Ekonomideki
daralmanın sonuçlarını beklemenin faydası yok. Bir sanayici dostum, “Atağa
kalkmanın en güzel dönemi ekonomik krizlerdir” demiş, “Rutinden böyle
zamanlarda çıkılabilir. Kriz inovasyon, yeni pazar arayışı, personel eğitimleri
için yeni fırsatlar sağlar” diye devam etmişti.
Elbette
kriz döneminde bunları yapabilmek kolay değil; ama yapabilenin üstünlük
sağladığı ve kazandığı da bir gerçek.
‘Refleks’
gazetesi olarak 10 yıldır sadece ekonomi haberleri sunmuyoruz. ‘İş’e yarayan’
etkinliklerle de iş dünyasının iş geliştirme çabalarına destek oluyoruz. Bu
çabalarımız bazen bilgilendirme toplantıları oluyor, bazen de yurtdışı iş
heyeti ziyaretleri…
Geçen
yıl Ortadoğu ve Afrika pazarına yönelik gerçekleştirdiğimiz Lübnan İş Heyeti
Ziyareti organizasyonumuzdan sonra bu yıl Avrupa pazarını farklı bir pencereden
aralama kararı aldık. Bir süre önce ekonomi gazetecileriyle gerçekleştirdiğimiz
Makedonya gezimizde bu ülkenin bölgemiz iş dünyasına farklı fırsatlar
sunabileceğini düşündük.
Avrupa
Birliği (AB) ve NATO üyeliğine hazırlanan bu Balkan ülkesi Makedonya, son
dönemde tüm dünyadan ilgi görüyor. Zira 2 milyonun biraz üzerinde nüfusa sahip
bu ülkeyi tek başına değerlendirmek doğru değil. Güneydoğu Avrupa’nın bu küçük
ülkesi, diğer Avrupa ülkelerine yakınlığı ve geçiş noktasında olması
dolayısıyla farklı fırsatlar sunuyor. GSYİH verileri sürekli gelişen
Makedonya’nın sanayide üretim çeşitliliği zengin değil. O yüzden dış
ticaretinde ithalatın payı daha büyük. Makedonya, yaklaşık 7 milyar dolarlık
ithalatının büyük bölümünü Almanya ile gerçekleştiriyor. Coğrafyasına çok uzak
Çin bile bu ülkeyle Türkiye’den daha fazla ticaret yapıyor.
Makedonya
neredeyse her sektörde ithalat yapıyor. En fazla ithalat yaptığı ürünler
arasında demir-çelik, otomotiv yan sanayii, gıda ve elektrik/elektronik
malzemeleri bulunuyor. Dolayısıyla Çukurova Bölgesi’nin üretimiyle Makedonya’nın
ithalatı örtüşüyor.
Türkiye
ile dış ticaretini yaklaşık 500 milyon dolara yükselten Makedonya’ya ekonomi
yönetimimizin de özel bir ilgisi var. Bunu, Halkbank’ın bu ülkedeki
yatırımlarında, Balkan Üniversitesi’ne verilen destekte, Türk İşbirliği ve
Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) faaliyetlerinde hissetmek mümkün.
Halkbank
Makedonya’nın başarılı CEO’su Bilal Sucubaşı, bu ülkeyle ilgilenen Türk
yatırımcısının adeta fahri danışmanı gibi görev yapıyor. 1 - 3 Kasım 2018 tarihleri
arasında gerçekleştirmeyi planladığımız Makedonya İş Ziyareti’ne katılacak
olanlar, yine en güncel ve doğru verileri Sucubaşı’dan alabilecek.
Makedonya’da
3 resmi dil var. Makedonca ve Arnavutça arasında Türkçenin de bulunduğunu vurgulamak
gerek. Zira ülkede yaklaşık yüzde 4’ü Türk… Dolayısıyla bu durum Makedonya - Türkiye
arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesine en büyük katkıyı sağlayan etkenler
arasında.
Özetle,
bu ülke bölgemiz iş dünyası temsilcileri için farklı fırsatlar sunuyor.
İhracatın yanı sıra özellikle Avrupa pazarına daha da yaklaşmak isteyen sanayi
kuruluşlarımız için ortak yatırımlar ülkesi de diyebiliriz. Bu durumu fırsat
olarak değerlendiren Türkiye’den çok sayıda sanayicinin Makedonya’da yatırım
yaptığını da belirtmek gerek. Örneğin, Almanya otomotiv sektörüne parça
üretenler Türk sanayicilerin yeni gözde ülkesi Makedonya olmuş. Otomotiv
elektrik kablosu, akü gibi üretim yapan Türk şirketleri Üsküp’te üretim yapıp
Almanya’ya satışa başlamış durumda. Yine gıda sektörü devi Sütaş’ın; süt,
yoğurt, ayran gibi birçok ürününü Balkanlar’a Makedonya üzerinden ürettiğini de
belirtmek gerek.
Sadece
ihracat veya ortak yatırımlar için değil, özellikle tarımda işbirliği için de
Makedonya mutlaka incelenmeli. Makedon ekonomi yönetimi önemli miktarda
tarımsal alanı işlenmesi ve üretim yapılması çerçevesinde yatırımcılara sunmuş
durumda. Tarım alanında deneyimli Çukurovalı girişimci çiftçiler için de
Makedonya fırsatlar sunuyor.
‘Refleks’
organizasyonuyla Makedonya ziyaretinde bulunmaya ne dersiniz? |
YORUMLAR