Denizde milyon dolarlık kayıp
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

Denizde milyon dolarlık kayıp

19 Haziran 2017 - 09:19

12 yıl öncesini bugün gibi hatırlıyorum. Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı’ndan petrolün aktığını ilk gören gazetecilerden biriydim.

O gün birçok kesim farklı hayaller kurdu. “10 yıla kalmaz bu bölgede rafineriler faaliyete geçer” diyen de oldu, 'petrol borsasının, dünya petrokimya üssünün Ceyhan olacağını' anlatan da…

Doğrusu benim hayalim daha ayakları yere basan türdendi. 10 yılda petrokimya sektörünün üssü olmak sadece yazarken kolay olabilir. Hazar petrolünü dünya pazarlarına ham olarak sunacak bir projede hemen yüksek katma değer beklentisi gerçekçi olamazdı.

Olmadı da nitekim. Geçen 12 yılda ham petrolün işlenmesine yönelik bırakın rafineriyi, bir tek kimya tesisi kuramadık. Botaş International Limited (BIL) tesisleri bir musluktan öte gitmedi. Türkiye coğrafyasında yüzlerce kilometrelik boru hattından ham petrol Ceyhan’a geldi, gemilere yüklenip gitti.

Düşüncem şuydu:

Petrokimya tesisleri yapılıncaya kadar bu bölgede onlarca tersane faaliyete geçer. Çünkü petrol taşıyacak, irili ufaklı ayda 60 gemi kıyılarımızda olacak. Bu gemilerin sadece bakım onarımı için bile Yumurtalık’ta onlarca tersane kurulur.

Nitekim 2007’de gemi inşa sektöründe Akbaşoğlu Grup, Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde tersane yatırımı kararı aldığını açıkladı. Sektörün duayenleri arasında gösterilen Akbaşoğlu’nun yatırımını gören birkaç firma da Yumurtalık Serbest Bölgesi’nden yer kiraladı.

Ancak 2008 ekonomik krizi kimsenin hesabında yoktu. Ekonomik krizler ilk önce gemi inşa sektörünü vurur. Zira azalan ithalat ve ihracat daha az geminin denizlerle buluşması anlamına gelir ki bu da sektörü felç eder. Öyle oldu. 2006’da Yumurtalık Serbest Bölgesi’nden yer kiralayan tersane sektörü temsilcileri yatırım kararından vazgeçtiler.

Akbaşoğlu Grup için bu kararı vermek için çok geçti. Çünkü bölgede 175 bin metrekare alan üzerine yatırım yapılmaya başlanmış, 15 milyon dolar harcanmıştı. Akdeniz Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Akdeniz Shipyard), artık Adana’nın ilk tersanesiydi.

Önceki gün Akdeniz Shipyard Yönetim Kurulu Başkanı Metin Akbaşoğlu ile sohbet ettik. “Ceyhan’dan petrol yükleyen gemilerin bakım ve onarım işlerini yapıyor musunuz?” diye sordum. “Hayır” dedi ve ekledi:

Petrol taşıyan gemiler için yüzer havuz yatırımı yapmamız gerek. Bu da yaklaşık 20 milyon dolarlık yatırım gerektiriyor. Tesislerimiz yeni gemi üretimine müsait. Bugüne kadar farklı büyüklükte 20 gemi yaptık. Gemi bakım ve onarımından bu bölge hiç kazanamıyor. Buraya gelen gemiler bakım ve onarımlarını ağırlıklı olarak Yunanistan ve Malta’da yaptırıyor. Oysa biz yapabilsek milyon dolarlar burada kalır.

Çok üzücü. Mersin’den İskenderun’a Doğu Akdeniz Bölgesi’ne yıllık ortalama 6 bin gemi giriş çıkış yapıyor. Ama hiçbirinin bakım-onarım işini yapamıyoruz. Bölgede en yakın tersane Mısır’da. Gemi sahipleri bu ülkeyi çok tercih etmiyor. Yani bu sektöre biz ilgi göstersek, bölgede söz sahibi olacağız.

Gemi inşası ve bakım onarımı demir-çelikten kabloya, boyadan makineye, mobilyadan izolasyona yüzlerce sektörü harekete geçirmesiyle biliniyor. ‘Akdeniz Shipyard’ tesislerinde mühendisten kaynakçıya kadar 150 kişi istihdam ediliyor. Firma gerekli yatırımını tamamlayabilmiş olsa, bu istihdamını bir çırpıda iki katına çıkaracak. Yılda 300 geminin bakım onarımını yapsa, yaklaşık 20 milyon dolar kazanacak.

Metin Akbaşoğlu, kendi şirketlerinin yaşamıyor olsa da sektörde en önemli sıkıntının yatırım için gerekli finansa erişim olduğunu söyledi. Ve Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde oldukları için dezavantajlı durumda kaldıklarını hatırlattı.

Serbest bölgelerde arazi satın alınamıyor, sadece kiralanabiliyor. Akdeniz Shipyard’ın bölgede 30 milyon dolarlık yatırımı var; ama kiralanan arazi üzerinde. Gemi üretip ihraç ediyorlar, zor ve katma değeri yüksek sektörden ülkeye döviz kazandırıyorlar. Bankalar durumu görmezden geliyor. İlla ipotek için gayrimenkul istiyor.

Her fırsatta ihracatçıyı desteklediğini belirten Türk Eximbank, yatırımları artırma amaçlı kurulan Kredi Garanti Fonu bölgede tersane sektörü için bir çalışma yapıyor mu, bilmiyorum. Ama Adana’nın yerel yöneticilerinden beklentimiz şu:

Yüzlerce sektörü hareketlendirecek, binlerce istihdam sağlayacak tersane sektörüne samimiyetle ilgi gösterin. Bölge ve Türkiye ekonomisi bu ilginin karşılığını kısa sürede alır. |

Bu yazı 3552 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar