Geçtiğimiz haftayı Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de geçirdim.
Ekonomisi büyük ölçüde petrol ve doğalgaza dayalı Azerbaycan son yıllarda teknoloji geliştirme, inovatif girişimci sayısını artırma çabalarıyla dikkat çekiyor. Ülke, yapılandırdığı ‘İnovasyon Ajansı’ ile bilim ve teknoloji parklarını büyütürken diğer taraftan startuplar başta olmak üzere girişimcilik ekosistemini geliştirmeye yönelik devlet teşviklerini artırıyor.
Bakü, izlenimimi üç başlıkta toparladım.
- Şehir çok temiz ve düzenli. Rus etkisiyle oluşan eski yapılar çok iyi korunuyor. Yeni yapılar da dünya mimarisinin en estetik örnekleriyle yapılıyor. Eski ve yeni yapıların harmanlandığı şehirde sahiller, meydanlar, parklar göz kamaştırıyor.
- Zenginlik sanatta aranıyor. Şehirler şair, yazar, heykeltıraş, ressam gibi değerlerine çok büyük önem veriyor. Sanatçıların büstleri en görkemli yapıların önünde, meydanlarda sergileniyor. Adeta, “Bırakın petrolümüzü, doğalgazımızı, bizim gücümüz sanatçı ve bilgelerimizden geliyor” deniyor.
- Neredeyse şehrin tamamı turist ağırlamak için eğitilmiş. Bakü’de garsondan sokakları süpüren işçiye herkes adeta ‘Yabancıya karşı nasıl davranılır?’ dersi almış. Yüzler gülüyor, yardım için yarışılıyor. Bir meydana gitmek için belediye otobüsünü durdurduk. Biletimizin olmadığını söylemeye hazırlanırken şoför, “Siz konaksınız, ne bileti” dendi.
Bu 3 başlıktaki gelişime Adana başta olmak üzere tüm şehirlerimizin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
YORUMLAR