Pandemi sürecinin iş hayatına
yerleştirdiği en önemli kavramlardan biri ‘agile’, yani çeviklik. Bir
organizasyonun yeni koşullara uyum sağlayabilme ve yeni iş fırsatları yaratmak
için yönünü çevik bir şekilde değiştirebilme yeteneğine ‘Agile Proje Yönetimi’
deniyor. ‘Agile Manifesto’ yazılım geliştiricileri tarafından oluşturulmuş, ancak
hangi sektörde olursanız olun, bu yöntem yeni yüzyılın parlayan yıldızı…
Agile Proje Yönetimi;
ilkeleri, her türden ekiplerin, daha yinelemeli ve esnek bir şekilde çalışmalarını
sağlayarak projelerinin değişen gereksinimlerine uyum sağlamalarını ve daha
hızlı sonuçlar sunmalarını sağlıyor.
Belirsizliklerin gün geçtikçe
daha fazla arttığı, değişim hızının exponantial (üstel) büyüdüğü bu süreçte
firmaların ve kişilerin çevikliği son derece kritik. Şirketlerin yeni dünya
düzeninde değişime çabuk uyum sağlayarak krizleri yönetmek ve sürekli öğrenme
ile inovatif çözümler üretmesi gerekiyor. Kavram, müşteriyi odağına alan bu
yaklaşımda memnuniyeti artırmak için gerekli yazılım, insan kaynağı, lojistik
gibi kaynakların eşzamanlı koordinasyonunu da içeriyor.
Agile, şirket yöneticilerinin
eskisinden daha fazla şirket çalışanlarına delegasyonunu, karar verme
süreçlerini hızlandırmasını, çalışanların inisiyatif kullanmasını gerekli
kılıyor. Bu çerçevede takımda motivasyon artışı ve takımın kapasitesinden daha
fazla verim elde etmeyi sağlıyor.
Değişimin kolay olmadığı ama
dönüşümün de mecburi olduğu bu dönemde kriz yönetiminde ‘çeviklik ilkeleri’ni
bünyemize adapte etmek ve uygulamak gerekiyor.
Burada liderlerin karar verme
süreçlerindeki muhakeme ile en doğru seçeneği bulmak yeteneği de biraz
girişimci bakış açısı gibi olmalı. Kritik bir karar verilecek ve hızlı biçimde
uygulamaya geçilecek. Bireysel ve kurumsal olarak daha proaktif yaklaşımlar
sergilemek, kolektif çözümler geliştirmek ve dolayısıyla çevik olabilmek için
multi-disipliner çalışmayı içselleştirmek kolaylaştırıcı bir faktör.
Şirketlerde çok yönlü yaklaşımlar olduğu vakit çok daha inovatif ve çevik
davranmak mümkün olabiliyor.
Bu yöntemde en çok
karşılaşılan sorun, yapılmak istenenlere karşı direnç ve yanlı yaklaşımlar
olabilir. Bu sorunları da ortak amaç, güven, açıklık ve işbirliği ile çözüme
ulaştırmak gerekiyor.
Şirketler, canlı
organizasyonlar olduğu için değişimle dönüşüm için zaman ve emek gerekiyor.
Ancak şunu da öğrendik ki Covid-19 salgınında online toplantı ve çalışma
modellerine kısa zamanda evrilebiliyoruz. Çevik şirket olmak için de şirket
içerisinde tıpkı kriz senaryolarına hazırlık gibi agile sistematiğini kurmak
gerekiyor. Agile için bireylerin süreci içselleştirecekleri bir adaptasyon çalışması
ve neticede kültüre dönüşecek bir deneysel çalışmanın yapılması gerekiyor.
Etkili iletişim, geribildirimler sürecin gelişimi ve iyileştirmeler için
önemli. Ekonomik ve sosyal kalkınma konusunda hız istiyoruz. Şirketlerimizin
belirsizliklere karşı adaptasyonunu kolaylaştırmak istiyoruz. En değerli
varlığımız insan kaynağımızın motivasyonunu artırmak istiyoruz. Sürdürülebilir
bir vizyon oluşturup geleceğe güvenle bakmak istiyoruz.
Öyleyse agile şirket, agile
organizasyon ve nihayetinde agile insan olmak durumundayız.
“Geleceği tahmin etmenin yolu
yaratmaktır.” – Abraham Lincoln
YORUMLAR