Sanırım gelenek oldu. ‘Lokomotif Ödül Töreni’ için
hazırlanan özel sayılarda Refleks adına yaptığım açılış konuşmalarımı köşe
yazıma taşıyorum:
Değerli Konuklar,
Hepinizi Refleks Gazetesi ve
şahsım adına saygıyla selamlıyor, ‘Hoş geldiniz’ diyorum. Bir yıl önce yine bu
kürsüdeydim. Üretimin ülke için önemini anlatıyorduk. Üretenlerin, başaranların
heyecanını, gururunu, mutluluğunu paylaşıyorduk. Birilerinin darbe hazırlığında
olduğunu, demokrasinin altını oyduğunu nereden bilebilirdik?
İki ay sonra, vatan
hainlerinin millete kurşun, milletin meclisine bomba yağdıracağını kim
kestirebilirdi?
Darbe girişiminin bir gün
sonrasıydı…
Devasa yatırımı olan bir
sanayiciyle konuşuyorum…
Kredi ödemeleri var…
Yabancı müşterilerine
taahhüdü var…
Yüzlerce çalışanı, 30 yıllık
birikimi var…
Sevdiklerinden, sevdiği her
şeyden çalarak harcadığı bir ömür var…
‘Ne olacak şimdi?’ diye
sordum.
“Hepsi elimden gitsin.
Tamamının en iyisini defalarca kurabilirim. Ama vatan giderse, geri dönüşü
olmaz Esra Hanım” dedi.
İşte, bizim iş insanımız da
sanayicimiz de bu.
Bu yüzden gelecekle ilgili
kaygımız yok.
Bu yüzden devletimizin
bekasıyla ilgili tereddüt yok.
Ama değerli konuklar,
Geç kalmakla ilgili ciddi
tereddütlerimiz var.
Bugün gelişmiş ülke
ekonomileri ‘yapay zekâ’, ‘nesnelerin interneti’, ‘robotlar’ ve ‘genetik
bilimi’ üzerinde yoğunlaşmışken, bizim ağırlıklı olarak ‘düşük teknoloji üretim
ve ihracatı’ konuşuyor olmamızla işimiz hayli zor.
Uzmanlar, düşükten ileri
teknolojiye ihraç ürünlerini 4 grupta değerlendiriyor. Adana’nın merkezde
bulunduğu Doğu Akdeniz ihracatının yüzde 53’ünü en alt sınıftaki ‘düşük
teknoloji ürünler’ oluşturuyor. Dolayısıyla bu yöndeki tablomuz iç açıcı değil.
Bu çerçevede ülke olarak iki
çıkış yolumuz var. Biri insan kaynağımızı geliştirmek, diğeri bizim de
içerisinde yaşadığımız Doğu Akdeniz gibi potansiyel taşıyan değerimizi
ekonomiye adapte etmek...
Türkiye’nin yeni üretim üssü
olabilecek potansiyele sahip bir coğrafyada yaşıyoruz. Doğu Akdeniz, biraz
ilgiyle Türkiye’yi 10 büyük ekonomi arasına girdirebilecek imkânlara sahip.
Refleks’in ilk sayısından
beri iddiamız şudur:
Adana, Mersin, Hatay,
Osmaniye ve Kahramanmaraş’tan oluşan Doğu Akdeniz, tarımdan turizme, enerjiden
sanayiye, bilişimden lojistiğe her alanda Türkiye’nin en gözde üretim üssü
olabilir.
Biraz kamu desteği, biraz
ilgi bu coğrafyayı ‘ikinci Marmara’ yapabilir.
Ama üzülerek söylüyorum. 10
yıldır yazıyoruz. Konular, talepler hep aynı.
Ceyhan’ı petrokimya
sektörünün dünya üssü yapabilirdik, yapamadık.
Tarımda katma değer yaratacak
tohumdan gen teknolojisine bir üs olabilirdik, olamadık.
Binlerce yıllık şehirleri
toprak altından çıkarıp dünya turizmine açabilirdik, açamadık.
Mersin’e lojistik köy
kazandırabilirdik, olmadı.
Avrupa ve Ortadoğu’nun
ihtiyaçlarına yönelik meyve, sebze, bakliyat, çiçek hal kompleksini Adana’ya kurabilirdik,
olmadı.
Akdeniz kıyılarının en
gelişmiş tersanelerini kurabilir, dünya gemi inşa ve onarım sanayiinin merkezi olabilirdik,
olamadık.
Sıraladığım bu alanlarda
elbette adımlar attık; ancak hepimizin beklentisinin adım atmak değil, koşmak
olduğunu düşünüyorum.
Referandumla Türkiye yeni bir
döneme giriyor. Yürütmenin güçlendiği bu süreçte ekonomi yönetiminin Doğu Akdeniz’e
farklı yaklaşmasını,
Düşünce ve proje aşamasındaki
yatırımlara hız vermesini...
Devam eden ancak hayli
geciken projeleri bir an önce hayata geçirmesini...
Katma değeri yüksek üretimi
özendirecek özel bir teşvik modelini bölgemizde uygulamasını beklemekteyiz.
Üretimin kutsallığına
inanıyoruz. Ve biliyorum ki buraya katılan herkes üretiyor ve bu güzel duygunun
hazzını yaşıyor.
Şu an bir ödül törenindeyiz.
Aslında çetin rekabet
şartlarıyla küresel pazarda üretiyor olmak…
Hele hele dünya pazarlarına ulaşmak…
Ve yaşananlara ve tüm
engellere rağmen işletmesini ayakta tutmayı başarmış olmak bana sorarsanız
ödülü hak ediyor.
5 yıldır adını ‘Lokomotif’
koyduğumuz bir ödül törenimiz var. Adı üzerinde üretime, ekonomimize lokomotif
olanları tanımamızı sağlıyor. Alkışlıyoruz, gurur duyuyoruz, öykünüyoruz…
Bu törenin motivasyonumuza
olumlu katkı sağladığını düşünüyorum. İlginin her geçen yıl artıyor olmasını
beğenildiğine yoruyorum. O yüzden bu ödül töreninin oluşma sürecinde oy
kullanan Refleks okurlarına, her daldaki adaylara, organizasyonda emeği olan
başta değerli ortağım Mehmet Uluğtürkan olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarıma,
sponsorlarımıza çok teşekkür ediyorum.
Ödül alacak her kurumu ve
girişimciyi kutluyorum.
Burada olan herkese çok
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. |
YORUMLAR