Hayat okulunu bitirmiş olabilir.
Allah ‘Yürü kulum’ demiştir, zengin de olabilir.
İyi bir insan, çevresinde sevilen bir kişi de olabilir.
İmkansızlıklar yüzünden okul hayatı ilkokul düzeyinde kalmış da olabilir.
Ülke ve dünya genelinde başarıya ulaşmış olan birkaç istisna konumun dışında ama bir ilkokul mezunu şehrin kaderini belirleyen bir meclisin üyesi olabilmeli mi?
Oluyor.
Çünkü, mevzuat açısından bir sıkıntı yok.
Belediye meclisleri şehrin tam anlamıyla beynidir.
İmar orada belirlenir.
Vizyon orada tayin edilir.
Projeler orada değerlendirilir.
Gelecek orada tasarlanır.
Başkan orada denetlenir.
Belediye meclis üyelerinin kültür, tahsil, bilimsellik, sanatseverlik, hümanistlik, çevre hassasiyeti, ufuk, hayal ortalaması neyse şehir odur.
Partilerin meclis üyesi aday listelerine bakıyorum.
Seçilebilecek sıralarda çok sayıda ‘ilkokul’ mezunu var.
Alınan, kırılan, kızan olabilir.
Niyetim kimseyi küçümsemek, ayrımcılık yapmak değil.
Ben doğru bulmuyorum.
Bu durum düzeltilebilir mi?
Bir torba yasaya bakar.
Belediye meclis üyesi adayı olabilmek en azından lise mezuniyeti şartı getirilebilir.
Diyeceksiniz ki: ‘Milletvekilliğinde aranmayan şart, belediye meclis üyeliği için mi aranacak?’
Siz de haklısınız.
YORUMLAR