Sadece ismi bile dünyanın ilgisini çekmeye yeter. ‘Ölümsüzlük Şehri’ Misis’ten bahsediyorum. Lokman Hekim’in ölüme çare olarak bulduğu reçeteyi rüzgâra kaptırdığı 1700 yıllık ve halen kullanılan köprünün bulunduğu Mopsouestia Antik Kenti’ni anlatıyorum.
Bir dönem Roma İmparatorluğu’nun en önemli şehirlerinden biri olan Misis’te kazı çalışmaları devam ediyor. Roma Antik Akdeniz Araştırmaları Enstitüsü ve Ulusal Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Anna Lucia D’Agata, Pisa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Giovanni Salmeri’nin bilimsel danışmanlık yaptığı kazının ilk sonuçları göz alıcı.
Yüreğir Belediyesi’nin hazırladığı ‘Ölümsüzlük Şehri Misis’ projesine, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği destekle 2012 yılında başlayan kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkan eserler göz kamaştırıyor.
Adana Müzesi liderliğinde devam eden kazıda şimdiye kadar kale surları, stadyum, kervansaray, tiyatro gibi yapıların yanı sıra 3 bin yıllık buğday, arpa, mercimek, bezelye ve üzüm tohumları bulundu. Neolitik, kalkolitik, Genç Hitit, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılara rastlanan Misis Antik Kenti, tarih turizminde en çok ilgi görecek yerler arasına girmeye aday.
Benim de yönetim kurulunda yer aldığım Misis Kazılarını Destekleme Derneği olarak Misis kazılarındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz hafta güneşli bir sonbahar gününde kazı alanında bir araya geldik.
Misis Kazılarını Destekleme Derneği Başkanı, değerli arkadaşım, Mustafa Fidan Vursavuş, Adana’ya olan sevdasını bu sivil toplum kuruluşunda da sergilemeye kararlı. Adana’da turunç ağacı sayısının artırılmasından şehirdeki kötü görüntülerin bertaraf edilmesine kadar birçok konuda değerli çabaları bulunan Vursavuş, derneğin yeni dönemde kazı ekibine destekten bölgenin tanıtımına kadar birçok faaliyet yapacağını söyledi. Elbette yönetim kurulu üyeleri olarak bizler de başkanımıza destek vereceğiz.
Misis kazısının bilimsel danışmanları arasında yer alan Pisa Üniversitesin’den Prof. Dr. Giovanni Salmeri’ye yöremize ait el dokuması bir kilimi hediye ederek yanlarında olduğumuzun mesajını verdik. O gün orada Ceyhan Nehri üzerindeki tarihi köprüde bir dizinin çekildiğine de tanıklık ettik.
Adana, tarihten gastronomiye, sağlık turizminden film ve dizilere doğal platform olmasına kadar çok farklı alanlarında yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemde kurumlara olduğu kadar her bir Adanalıya da önemli görevler düşüyor.
YORUMLAR