Halkbank
Makedonya Genel Müdürü Dr. Bilal Sucubaşı’nın daveti ve Ekonomi Gazetecileri
Derneği’nin (EGD) organizasyon desteğiyle geçtiğimiz hafta sonunu Üsküp, Ohri
ve Manastır’da geçirdim.
Makedonya ziyaretim boyunca kendimi hiç yurtdışındaymışım gibi hissetmedim. Uçağımız teker koyar koymaz TAV levhalarıyla karşılaştım. Türkiye’nin en yoğun havalimanlarını başarıyla işleten TAV’ın Üsküp Uluslararası Havalimanı’nı da 2010 yılından beri işlettiğini öğrendim. Makedonya’da ‘Güçlü Türkiye’ imajına sanırım en önemli katkıyı TAV sağlıyor. Zira her yıl Makedonya’nın nüfusundan fazla yolcuya Avrupa standartlarında hizmet veriliyor. Üsküp Uluslararası Havalimanı pırıl pırıl ve işler tıkır tıkır. Bu durum son 3 yıldır TAV’a ödül de getirmiş. Doğu Avrupa’nın en iyi havalimanları arasında gösterilen Üsküp Uluslararası Havalimanı’nın bir Türk şirket tarafından işletiliyor olması ülkeye girer girmez insanın gururunu okşuyor. TAV Makedonya Genel Müdürü Alper Tunga Ersoy’a da bu hissimi ilettim.
MATTO TÜRKİYE İLE MAKEDONYA
ARASINDA KÖPRÜ
Yarım
saat sonra Üsküp’ün merkezindeki otelimize ulaşıyoruz. Odamdan Vardar Nehri
görünüyor. Nehir, Üsküp’ü ikiye bölüyor. Adana’daki Taşköprü’nün neredeyse
ikiziyle karşı karşıyayım. Köprüyü Fatih Sultan Mehmet yaptırmış. Hemen
köprünün kuzeyindeyim. Burada ağırlıklı olarak Müslüman Arnavut ve Türkler yaşıyor.
Diğer uçta Makedonlar var. Lobiye iniyorum. Kaldığım Stone Bridge Hotel’in
sahibi Aydoğan Ademoski ile tanışıyorum. Güzel Türkçesiyle ‘Hoş geldiniz’
diyor. Aydoğan Bey, küçük yaşından itibaren ticaretle uğraşan, Makedonya’nın en
etkin iş insanlarından biri. Şirketi City Plaza Holding’le turizmden dış
ticarete, inşaattan üretime birçok alanda faaliyet gösteriyor.
Makedonya Türkiye Ticaret Odası (MATTO) Başkanı da olan Aydoğan Bey, Makedonya’da bulunan Türklerin rol modeli. Ülkenin en etkin sivil toplum kuruluşları arasında yer alan MATTO, Makedonya’ya başta Türkiye’den olmak üzere yabancı yatırım çekmeyi, üyeleri arasında işbirliğini geliştirmeyi ve lobi oluşturmayı hedeflemiş ve bu hedefi de başarıyla yerine getiren bir oda. Bunu bir gün sonra gerçekleştirilen etkinlikte anlamış olduk. ‘Makedonya ve Yatırım İmkânları’ konulu toplantıya Türkiye’den giden biz ekonomi gazetecilerinin yanı sıra Makedonya Ekonomi Bakanı Kreshnik Bekteshi, Türk kökenli Devlet Bakanı Adnan Kahil, Makedonya Yatırım Ajansı yetkilileri gibi ülke ekonomisinin en etkin isimleri katıldı.
650 MİLYON NÜFUSLU PAZARIN
KAPISI
MATTO
Başkanı Ademoski, burada yaptığı açılış konuşmasında Türk medyası aracılığıyla
iş insanlarını Makedonya’ya davet etti.
Bu çağrının üzerinde durmak lazım… Makedonya, Avrupa pazarının giriş kapısı olarak değerlendirilebilir. Avrupa’da birçok ülkeye komşu olan Makedonya 2 milyon nüfusa sahip. Ancak coğrafi konum, yatırım imkânları ve nitelikli işgücü göz önüne alındığında bu küçük nüfus ayrı bir önem kazanıyor. Çünkü Makedonya, iki günlük karayolu ile 650 milyonluk alım gücü yüksek tüketiciye ulaşılabilen bir merkez. Son yıllarda yüksek değil ama istikrarlı bir büyüme eğilimi gösteren Makedonya’nın dış ticaretinde Türkiye’nin yeri 8’inci sırada.
10 YIL VERGİ MUAFİYETİ 99
YILLIĞINA DÜŞÜK BEDELLİ ARAZİ
Makedonca, Arnavutça ve Türkçenin resmi dil olarak kabul edildiği ülkede Türk şirketlerine sayısız fırsatlar var. Bu fırsatları Makedonya Yatırım Ajansı yetkilisinden dinledik. Makedonya’da yatırım yapan şirketler için 10 yıl kurumlar vergisi muafiyeti var. Aynı teşvik yatırımcıya kişisel olarak da sunuluyor. Yani 10 yıl kişisel gelir vergisi muafiyeti de söz konusu. Makedonya’da üretim yapıp başta Avrupa olmak üzere dünyanın her yerine gerçekleştirilecek ihracatçı pozisyonunu sağlarsanız ihracatta KDV ve gümrük vergisi ödemeyeceksiniz. Belediye vergileri muafiyetini, 99 yıllığına düşük bedelle arazi kiralama, doğalgaz, elektrik, su, kanalizasyon gibi altyapı bağlantı yardımlarını da hatırlatmamda yarar var.
TÜRK KABLO ŞİRKETİ ALMAN
OTOMOTİVİ İÇİN MAKEDONYA’DA
Ülkenin
üretim kabiliyeti yüksek değil. Ama şimdilik… Gıda, tekstil, kimya, demir
çelik, çimento, enerji, ilaç ve otomotiv parçalarında sınırlı sayıda sanayi
kuruluşu var. Üretimle büyümeyi hedefleyen Makedon ekonomi yönetimi bu yüzden
yabancı yatırımcıların önünü açma yolunda ısrarlı. Farklı sektörlerden yatırım
bekliyorlar. Bu beklentilerinin bir kısmı da Türk şirketleri tarafından cevap
buluyor. Örneğin, Avrupa’daki otomotiv markalarına kablo üreten Çağatay Kablo,
müşterilerine daha yakın olmak için Makedonya’yı seçen şirketlerden biri.
Asgari ücretin 250 avro olduğu Makedonya’da işsizlik oranı yüzde 22’ler
seviyesinde. Üstelik genç ve eğitimli işsizlikte bu oran yüzde 45’leri buluyor.
Çağatay Kablo benzeri KOBİ’ler için Makedonya, Avrupa’ya açılma köprüsü
olabilir.
Refleks Gazetesi olarak meslek odalarımızın desteğini alarak Makedonya’ya bir iş heyeti ziyareti organize etmeyi de bu yüzden planımıza aldık diyebiliriz. Sadece sanayi yatırımı değil, tarım ve hayvancılıkta da Makedonya’da önemli işler çıkarılabilir. Örneğin bu ülkede Avrupa’ya meyve bahçesi kurabilmek için iklimden teşvike kadar her ortam hazır.
AVANTAJ AB VE NATO ÜYELİĞİ
ÖNCESİ YAKALANABİLİR
Makedonya Ekonomi Bakanı Kreshnik Bekteshi çok genç. O yüzden konuşması heyecan dolu. Diyor ki: “Türkiye’den yatırımcı bekliyoruz. Şimdi tam zamanı… Zira önümüzdeki hafta NATO’dan davet mektubu bekliyoruz. NATO ve AB üyeliğimiz gerçekleştiğinde şimdi sunduğumuz imkânları sunamayabiliriz. O yüzden acele edilmesi yatırımcı için yararlı olabilir.”
LİMAK’TAN 200 MİLYON AVROLUK
YATIRIM
Yatırım çağrısına erken uyan Türk şirketlerinin Makedonya başarılarını da yerinde görme imkânı bulduk. Limak Makedonya Koordinatörü Eda Kurt ve Limak Makedonya Ülke Müdürü Kurthan Apaydın, Üsküp’te 50 dönüm üzerine kuracakları yaşam alanıyla ilgili bilgi verdi. Konut, ofis, AVM ve rezidanslardan oluşan projenin maliyeti 200 milyon avro civarında. İlk faz inşaatın başladığı alanda maketi gururla inceledim.
CEVAHİR MAKEDONYA’NIN EN
YÜKSEĞİNİ İNŞA EDİYOR
Makedonya inşaat sektörünün bir başka Türk yatırımcısı da Cevahir… Şirket, Üsküp’ün en büyük yatırımlarından birini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Cevahir Makedonya Pazarlama Müdürü Hama Muminoviç’le rezidans ve AVM projesi inşaatını gezdim. Yaklaşık 300 milyon avroluk yatırım Makedonya’nın en yüksek binaları olacak. 42’şer katlı 4 kuleden oluşacak projeye Makedonya’dan Türkiye’ye göçenlerin şimdiden ilgi gösterdiklerini öğrendik.
SÜTAŞ’TAN MAKEDONYA’YA DEV
YATIRIM
Türkiye’de ürünlerini güvenle tükettiğimiz Sütaş’ın Makedonya’daki yatırımını şirketin Makedonya Genel Müdürü Haydar Yılmaz ve Sütaş Kurumsal İletişim Müdürü Ebru İkiz’le birlikte gezdim. Sütaş’ın ilk yurtdışı yatırımı olan, yılda 70 milyon litre süt işleme kapasitesine sahip tesislerde hijyen ve ürünlerin lezzeti dikkatimi çekti. Açıkçası buradaki yoğurdu Türkiye’dekilerden daha lezzetli buldum. Bir dönem TÜSİAD Başkanlığı da yapan Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz’dan isteğim olsun. ‘Pavlaka’ yoğurdunun Türkiye’de de satışa sunulmasını istiyorum.
ADALI HOLDİNG BARAJ YAPIYOR
Koton, LC Waikiki, Defacto, Collezione gibi markalarımızın Makedonya’da mağazaları yer alıyor. Bana en büyük gururu yaşatanlardan biri de Adalı Holding oldu. Adanalı Adalı Holding, Makedonya’nın güneyinde Yunanistan sınırına yakın bir sulama barajı inşa ediyor. 45 milyon avroluk ihaleyi alan Adalı Holding (Serka İnşaat) bu projede eminim birçok ihtiyacını Adana’mızdan karşılayarak hem ülke hem bölge ekonomimize katkı sağlıyor.
ERDOĞAN’IN DESTEK VERDİĞİ
ULUSLARARASI BALKAN ÜNİVERSİTESİ
Makedonya’daki ikinci günümüzde MATTO Başkanı Aydoğan Ademoski, bizi Uluslararası Balkan Üniversitesi (IBU) yerleşkesine götürdü. Kendisi bu üniversitenin mütevelli heyeti başkanı… 12 yıl önce kurulan IBU, Makedonya’nın en etkin eğitim kurumlarından biri olmuş durumda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu üniversiteye özel ilgi gösterdiğini ve her anlamda destek verdiğini öğrendik. Yeşillikler içerisindeki yerleşkede inşaatı devam eden rektörlük binasında IBU Rektörü Prof. Dr. İsmail Kocayusufoğlu bize üniversiteyi anlattı. 100 akademisyen, 7 fakülte ve bir İngilizce Dil Okulu, bin 700 öğrenci ile Balkanların en iyi üniversitesi olma yolunda yaptıklarını aktardı. Kendisine Makedonya’da genç ve eğitimli olanlar arasında işsizliğin yüzde 40’lar seviyesinde olduğunu hatırlattım. Makedonyalı gençlerin ülkelerini terk ettiğini, gelişmiş Avrupa şehirlerine gittiklerini söyledim. IBU’nun bu olumsuz tabloyu engelleyecek bölümler üzerine yoğunlaşabileceğini konuştuk. Mühendislik ağırlıklı bölümlerin yanı sıra girişimci yetiştirecek bir bakış açısının yararlı olacağını söyledim. Prof. Kocayusufoğlu, söylediklerimizi not aldı.
HALVETİ DERGÂHINDA ‘EDEP YA
HU’ TABLOSU
Makedonya’daki
son günümüzde yönümüz ülkenin turizm şehri Ohri oldu. Ezanla çan sesinin
birbirine karıştığı bu şehirde Halveti Tekkesi’ni ziyaret ettik. Zeynel Abidin
Paşa Camii’nin avlusunda bulunan tekke Osmanlı izini Balkanlarda ısrarla
sürdüren bir değer. İçerisinde mistik bir hava var. Bir hattatın elinden
çıktığı belli olan bir tabloda ne yazdığını Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Şeref
Oğuz’a sordum. Osmanlıca ‘Edep Ya Hu’ yazdığını söyledi. Bu, Allah’tan edepli
olmayı dilemekmiş. Aynı yazının Yunus Emre’nin hocası Tapduk Dergâhı’nın giriş
kapısında da yer aldığını öğrendim.
Makedonya’nın denizi yok. Ama göl olduğuna zor inandırılacak kadar büyüklükte gölleri var. Göl kenarında küçük bir lokantada tatlı suyun en güzel balığı olan alabalıktan yedik. Bu balığa neden ‘ala’ dendiğini burada belleğime işledim. Zira sanırım tereyağında kızartılmış alabalığın eti, kırmızıya, yani alaya çalar bir pembelikteydi. Bu arada Makedonya’da yemekleri de çok beğendiğimi söylemem gerek. Üsküp’te ‘Destan’da yediğimiz köfte, üzeri peynir rendeli bizim çoban salata ve koyun yoğurdu harikaydı. Yine güveç, kabak kızartması, dana eti çorbası, tereyağlı ekmekler, kaşarlı köfte bu ülkeye gidildiğinde mutlaka tadılmalı.
SAHİLİ ANTALYA, EVLERİ
ODUNPAZARI
Ohri’de
tekne ile göl sefası da yaptık. Açıkçası tekneden sahile bakınca Antalya’yı
gördüm. Ama bir farkla… Evler Odunpazarı’ndaki gibi şirinlikteydi.
Temmuz
ayının ilk günlerinde gittiğimiz Üsküp, bize Adana’yı aratmadı. Sıcaklık
içimize işledi. Ohri’ye doğru giderken Makedonya’nın 2 bin 700 rakımlı
dağlarının zirvelerinden geçmek zorunda kaldık. Karadeniz’in yaylalarını
andıran bu dağlarda yeşille bulutların beyazı birbirine girmişti. Bu mevsimde
yağmurla birlikte 13 dereceyi de burada görmüş oldum.
Makedonya’da
başkent Üsküp ve turizm şehri Ohri’den sonra ülkenin üçüncü büyük kentine,
Manastır’a geçtik. Makedonya’da en heyecan duyduğum mekâna geldik. Atatürk’ün
lise eğitimi aldığı Osmanlı’nın ‘Manastır Askeri İdadi’sinde merdivenleri
çıkarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olacak çocuğun yetiştiği duvarlara
dokundum. Atatürk’ün giydiği okul üniformalarının sergilendiği, o döneme ait
eşyaların bulunduğu müzede anı defterine yazdım ve bir kez daha, dehâ Atatürk’ü
şükranla andım. Makedonya ziyaretim bu anlamlı mekânda sonlandı.
Havalimanına
dönerken Makedonya’nın iş insanlarımızın Avrupa açılımı için etkin bir kuluçka
merkezi olabileceğini, burada yapılacak yatırımlarla tüm Avrupa pazarına hitap
edilebileceğini düşündüm. Sadece iş imkânlarını değil, farklı, evinizde
hissedebileceğiniz güzellikte bir ülkeyi ‘şimdilik’ vizesiz gezme imkânınız
olduğunu hatırlatarak bitirmek istiyorum. |
YORUMLAR