkezi’ni kurdu. Bu merkezin iki değerli yöneticisi Av. Yasemin
Tanır ve Av. Fatma Köylü ziyaretimize geldi.
Elbette konumuz ağırlıklı
olarak hukuk oldu.
İş dünyası, hukuki süreçlerinde
hayli yoruluyor. İş hukukundan ticari davalara mahkeme süreci çoğu zaman 4 yılı
aşıyor. Bu da gerçekten uzun bir süre.
Konuklarıma “Neden
arabuluculuk?” diye sordum, yanıtladılar. Ancak daha detaylı bilgileri
kendileriyle tanışarak, www.amacarabuluculukmerkezi.com.tr internet adresinden alabilirsiniz.
·
Masrafsızdır:
Dava boyunca yapmak zorunda kalacağınız tüm masraflardan (posta gideri,
bilirkişi, keşif giderleri gibi) ve yargılama nedeniyle diğer işlerinizden
kısıtlayıp adliyeye ayırmak zorunda kalacağınız zamandan tasarruf etmiş
olursunuz. Arabuluculuk anlaşmalarının uygulanmasında anlaşma bedeline bakılmaksızın
sadece maktu damga vergisi ödenmektedir.
·
Süreç Hızlıdır:
Yargılama süreci 3-4 yıl sürmekte iken, arabuluculuk süreci ile belki de 1-2
saatte çözüme ulaşılabilir. Mahkemeye göre çok daha kısa sürelidir.
·
Taraflar Özgürdür: Sonuç tarafların kontrolündedir.
·
Taraflar Eşittir: Arabulucu, her iki tarafa da eşit mesafededir.
·
Menfaat Temellidir: Tarafların ihtiyaç ve menfaatlerine uygun anlaşmalar yapılır.
·
Gizlidir:
Taraflar onay vermedikçe arabuluculuk sürecinin her aşamasında tarafların ileri
sürdüğü beyan-bilgi-belge yargılama sürecinde hiçbir şekilde
kullanılamayacaktır.
·
Esnektir: Tarafların
anlaştıkları yöntem ve çözüm tarzı esastır, esnektir. Yargılama olmadığı için
taraflar kendi çözümlerini üretir.
·
Geleceğe Bakılır: Taraflar arasındaki ilişki, geçmişe değil geleceğe bakıldığından
zedelenmeksizin yeniden şekillenebilir. Tarafların ve ekonomik ilişkileri
yeniden şekillenebilir. Tarafların sosyal ve ekonomik ilişkileri yeniden devam
edebilir.
·
Kazan Kazan:
Kaybedeni yoktur. Anlaşma ile çözümlenmesinde her iki taraf da kazanır.
YORUMLAR