Türkiye, zenginliği ancak Doğu Akdeniz'le yakalayabilir
Esra ÖZDEN

Esra ÖZDEN

[email protected]

Türkiye, zenginliği ancak Doğu Akdeniz'le yakalayabilir

24 Mayıs 2017 - 09:26

Sanırım gelenek oldu. ‘Lokomotif Ödül Töreni’ için hazırlanan özel sayılarda Refleks adına yaptığım açılış konuşmalarımı köşe yazıma taşıyorum:

Değerli Konuklar,

Hepinizi Refleks Gazetesi ve şahsım adına saygıyla selamlıyor, ‘Hoş geldiniz’ diyorum. Bir yıl önce yine bu kürsüdeydim. Üretimin ülke için önemini anlatıyorduk. Üretenlerin, başaranların heyecanını, gururunu, mutluluğunu paylaşıyorduk. Birilerinin darbe hazırlığında olduğunu, demokrasinin altını oyduğunu nereden bilebilirdik?

İki ay sonra, vatan hainlerinin millete kurşun, milletin meclisine bomba yağdıracağını kim kestirebilirdi?

Darbe girişiminin bir gün sonrasıydı…

Devasa yatırımı olan bir sanayiciyle konuşuyorum…

Kredi ödemeleri var…

Yabancı müşterilerine taahhüdü var…

Yüzlerce çalışanı, 30 yıllık birikimi var…

Sevdiklerinden, sevdiği her şeyden çalarak harcadığı bir ömür var…

‘Ne olacak şimdi?’ diye sordum.

“Hepsi elimden gitsin. Tamamının en iyisini defalarca kurabilirim. Ama vatan giderse, geri dönüşü olmaz Esra Hanım” dedi.

İşte, bizim iş insanımız da sanayicimiz de bu.

Bu yüzden gelecekle ilgili kaygımız yok.

Bu yüzden devletimizin bekasıyla ilgili tereddüt yok.

Ama değerli konuklar,

Geç kalmakla ilgili ciddi tereddütlerimiz var.

Bugün gelişmiş ülke ekonomileri ‘yapay zekâ’, ‘nesnelerin interneti’, ‘robotlar’ ve ‘genetik bilimi’ üzerinde yoğunlaşmışken, bizim ağırlıklı olarak ‘düşük teknoloji üretim ve ihracatı’ konuşuyor olmamızla işimiz hayli zor.

Uzmanlar, düşükten ileri teknolojiye ihraç ürünlerini 4 grupta değerlendiriyor. Adana’nın merkezde bulunduğu Doğu Akdeniz ihracatının yüzde 53’ünü en alt sınıftaki ‘düşük teknoloji ürünler’ oluşturuyor. Dolayısıyla bu yöndeki tablomuz iç açıcı değil.

Bu çerçevede ülke olarak iki çıkış yolumuz var. Biri insan kaynağımızı geliştirmek, diğeri bizim de içerisinde yaşadığımız Doğu Akdeniz gibi potansiyel taşıyan değerimizi ekonomiye adapte etmek...

Türkiye’nin yeni üretim üssü olabilecek potansiyele sahip bir coğrafyada yaşıyoruz. Doğu Akdeniz, biraz ilgiyle Türkiye’yi 10 büyük ekonomi arasına girdirebilecek imkânlara sahip.

Refleks’in ilk sayısından beri iddiamız şudur:

Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’tan oluşan Doğu Akdeniz, tarımdan turizme, enerjiden sanayiye, bilişimden lojistiğe her alanda Türkiye’nin en gözde üretim üssü olabilir.

Biraz kamu desteği, biraz ilgi bu coğrafyayı ‘ikinci Marmara’ yapabilir.

Ama üzülerek söylüyorum. 10 yıldır yazıyoruz. Konular, talepler hep aynı.

Ceyhan’ı petrokimya sektörünün dünya üssü yapabilirdik, yapamadık.

Tarımda katma değer yaratacak tohumdan gen teknolojisine bir üs olabilirdik, olamadık.

Binlerce yıllık şehirleri toprak altından çıkarıp dünya turizmine açabilirdik, açamadık.

Mersin’e lojistik köy kazandırabilirdik, olmadı.

Avrupa ve Ortadoğu’nun ihtiyaçlarına yönelik meyve, sebze, bakliyat, çiçek  hal kompleksini Adana’ya kurabilirdik, olmadı.

Akdeniz kıyılarının en gelişmiş tersanelerini kurabilir, dünya gemi inşa ve onarım sanayiinin merkezi olabilirdik, olamadık.

Sıraladığım bu alanlarda elbette adımlar attık; ancak hepimizin beklentisinin adım atmak değil, koşmak olduğunu düşünüyorum.

Referandumla Türkiye yeni bir döneme giriyor. Yürütmenin güçlendiği bu süreçte ekonomi yönetiminin Doğu Akdeniz’e farklı yaklaşmasını,

Düşünce ve proje aşamasındaki yatırımlara hız vermesini...

Devam eden ancak hayli geciken projeleri bir an önce hayata geçirmesini...

Katma değeri yüksek üretimi özendirecek özel bir teşvik modelini bölgemizde uygulamasını beklemekteyiz.

Üretimin kutsallığına inanıyoruz. Ve biliyorum ki buraya katılan herkes üretiyor ve bu güzel duygunun hazzını yaşıyor.

Şu an bir ödül törenindeyiz.

Aslında çetin rekabet şartlarıyla küresel pazarda üretiyor olmak…

Hele hele dünya pazarlarına ulaşmak…

Ve yaşananlara ve tüm engellere rağmen işletmesini ayakta tutmayı başarmış olmak bana sorarsanız ödülü hak ediyor.

5 yıldır adını ‘Lokomotif’ koyduğumuz bir ödül törenimiz var. Adı üzerinde üretime, ekonomimize lokomotif olanları tanımamızı sağlıyor. Alkışlıyoruz, gurur duyuyoruz, öykünüyoruz…

Bu törenin motivasyonumuza olumlu katkı sağladığını düşünüyorum. İlginin her geçen yıl artıyor olmasını beğenildiğine yoruyorum. O yüzden bu ödül töreninin oluşma sürecinde oy kullanan Refleks okurlarına, her daldaki adaylara, organizasyonda emeği olan başta değerli ortağım Mehmet Uluğtürkan olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarıma, sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum. 

Ödül alacak her kurumu ve girişimciyi kutluyorum.

Burada olan herkese çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. |

Bu yazı 3068 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar