1.5 milyon dolarla uluslararası film festivali yapılır mı?
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

1.5 milyon dolarla uluslararası film festivali yapılır mı?

25 Eylül 2024 - 16:48

95 yıllık Oscar, Altın Koza Film Festivali’nden hepi topu 40 yıl büyük.

Yani, bu büyülü sanatın ödül töreni organizasyonunda Adana’nın 55 yıllık deneyimi var.

Bu sanata yönelik organizasyon, sinemanın gelişimine katkı sağladığı gibi prestijdir, tanıtımdır, ekonomik getiridir.  

Peki, ilki 1969 yılında gerçekleştirilen Altın Koza Film Festivali arzu edilen büyüklüğe ya da etkiye sahip olabildi mi?

O dönem Türkiye’nin en ünlü sinema sanatçılarını, yönetmenlerini Adana’ya taşıyan, herkesi heyecanlandıran Altın Koza, aradan geçen 55 yıla rağmen dünya sinema sektörünün ilgi odağı olabildi mi?

Evet, Altın Koza Film Festivali, Adana’nın değerleri arasına girmeyi başardı.

Evet, zaman zaman ara verilmek zorunda olunsa da festival 30 kez gerçekleştirildi.

Evet, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, organizasyonu önemsiyor ve destekliyor.

Evet, Festival Yürütme Kurulu üyeleri özveriyle elinden geleni yapıyor.

Ama yeterli mi?

31’inci Adana Altın Koza Film Festivali Basın Toplantısına katıldım.

Başkan Karalar’a ilk soru, ‘Festivale ne kadar kaynak ayrılıyor?’ oldu. Soru, ‘Kamuda tasarruf süreci işlerken festivale bu kadar para harcanır mı?’ eleştirisiyle devam etti.

Festivale verilecek ödül miktarını, ağırlanacak misafirler için yapılacak harcamaları bildiğim için söz almadım, tebessüm etmekle yetindim.

Zira bu festivale Adana’nın harcadığı para 1.5 milyon dolar.

Oscar’da sadece tören için harcanan para 45 milyon dolar.

Oscar’da sadece lobi çalışması için yıllık harcanan para 100 milyon dolar.

Basın toplantısının moderatörlüğünü üstlenen Festival Yürütme Kurulu Üyesi İsmail Timuçin, bu yılki organizasyonun detaylarını duru Türkçesiyle o kadar güzel anlattı ki. Gerçekten her bir detay başarı ve özveri yüklüydü.

Festival Yürütme Kurulu Üyelerinden Nebil Özgentürk, düşüncemi dillendirdi.

“Altın Koza Film Festivali’ne daha fazla kaynak ayırmalıyız. ABD’den, Fransa’dan, İngiltere’den, Almanya’dan sinema eleştirmenlerini konuk edebilmeli, bu organizasyonun dünya sinema arenasında daha fazla konuşuluyor hale gelmesini sağlayabilmeliyiz” dedi.

Altın Koza Film Festivali tarihi imajıyla bunu hak ediyor.

Bu yıl geçti ama gelecek yıl için önerim şu:

Belediyemiz kaynağı 3 milyon dolara çıkarsın. Kültür ve Turizm Bakanlığımız da 3 milyon dolar bütçe ile destek versin. Adanalı sanayici ve çiftçi, kentimizdeki STK’lar, sinemaseverler de toplam rakamı 10 milyon dolara tamamlasın.

Bakın o zaman Adana, bu büyülü sanatla neler kazanıyor.

 

Çöp kamyonu ilkelliği!

Her gün aynı sahne...

Adana'nın en prestijli caddelerinden biri...

Eminim sadece bana denk gelmiyor.

Çöp kamyonunun arkasında bekliyorum. O ilerleyecek ki ben de yoluma devam edebileceğim. Trafiği tıkadığım için kornalar hazır.

Camım kapalı, klimamın dışardan havayı kesen düğmesi açık.

Buna rağmen leş gibi koku...

Her seferinde emekçi kardeşlerim bu kokuya nasıl dayanıyor diye hayıflanıyorum.

Çöp konteynerından akan su yolu kaplıyor. Bir kadın köpeğiyle bu suyun üzerinden geçiyor…

Çöpü evde ayrıştırma zorunlu olabilir mi?

Olur.

Evden çöp çıkarma 22.00 ila 24.00 saatleri arasında zorunlu hale getirilebilir mi?

Elbette.

Şehirde çöp toplama işlemi sessiz sedasız 01.00 ila 04.00 arasında yapılabilir mi?

Yapılır.

Hatta 04.00 ila 06.00 arasında tüp caddeler köpükle yıkanabilir mi?

Yıkanır?

Ankara, Konya, Bursa, Kayseri'de gündüz, güneşin altında bir tek çöp kamyonu görebilir misiniz?

Göremezsiniz.

Adanalı'ya bu zulüm neden?

 

Destek başvuru evrakını yırttırdı…

2020’nin Mart ayıydı.

Birbirinden lezzetli turşu üretip iç ve dış piyasaya sunan Güneyliler Gıda’nın sahibi Erdinç Güneyliler, başı avuçlarının arasında düşünüyordu.

Pandemi insanlara turşuyu unutturmuştu.

Depolar turşu dolmuştu.

Mali müşavir, Erdinç Güneyli’nin önündeki evrakı imzalamasını bekliyordu.

Evrak, devletin pandemide iş adamına sunduğu ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ başvurusuydu.

Desteğe başvurması halinde çalışanlarının maaş ve sosyal güvenlik prim yükümlülüğünün bir kısmından kurtulmuş olacaktı.

Kafasını kaldırdı, mali müşavirine ‘Yırtalım bu evrakları. Ben devletime yük olmak istemiyorum. Çalışanlarımın motivasyonumu bozmayacağım” dedi.

Arabasına binip Tarsus’a gitti.

Pandemi çiftçiyi de vurmuştu. Tarlaya giden azalmıştı. Bir çiftçinin lahanaları tarlada kalmıştı.

Hepsini satın aldı.

İşyerine getirdi. Temizlendi, yaprakları düzeltildi, haşlandı. Cam kavanozlara yerleştirildi.

Çalışanlar günlerce lahana yaprağı sardı.

40 ton lahana yaprağı her türlü yemeği yapmaya hazır halde kavanozlanmış, paletlenmişti.

İngiltere’ye bir müşteriye gönderildi.

Pandemi, Güneyliler Gıda’ya yeni bir ürün kazandırmış, çalışanlara moral olmuştu.

Erdinç Güneyli’yle Fikr-et’te akşam yemeğindeydik.

Turşuyla gelen yıllık 5 milyon dolara yaklaşan ihracatı, ovayı, sözleşmeli tarımı, katma değeri, meslek odalarını, ekonomiyi, edebiyatı, sanatı, sofrayı konuştuk.

Hepsi çok lezzetliydi…

 

İngiltere’nin gıda tedarikçisi

Adana’dan Kıbrıs’a taşındıklarında 6 yaşındaydı.

Öğrenimini Gazi Mağusa Ticaret Lisesi’nde tamamladı.

Vatani görevinin ardından İngiltere’ye gitti.

Konfeksiyon işçisi oldu.

Aklı, eğitimini aldığı ticaretteydi.

2000 yılında market işletti.

Ama hedefinde toptan gıda şirketi kurmak vardı.

Gima UK’nin kurucuları arasında yer aldı.

Şirket, Birleşik Krallığın ‘Darendelisi’ oldu.

Adanın dört bir tarafına gıda ürünleri dağıtmaya başladı.

Gima UK, İngiltere’nin en etkin toptan gıda dağıtım şirketlerinden biri olmuştu.

Ancak, Vehbi Keleş’in daha önemsediği bir hedef vardı.

Doğduğu toprakların lezzetlerini Gima UK’nin girdiği her market zincirine taşımak istiyordu.

‘Bodrum’ markasını kurdu.

Bakliyattan turşuya, zeytinyağından salçaya, kuruyemişten tahine Anadolu’nun lezzetlerini Avrupa’ya taşıdı.

Keleş’in şirketi yıllık 70 milyon paundluk bir ciroya ulaştı. Ancak onu bu cirodan daha mutlu eden 3 şey var:

1) İngiltere’nin en seçkin zincir marketlerinde sıralanan ‘Bodrum’ markalı ürünler…

2) Daha fazla Türk markası Avrupa pazarında yer alsın diye kurulan Avrupalı Türk Markalar Birliği’nde yaptığı fahri görev…

3) Kadirli’nin köy okullarında ihtiyacı olan çocukları giydirmek…

Vehbi Keleş’le değerli abim gazeteci Mustafa Köker’in telefonundan görüntülü konuştuk.

Galler -Türkiye maçını izlemek üzere stadyuma girmek üzereydi.

Söz aldım. Adana’da Refleks okuru iş insanlarıyla kebaplı toplantıda bir araya geleceğiz.

Gima CEO’su Vehbi Keleş’le Refleks’in ‘İş’e Yarayan Toplatısı’na kimler katılmak ister?

 

Zeybek, Adana Çiftetellisi, Gakgoş Halayı…

Son yıllarda katıldığım en güzel düğün törenlerinden biri…

Meslektaşım Dilek-Hakan Akın’ın kızı Mine’nin düğününden bahsediyorum.

Çiftler, düğün törenine Zeybek oynayarak girdi.

Ege’yle başlayan musiki, Adana oyun havalarıyla ve hemen ardından da damat Doğukan Çevik, Elazığlı olunca çifte davullu Gakgoş halaylarıyla devam etti.

Nikah merasimi şehir protokolünün eksiksiz toplantısı gibiydi. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ADASO Meclis Başkanı İsrafil Uçurum, Adana Hacı Sabancı OSB Başkanı Bekir Sütcü, çok sayıda kent yöneticisi ve iş insanı nikah şahitleri arasındaydı.   

Elazığ’da da tekrarlanan düğünlerde Dilek ve Hakan Akın’ın misafirlerle tek tek ilgilendi. Mutluluklar diliyorum.

 

 

Bu yazı 2414 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar