Tam 22 yıl önce Ceyhan’ın Soysalı köyünde çiftçi Hacı Mahmut Buhur, tarlasını suya kavuşturmak için bir kuyu açtırdı. Su, 200 metre derinlikten çıktı.
Buhur’un çocukları gece tarlalarını suladılar. Tarlaya gündüz geldiklerinde toprakta siyah birikintiler vardı. Petrol olduğunu düşündüler.
Durumu dönemin Ceyhan Kaymakamı Mehmet Öklü’ye bildirdiler.
TPAO yetkilileri 200 metreden çıkan petrole kuşkuyla baktı.
“BOTAŞ’ın boru hattından sızıntı olabilir” dediler.
Mahmut Buhur’un oğlu İrfan Buhur, Ankara’da bir kurumda kamu görevlisiydi.
Israrcı oldu. Koalisyon hükümetinin ANAP’lı Enerji Bakanı Cumhur Ersümer’e ulaştı.
Bakan Ersümer, İrfan Buhur’u TPAO’ya yönlendirdi.
Bürokratları masa masa dolaşan İrfan Buhur, tarlalarında çıkan petrolün devlete kazandırılması gerektiğini anlattı.
Bürokratların birçoğu uluslararası enerji şirketlerinin burslarıyla ABD’de, İngiltere’de eğitim almış memurlardı. “Bölgeye bugün-yarın bakacağız” diyerek vakit geçirdiler.
Koalisyon hükümetleri sonrası AK Parti tek başına iktidar oldu.
İktidar değişmişti ama bürokrasinin kilit konumlarında isimler pek değişmemişti.
Birkaç yıl geçmişti; ama İrfan Buhur, Enerji Bakanlığı görüşmelerinde ısrarcı oldu.
Dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız’a ulaşıldı. Nihayet Bakan Yıldız’ın talimatıyla TPAO, bölgede arama izni verdi. Oysa İrfan Buhur’a göre arama izni değil, petrolü çıkarma izni verilmesi gerekiyordu.
Arama ruhsatıyla gelenler Buhur Ailesi’nin tarlası yerine 3 kilometre uzaklıkta bir kuyu açtılar.
“Burada bir şey yok” deyip gittiler.
İrfan-Burhan-Necati Buhur kardeşler ısrarlarını sürdürdü. Bir yol bulunup Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ulaşıldı.
Geçtiğimiz yıl Erdoğan’ın talimatıyla Soysalı bölgesinde çalışmalar hızlandırıldı. Bölgede açılan ‘Çukurova 1’ ve ‘Çukurova 2’ adlı kuyulardan petrol çıkarılmaya başlandı. Çıkan petrolün kalitesinin yüksek olduğu ve rezervin büyüklüğü anlaşıldı. 338 ve 430 metrelik kuyular Türkiye’nin bugüne kadar bulduğu en sığ petrol oldu.
Bugün bu iki kuyudan günlük 120 varil petrol çıkarılıyor ve işlenmek üzere Adıyaman’daki rafineriye gönderiliyor. Uzmanlar bölgede açılacak yeni kuyularla üretimin 10 katına çıkabileceğini söylüyor.
İrfan Buhur, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı takibi olmasa Ceyhan petrolü asla çıkarılmazdı” diyor ve ekliyor: “Bölgede kuyu sayısını artırarak bu değeri ülkemiz ekonomisine vakit kaybetmeden çıkarmak gerekiyor.”
Buhur’un anlattıklarını yazarken 1998 yılına gittim…
O yıl Adana Sanayi Odası’nda (ADASO) basın danışmanı olarak görev yapıyordum.
“Soysalı köyünde bir tarladan petrol çıkmış” söylentileri üzerine bir cumartesi günü bölgeye gitmiştim. Oradaki araştırma ve izlenimlerimi ADASO’nun ‘Sanayide Adana’ adlı gazetesinde Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı’na da atıfta bulunarak ‘Borudan bekleniyordu, yeraltından geldi’ başlığıyla haberleştirmiştim.
Türkiye, Ceyhan’daki yeraltı değerini gün yüzüne çıkarmak için neden 22 yıl bekledi?
22 yıllık bekleyiş Adana ve Türkiye ekonomisine neler kaybettirdi?
Bu gecikmenin sorumluları kim?
Türkiye’de Soysalı benzeri daha kaç vaka var?
* * * * *
KENDİ SORUNUNU KENDİ ÇÖZEN ADANA!
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Adana iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi.
Moderatörlüğünü yaptığım toplantıda her sorunun mutlaka aşılabileceğini belirterek, 107 yıl önce Adana'da pamuktan iplik ve kumaş üreten Suphi Paşa Fabrikası'nda yaşanan krizin nasıl atlatıldığını anlattım.
O yıllarda Suphi Paşa Fabrikası, Osmanlı’nın en değerli sanayi kuruluşlarından biri. Çukurova’nın pamuğunu işliyor. Çanakkale’de yaralıların sargı bezini gönderiyor. 1000 kişinin üzerinde istihdam sağlıyor. Fabrikanın en büyük sorunu maaş ödeme günü geldiğinde bozuk para bulunamıyor. Birkaç ay payitahttan bozuk para getirtiliyor ama yetmiyor.
Fabrikanın o dönemki CEO'sunun aklına “Kendi paramızı bassak ne olur ki?” fikri geliyor. Fikir uygulamaya konuluyor.
‘Suphi Paşa Fabrikası Parası’ basılıyor. Bu para o dönemin Adana’sında kalaycıdan bakkala, semerciden köşgere her yerde geçiyor. Bu parayı biriktiren esnaf parayı fabrikada tümletebiliyor.
Uzun yıllardan beri bu paralardan birine sahiptim. Hep cebimde taşıyordum. Bana uğur getirdiğine inandım. Ama bu uğurun artık hazinemize uğramasının daha doğru olacağını düşündüm ve ‘Suphi Paşa Fabrikası Parası’nı Sayın Bakan’a armağan ettim.
YORUMLAR