Sanayi üretiminde ‘kalite’
penceresinden bakıldığında Adana’nın eksiği yok. Bunu ben söylemiyorum, ihracat
verilerine baktığımızda görüyoruz. Adana, ürettiği ürünlerin yüzde 50’sinden
fazlasını, ‘çok zor beğenen’ ve gümrük kapısından geçen her ürünü en ince
ayrıntısına kadar inceleyen, belli standartların altındaki hiçbir şeyi
topraklarına sokmayan gelişmiş ülkelere yapıyor.
Alım gücü yüksek Parisliler,
çocuklarını okula konforlu Temsa otobüsleriyle yolluyor.
Dubai Şeyhi’nin evinde
Adana’da üretilmiş klasik mobilyalar var.
Kocabey Makina’nın çelik
hasır üreten makineleri dünyanın zorlu pazarlarında, bu sektörün önemli
ülkelerinden olan İtalya’nın önüne geçiyor.
İş makinelerinin titiz
şirketi Komatsu, yıllardır birçok parçasını KSG’den temin ediyor.
Avrupa’da birçok tüketici
Özler Tarım’ın meyve salatasının müptelası.
Guess, kot kumaşını Adanalı
Bossa’dan alıyor.
Armani, koleksiyonunu
Kimtex’in kumaşlarıyla hazırlıyor.
Versace; Kimtex’in, Arse
Tekstil’in müşterisi.
Oğuz Tekstil’de üretilen
kumaşlar Zara’nın gözdesi.
Adana’nın sadece kumaşı değil,
konfeksiyonu da dünyanın en ünlü moda mağazalarında tüketiciyle buluşuyor.
Aytek Konfeksiyon’un üretimindeki kaliteye yetişebilen az sayıda dünya markası
var.
Yani Adana’nın üretimde
kaliteyle ilgili bir sorunu yok.
Çok bilinmez ama Adana
ayakkabı üretiminde Türkiye’deki en etkin kentlerden biridir. Büyüksaat
civarında bir imalatçı ürettiği erkek ayakkabısını 55 avrodan ihraç eder. Aynı
ayakkabı Şanzelize’de bir mağazanın vitrininde üzerinde ‘Aubercy’ markası ve 4
bin 500 avro etiketle arz-ı endam eder.
Adanalı üreticiler,
ürettikleri kaliteli ayakkabıları markalaşamadıkları için yüksek katma değerle
satamıyor. Tabii ki markalaşma uzun soluklu, büyük yatırımlar gerektiren bir
süreç.
Ancak önemli bir eksiklik
daha var: Tasarım…
Markasıyla olmasa bile kendi
tasarımıyla tüketici önüne çıkabilmek büyük avantaj. Ama tasarım da pahalı bir
yatırım. Her yeni modelin bir prototipinin oluşturulması gerekiyor. Farklı
desen ve renklerde oluşturulacak prototiplerin fotoğraflanması ve katalog
hazırlanması da şart.
Bütün bunlar uzun zaman ve
ciddi miktarda kaynak istiyor. Bu çerçevede birçok ülke kendi tasarımcısını
değerlendiriyor ve teknolojiyi kullanıyor.
3 boyutlu tasarım programı
ile ayakkabı gerçekten üretilmiş gibi bilgisayar ortamında net olarak
oluşturuluyor. Böylece sayısız modeller üretilerek müşterilere sanal fuarlarda
sunuluyor. Sonrasında talebe göre seçilen modeller üretime alınıyor.
Adanalı ayakkabı
üreticilerinin bünyelerinde tasarımcılar çalıştırması, Catia tasarım programları,
3D yazıcılar temin edebilmesi pek mümkün değil.
Bu eksikliği yıllar
öncesinden görenlerden biri de Adana Ticaret Odası (ATO) Başkanı Atila Menevşe…
Ayakkabı üreticilerinin kendilerine özel bir siteye sahip olması yönünde
çabasını devam ettiren Menevşe’yle konuşurken birkaç ay içinde hayata geçmesi
planlanan projeyi anlattı.
Menevşe, Adana’ya ‘Ayakkabı
ve Moda Tasarım Merkezi’ kurulacağını söyledi. Yaklaşık 1 milyon liralık
yatırımın Çukurova Teknokent’te yer alacağını belirten Menevşe, önceliği
Adanalı konfeksiyon ve ayakkabı üreticileri olmak üzere tasarım merkezinden her
sanayicinin ücretsiz yararlanabileceğini vurguladı.
Bugün Adana’dan yapılan
ayakkabı ihracatı yıllık 10 milyon dolara yükselmiş durumda. Konfeksiyonda 100
milyon doları zorluyoruz.
Fena istatistikler değil.
Kendi tasarımımızı ortaya koyduğumuzda ve koleksiyonumuzu oluşturduğumuzda bu
veriler kısa sürede ikiye üçe, markalarımızı oluşturmaya başladığımızda altıya
yediye katlanabilir.
Adana Ayakkabı Moda Tasarım
Merkezi Projesi ATO’ya ait. Çukurova Kalkınma Ajansı bu projenin yüzde 75’ini
finanse ediyor. Proje ortağı Çukurova Üniversitesi yer sağlıyor.
Güzel bir birliktelik, akılcı
bir proje ve beklediğimiz yatırım.
Emeği geçen herkes
kutlanmalı. |
YORUMLAR