Atık
değerlendirerek üretim yapan şirket sayısı hızla artıyor. Bu şirketler hem daha
temiz bir çevreye, hem de ekonomiye katkı sunuyor. Dolayısıyla tüketicilerin de
takdirini kazanıyorlar. Şimdi sizi Adana’da hammaddesi atık olan iki şirketle
tanıştırmak istiyorum:
Sanırım
yıl 2003’tü… Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi’nin kurucuları arasında
yer alan merhum sanayici Arif Karakaya ile dönemin ekonomisi üzerine
konuşuyoruz. Ben bir önceki yılın ihracat miktarını, büyüme verilerini, kurları
içeren tablolarımı çıkardım. Heyecanla anlatıyorum.
“Bırak
onları evlat, yollara bak” dedi. Anlamadığımı sezince detaylandırdı:
“Ekonominin gidişatı kamyon trafiğinden belli olur. Ben durgunluğu da bereketi
de kamyonlara bakar anlarım.”
Bu
anı hafızamdayken Ünsal Ltd. Şti. yöneticilerinden Vehbi Kuru aradı.
“İşletmenize giren atık kamyon ve iş makinesi lastik girişi nasıl?” diye
sordum. Önce şaşırdı, sonra yanıtladı: “Geçen yıldan yüzde 10 civarında daha
fazla.”
“Büyüme var. O zaman işler yolunda” dedim, güldü.
YILDA 4 BİN TON ATIK LASTİĞİ
DEĞERLENDİRİYORLAR
Girişimci
Vehbi Kuru’nun tesislerine atık otomobil lastikleri geliyor. Bu lastikler önce
içerisindeki tellerden arındırılıyor. Sonra yumruk büyüklüğünde kesiliyor.
Ardından bulgur tanesi kadar ufalanıyor. Granür haline gelen kauçuk hammadde
çeşitli işlemlerden sonra talep edilen renklerle kareden altıgene farklı
şekillerde esnek zemin döşeme malzemelerine dönüşüyor.
Bu
malzemeler asfalt ve beton zeminlere döşeniyor. Bunlarla çocuk parklarında,
tenis sahalarında, yürüyüş yollarında karşılaşabiliyorsunuz.
Vehbi Kuru, Türkiye’den yılda 150 bin ton atık otomobil lastiği çıktığını söyledi. Bu atığın değerlenmemesi ciddi çevresel sorun. Kuru, kendi tesislerine gelen her atık lastiğin telinin haddehaneye gönderildiğini, kalan kısımda bir gramının bile zayi edilmediğini anlattı.
HEDEFİ YÜKSEK TUT, AR-GE’Yİ
İHMAL ETME
Atık
lastikleri zemin döşeme ürünlerine çeviren Ünsal Ltd. Şti.’nin kuruluş öyküsü
de hayli ilginç.
Baba
Ali Necdet Kuru, bankacılık sektöründe geçen 31 yılın ardından emekli oluyor.
Emekli ikramiyesini aldıktan sonra 1999’da bir Almanya ziyareti
gerçekleştiriyor. Orada geri dönüşüm sektörünün hayli geliştiğini gözlemliyor.
Türkiye’de kaplanamayacak kadar kötü durumdaki lastiklerin genellikle
yakıldığını, oysa Almanya’da bunların granür haline getirildiğini görüyor.
Türkiye dönüşünde emekli ikramiyesiyle bir şirket kuruyor. Atık lastik toplayıp
parçalamaya başlıyorlar. Granür haline getirdikleri ürünleri de Almanya’ya
ihraç ediyorlar. Bir gün granürü alan Alman şirketle sorun yaşanıyor. Ali
Necdet Kuru yeniden Almanya’ya gidiyor. Granürlerinin hangi ürünlere
dönüştüğünü görüyor. Dönünce malum üretim başlıyor.
İyi
ki de başlıyor. Bugün Ali Necdet Kuru’nun oğlu Vehbi ve kızı Mehtap Kuru
Güngör’ün yönetimindeki ‘Ünsal’ tesislerinden çıkan ürünler Türkiye’nin dört
bir yanına, hatta onlarca ülkeye ihraç ediliyor.
+ + +
ANIZDAN ELEKTRİK ÜRETİYOR
Pakmil
Yağ Pamuk Sanayi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rafet Milli’yle sohbet
ediyoruz. Kendisi neredeyse pamuğun üzerine doğmuş bir isim. Ailesi uzun
yıllardan beri Çukurova’nın pamuğunu işliyor. Pamuğu sadece tekstil fabrikaları
için işlemiyorlar. Tesisleri pamuğu barut yapımında kullanılan lintere,
hayvansal yeme, bitkisel yağa dönüştürüyor.
Tesiste
çividin yağını çıkarmak için buhar gerekiyor. Pakmil tesislerinde, geçen yıla
kadar buhar, yine pamuk atıklarının yakılmasıyla elde ediliyordu. Ancak atıklar
yakılsa yine de önemli bir kısmı artıyordu. Rafet Milli, bir yatırım kararı
daha aldı. Artan atıkları Çukurova tarlalarındaki anızlarla birleştirip
‘Biokütle Enerji Santrali’nde yakarak elektrik enerjisi elde etti. Şu an Pakmil
tesislerinde tarımsal atıklar yakılarak 1 milyon kilovat saat elektrik enerjisi
üretiliyor.
Hasadını
tamamlayan çiftçi artık anız yakmıyor. Arıyor Pakmil’i, bilgi veriyor.
Pakmil’in destek verdiği bir müteahhit firma devasa makineleriyle tarladaki
anızı toplayıp tesislere getiriyor. Mısır, pamuk, soya sapı ne varsa
toplanıyor.
Çiftçi
toprağı yeniden ekime hazır hale geldiği için memnun.
Anız
yakmadığı için toprağın verimi düşmüyor.
Yangınla
canlı ölmediği için ekosistem bozulmuyor.
En
önemlisi hava kirlenmiyor.
Bence
Pakmil, yılın yatırımcısı ödülünü hak ediyor. |
YORUMLAR