4 Mart, benim doğum günüm.
İlk kez yeni yaşıma bu kadar duygu yoğun giriyorum.
Elbette bunda yüzyılın felaketini yaşamış olmamın etkisi var.
Bir anneyim. İçgüdüsel olarak koruma amaçlı oğlumun üzerine kapandığım o an hafızamdan asla silinmeyecek. Bir asır kadar uzayan o bir dakika hayatın kontrolümüzde olmadığını bana bir kez daha hatırlattı.
Çok üzgünüm; on binlerce insanımızı, birçok değerimizi kaybettik.
Çok kızgınım; bilimden uzaklaşmanın ağır tokadını yedik.
Çok kaygılıyım; bu felaket alacağımız son ders olacak mı?
Yaşadığımız felaket on binlerce insanı bir anda Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde birinci basamağa indirdi. Şehrin en zenginiyle en fakirini çorba alma sırasında buluşturdu. İnsanlar bir anda yiyecek, giyecek, barınabilme ihtiyacına muhtaç hale geldi.
Neden bu kadar fazla kayıp verdik?
Nedeni belli. Deprem değil, binalarımız öldürdü.
Sebebi belli. Arama kurtarma çabamızda yeterince koordine olamadık.
Bilim insanlarını dinlemiş olsak fay üzerine şehirler kurmayacaktık.
Liyakatli, ahlaklı mühendis ve müteahhitlerimiz olsa binalar mezar değil, hepimizi depremden koruyan sığınaklar olacaktı.
Kamu kuruluşlarımız denetimini etkin yapsa, yönetmeliklere uymayan yapılara ruhsat vermese, ‘İmar Affı’ gibi oya endeksli saçmalıklarımız olmasa yaşadığımıza ‘felaket’ değil sadece ‘afet’ deyip kayıpsız ya da az kayıpla bugünleri geride bırakacaktık.
Her felaket sonrası günlerce ne yapılması gerektiğini konuşuyoruz.
1999 Gölcük depreminde bu yapı stokumuzun zayıf, yaşanamaz olduğunu öğrenmedik mi?
1999 Düzce depreminde şehirlerimizin yer seçimini doğru yapmamız gerektiğini anlamadık mı?
1998 Adana depreminde tarım arazilerine çok katlı konut yapılmaması gerektiğini algılayamadık mı?
O yüzden neyi yapıp neyi yapmamamız gerektiğini hâlâ tartışıyor olmak sinirlerimi bozuyor.
Ne yapılması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz.
Bundan sonra yapmamız gereken belli.
Bilimin yanında olacağız. Kararlarımızı anlık menfaatlerimize göre değil, çocuklarımızın geleceğini gözeterek alacağız. Liyakat ve ahlak temel düsturumuz olacak.
Depremin ardından 25 günü geride bıraktık.
Milletimiz de devletimiz de bölgeye yardıma devam ediyor. Felaket büyük. Bölge insanımız için yeme içme, hijyen, güvenlik, barınma sorunlarını artık geride bırakmış olmamız gerekiyor.
Şimdi toplum psikolojisini düzeltme, iş yaşamına döndürme çabalarına geçişi organize etme zamanı.
Kamu-özel sektör ve STK işbirliğine her zamankinden fazla ihtiyaç var. Dahası tüm bu çalışmaların sürdürülebilirliği şart…
Endişem şu:
Bu gibi felaketlerin ardından medyanın ilgisi gün geçtikçe azalır. Azalan ilgi yardımları azaltır, aksatır.
Sebepleri unutturur. Atılması elzem adımları erteletir.
Bu olsun istemiyoruz.
Yaşadıklarımızı çocuklarımızın yaşamasını istemiyoruz.
Tarifi imkânsız acılar yaşadık. Neredeyse her birimizin en az bir yakını enkazda kaldı.
Bu kez buruk bir doğum günüm olacak.
Bir sonraki yaşıma benzer iklimde, aynı duygu yoğunluğuyla girmek istemiyorum.
//////////////////////////////////////
AfetBilgiMerkezi.com
Yaşadığım deprem felaketinin şokunu atlatır atlatmaz odağım değişti.
Çünkü yakın çevremiz mahşer yeri oldu.
Hatay, Osmaniye, Kahramanmaraş’ın çığlıkları yanımızda yankılanıyordu.
Yakınlarını kaybedenler, depremin şokunu soğukla, açlık ve susuzlukla yaşayanlar…
Diğer taraftan Türkiye’nin dört bir yanından depremzedelere yardım etmek isteyen arkadaşlarım arayıp duruyorlardı.
Bir şeyler yapmamız gerekiyordu.
Girişimcilik Ekosistemi Derneği (GED) gönüllüsü genç girişimci Cengiz Akcan’la kısa sürede organize olduk. Dijital Kuluçka Merkezi’ndeki yazılım başarısıyla tanıdığınız Akçan’la AfetBilgiMerkezi.com adlı internet sitesini faaliyete geçirdik. Hedefimiz, bağışçılarla depremzedeleri bir araya getirmekti. Kısa sürede deprem bölgesinden tahliye, ilaç, gıda, barınma, giysi, tedavi gibi birçok konuda bağışçılarla depremzedeler arasında köprü olmayı başardık.
Ne zaman ihtiyaç duyacağımızı bilmediğimiz internet sitemizin geliştirmeye devam ediyoruz. Gönüllü psikologların video seanslarından deprem toplanma alanlarına yönlendirme dâhil AfetBilgiMerkezi.com önemli bir işlev görecek.
İnternet sitemiz deprem felaketinin ilk 48 saatinde 5 bine yakın tıklanma trafiği aldı.
Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanından erişimin sağlandığı internet sitesini mutlaka ziyaret edin. Öneri ve yorumlarınızla çok daha işlevsel bir ara yüzü birlikte oluşturalım.
YORUMLAR