TÜRKONFED Ailesi ile iki muhteşem gün geçirdik. Pandemi dolayısıyla ara verildikten sonra Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nin 24’üncüsünü Adana’da gerçekleştiren TÜRKONFED, Türkiye’nin en güçlü iş dünyası sivil yapılanması olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez ve yönetimi ile TÜRKONFED Genel Sekreteri Arda Batu başta olmak üzere bu büyük organizasyonda emeği geçen herkesi kutluyorum.
Çukurova Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu’nun (Çukurova SİFED) desteklediği, Adana Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin ADSİAD ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlik için Çukurova SİFED Başkanı Hüseyin Kış’ı ve ADSİAD Başkanı Vedat Gizer’i ve yönetimlerinde görev alan, bu etkinliğe katkı koyan herkesi kutluyorum. Etkinliğin sadece protokol konuşmalarını değil, tamamını dinlemeye özen gösteren Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanı Zeydan Karalar’ın, Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Vahap Seçer’in ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer’in bu tutumlarının örnek olmasını diliyorum.
KONUŞMAKTAN, DİNLEMEKTEN KORKULMAYAN BİR TÜRKİYE HAYALİ
Zirvenin gerek bireysel konuşmalarında gerekse panel bölümlerinde altı çizilen konuların ortak olduğunu gözlemledim. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, demokratik koşullar istediği içeriği zengin konuşmasında inovasyon için ifade hürriyetinin olmazsa olmazlığına vurgu yaptı. Yine başarılı girişimci Ali Sabancı, konuşmaktan, ötekinden korkulmadığı bir Türkiye hayal ettiğini söylerken şunları kaydetti: “Konuşmaktan korkmadığım bir Türkiye hayal ediyorum. Daha önemlisi, dinlemekten korkmadığım bir Türkiye hayal ediyorum. Dinlemek, bazen konuşmaktan daha riskli. Çünkü dinlediğinde neyi duyacağını bilmiyorsun. Dinleyeceğin seni rahatsız edebilir. Seni rahatsız eden konuşmayı ötekileştirmeden dinleyebiliyor musun? Ben böyle bir Türkiye istiyorum.”
EN FAZLA ALKIŞ SÜLEYMAN ONATÇA’NIN KONUŞMASINA
TÜSİAD, TÜRKONFED çatısı altında başkanlık yapmış olan değerli isimlerin yer aldığı ‘İş Dünyası ve STK’ların Dönüşümdeki Rolü: Dijital-Yeşil ve Toplumsal Dönüşüm’ başlığındaki ve moderatörlüğünü değerli gazeteci Celal Toprak’ın yaptığı panelde konuşan Süleyman Onatça, Erol Bilecik, Cansen Başaran-Symes, Celal Beysel ve Sefa Targıt da gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hayal ettiklerini anlattılar. Tecrübelerini paylaşan başkanların dileğini en çarpıcı aktaran ise Süleyman Onatça oldu. “Konuşmaktan korkmayın” diye söze başlayan Onatça, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında öncelikle her alanda beklentim samimiyet. Hukukun üstünlüğüne inanılan, liyakat gözetilen, toplumu ayrıştıracak hiçbir söylemin dillendirilmediği, yeni bir döneme ihtiyacımız var. Kadın şiddetini, çocuk istismarını, adaletsiz gelir dağılımını görmeyeceğimiz, dinin siyasete, ticarete alet edilmediği bir dönem arzu ediyorum. Eğitimin, bilimin önemsendiği ve yaygınlaştırıldığı, sanata, spora değer verilen bir dönem olsun istiyorum. Bütün bunları söylerken üzerinde en fazla durmak istediğim ise şu: Her şey kaybedilebilir ancak geri kazanılabilir. Ama büyük zorluklarla bize emanet edilen Cumhuriyet değerlerini kaybedersek geri dönüşü olmayan yola gireriz” dedi.
İBRAHİM ERDEMOĞLU: ADANA, HOUSTON OLABİLİR
Zirvenin ‘Gala Onur Konuşmacısı’ Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu’ydu. Erdemoğlu, babasının 1970’li yıllarda 2 tezgâhla başlattığı halı üretimini 2000’li yılların başında Merinos’la geliştirdiklerini anlattı. Bugün dünyada üretilen halının yüzde 7’sini gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdemoğlu, 2015’te Sabancı Grubu’ndan Sasa’yı satın aldıktan sonraki süreçte yaptıkları yatırımları anlattı.
Sasa olarak Yumurtalık’ta devam eden petrokimya yatırımlarının 6 ay sonra tamamlanacağını belirten İbrahim Erdemoğlu, Türkiye’nin 18 milyar dolarlık kimya ithalatının önümüzdeki 10 yıl içerisinde 25 milyar dolara yükseleceğini, bunun 15 milyar dolarlık bölümünü Sasa’nın üreteceğini söyledi. Tüm sanayicilere “Petrokimyada yatırımları birlikte yapalım” çağrısında bulunan Erdemoğlu’nun şu cümleleri hayli dikkat çekiciydi:
“Evet, kendi alanımızın en büyük yatırımını yapıyoruz. Ancak bu dönüşümü tek başına yapabilmemiz mümkün değil. Tüm sanayicilerimizin bu ortama eşlik etmelerini bekliyoruz. Enerji de dâhil edildiğinde Türkiye şu anda petrokimyada 101 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Çukurova, enerjinin üssü konumunda. Bakü-Ceyhan-Tiflis Boru Hattı’ndan 50 milyon ton, Irak Boru Hattı’ndan şimdilik 35 milyon ton petrol geliyor. Bu petrolü burada işliyor olmamız lazım. Sizlerden ricam, Türkiye için, geleceğimiz için elinizden gelen maksimum yatırım ne ise burada yapın. Bizim yatırımımızın yanında 32 milyon metrekarede kimya organize sanayi bölgesi kurulacak. Yatırımlarınızı burada yapın. Adana’yı Houston yapabiliriz. Kanlarını bu ülkeye feda eden atalarımız için elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmememiz gerekiyor.”
KALKINMA İÇİN DEMOKRATİKLEŞME ŞART
Zirve kapsamındaki bir başka panelin başlığı da ‘Dijital-Yeşil ve Toplumsal Dönüşüm Odağında Hayalimizdeki Türkiye’ idi. Moderatörlüğünü Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı panelde; İstanbul Ekonomi Yönetici Ortağı Sinan Ülgen, araştırmacı-yazar Bekir Ağırdır, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erinç Yeldan, Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen konuşmacı oldu. Panelde ekonomide yaşanan sorunların devlet yönetiminde gerçekleştirilecek düzenlemelerle aşılabileceğine dikkat çekildi. Uzun yıllardan beri takip ettiğim Doç. Dr. İzmen, kalkınma için özellikle demokratikleşme çalışmalarına hız verilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
///////////////////////////////////////////////////
TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE KAÇI E-TİCARETTEN?
Teknolojide geldiğimiz düzeyi en net gördüğümüz etkinliklerden biri de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) himayesinde gerçekleştirilen Türkiye Teknoloji Buluşmaları etkinliği. E-Ticaret Merkezi A.Ş. ve Teknolojide Kadın Derneği’nin (WTECH) desteklediği geleneksel hale gelen toplantılarda bu yılın 5’inci buluşması Adana’da gerçekleştirildi.
5 panelde 30 konuşmacının yer aldığı etkinliği izledim. WTECH Başkanı Zehra Öney, insan kaynağı ile teknolojiye farklı bakış açısıyla yaklaştı. Gelişen teknolojinin daha az insan kaynağına gereksinim duyacağı savının aksine Öney, teknolojinin gelişirken en önemli ihtiyacın kendini bu alanda geliştirmiş insan kaynağı olacağına vurgu yaptı. Öney, kurumlarda çalışan her kademe yöneticinin, kurum sahiplerinin, üniversiteli gençlerin teknolojiyi tabu olmaktan çıkarıp teknolojiyi anlayabilen, düşünebilen, yaratabilen bireyler haline gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Öney, Türkiye’nin dünyada lider ülke statüsüne girebilmesinin, gayri safi yurtiçi hasılasının artırmasının, yabancı sermayenin Türkiye’ye daha fazla gelebilmesinin ancak teknolojiyi kullanabilen, yaratabilen insan kaynağıyla mümkün olacağını söyledi.
Program kapsamında ‘E-İhracat ile Küçülen Dünya’ konulu ilk panel, TOBB E-Ticaret Meclisi Başkanı ve Trendyol İcra Kurulu Üyesi Ozan Acar’ın moderatörlüğünde yapıldı. Panele DHL Vice President – CEO’su Burak Ertuna, PTT AVM CEO’su Hakan Çelikoğlu ve eLogo Genel Müdürü Başak Kural katıldı. Bu oturumdan aldığım notlar şöyle:
- Dünyadaki 5,6 trilyon dolarlık e ticaretin yüzde 25’i, yani 1,3 trilyon doları başka bir ülkeye e-ihracat olarak gerçekleştirilebiliyor. Türkiye’deki duruma baktığınızda 560 milyar lira tutarındaki e-ticaret pazarının 30 milyar lirası, yani sadece yüzde 5’i e-ihracat. Bu çerçevede e-ihracat alanında daha fazla çabaya ihtiyacımız var.
- Ülkemizde üretim kalemlerinin hangileri e-ticarete uygun? Öncelikle bu alanda bir envanter çalışmasına ihtiyacımız var. Ayrıca satış süreci ve hizmetleri konusunda firmalarının kendilerini geliştirmeleri önemli. Bu süreçte eLogo gibi şirketler e-ihracat modülleri ile bu konuda destek olabiliyor. Çin’den sonra e-ticaretteki yükselen yıldız, Türkiye olarak görülüyor. Buradaki fırsat doğru değerlendirilebilir.
‘Dijital Dünyada Perakendenin Yarını’ oturumundan da hayli not aldım:
Sabancı DX Teknoloji Satış Müdürü Hüseyin Ergir, “Dijital dönüşüm hazır ceket almak gibi değil, butik iş. Kurumun hayali, kültürü ve ne hissettiği önemli. Buna uygun bir yol haritası çıkarmak gerekiyor” diyor, veriyi anlamlandırmak ve somut veriye dönüştürmenin önemine dikkat çekiyor. Diğer yandan Little Caesars CEO’su Banu Aıduru’nun CQ kavramı çok ilgimi çekti. IQ ve EQ’dan sonra Creative Quality, yani yaratıcı zekâ kavramının bundan sonraki süreçte daha fazla önem kazanacağını söyledi. Bu söylem bana yenilikçi, inovatif işler için sürekli yaratıcı tarafı geliştirmek konusunda isabetli kararlar vermenin önemini hatırlattı.
E-Ticaret Merkezi CEO’su Merter Özdemir’in şu sözü ise çok önemli: “E-ticaret öyle bir iş ki 7/24 iş yapar, kazanırsın. Öyleyse ne iş yaparsan yap, işi internete taşı, işini internet tabanlı işle destekle.”
Köklü davranışsal değişikliklerle döngüsel ekonominin başarılı olabileceğini savunan Ezratuba’nın kurucuları Ezra-Tuba Çetin’in çalışmalarını çok kıymetli ve yaratıcı buldum. Tarladan tüketiciye çiftçilerin iyi uygulamalarını iş modeli oluşturarak buldukları çözüm akılcı. Çalışmalarıyla karbon emisyonunu sıfırlamayı, bu çerçevede dijital dönüşüm stratejisi içinde sürdürülebilirliği kurgulamış oluyorlar. Bunlar dışında gün boyu çok sayıda konuşmacı dinledik.
Bu etkinliklerin daha fazla iş dünyası temsilcileri ve üniversite öğrencileri tarafından takip edilmesi gerektiğine inanıyorum.
YORUMLAR