Girişimcilik Ekosistemi
Derneği (GED) Başkanı olarak bana en çok sorulan sorular şunlar:
“Ne iş yapalım?”, “Hangi
alana yatırım yapsak kazanırız?”, “Bize önereceğiniz bir üretim var mı?”...
Bu sorulara önce bildik
ekonomistler gibi yanıt veriyorum: “İhtiyaca cevap versin”, “Pazarı olsun”,
“Yenilikçi olsun”, “Çok talep gören bir ürün olsun”, “Katma değeri yüksek
olsun”, “İthal edilen bir ürünün yerlisi olsun”...
Ben bunları söylerken
sorulara yenisi ekleniyor: “Önereceğiniz bir üretim veya yatırım var mı?”
Çukurova’daysak ‘Etrafınıza
bakın’ diyerek narenciye ağaçlarını gösteriyorum. Bahar aylarıysa işim daha da kolaylaşıyor.
Direkt çiçekleri işaret ediyorum. Ovanın her bahar yere dökülüp telef olan
çiçeklerinin kendilerini beklediğini söylüyorum.
Şimdi hemen internete girin.
Arama motoruna ‘Portakal Çiçeği Aroma Yağı’ yazın.
Parfüm, mum, sabun, krem
yapımında kullanılan bu yağın litresi 3 bin lira. Portakal çiçeklerinden
‘aroma yağı’ üretmek yüksek teknoloji gerektirmiyor. Bu üretimin evlerde
geleneksel olarak yapıldığını biliyoruz. Ancak, ticari boyutta Adana’da
narenciye çiçeklerini işleyen bir tesis yok.
Narenciye çiçeklerinden elde
edilen aroma yağını ağırlıklı olarak yurtdışından satın alıyoruz. Baharda
savrularak ziyan olan hammaddeyi toplayıp değerlendirmek çok zor değil.
Geçtiğimiz günlerde Adana
Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan’la konuştum.
Kendisi aynı zamanda narenciye üreticisi. “Başkanım, narenciye çiçekleri
toplanamaz mı?” diye sordum. “Elbette toplanabilir. Ağaçların tüm çiçeği
meyveye dönüşmez. Çiçeklerin büyük çoğunluğu ağaçların dibine dökülür. Bunların
değerlendirilmesini elbette biz de çok isteriz” dedi.
Portakal çiçeklerinden sadece
aroma yağı da yapılmıyor.
Nisan'da Adana'da - Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı
Koordinatörü İlhami Günsel’le Beyrut’ta bir kafede oturuyoruz. Günsel, garsona
‘White coffee, plase’ dedi. Biz de ‘Aynısından’ diyerek onayladık. Servis gelene
kadar merak ettim. Kahvenin beyazı nasıl olurdu?
Fincanlar önümüze konunca
anladık. Ortama nefis bir koku yayıldı. Koku tanıdıktı. Nisanda Adana nasıl
kokuyorsa beyaz kahve de öyle tütsülendi. Birer yudum alınca ‘Bu portakal çiçeği’ dedim.
Onayladılar.
Eşsiz bir koku ve mükemmel
bir aroma tatmış olduk. Sıcak suya birkaç damla portakal çiçeği yağı konarak
elde edilen bu kahve özellikle misafirlere alternatif bir ürün olabilirdi.
Beyrut’tan dönünce 300 ml’lik
ambalajındaki white coffee’den satın aldık.
Beyrut’tan portakal çiçeği
yağı aroması satın almak bir Adanalı olarak beni üzdü doğrusu.
O yüzden girişimci adaylarına
öneriyorum. 7 yıl önce Toyota Türkiye Satış ve Pazarlama A.Ş. Ceo’su Ali Haydar Bozkurt’un fikriyle
ortaya çıkan, halkın yoğun katılımı, yerel yöneticilerin desteğiyle
gerçekleştirilen ve bugün Türkiye’nin en
güzel etkinliğine adını veren portakal çiçeği girişimcilere sayısız fırsat
sunuyor.
Kokusuyla hepimizi büyüleyen,
karnavalıyla eğlendiren portakal çiçeği girişimci ilgisi bekliyor. |
YORUMLAR