Ekonominin ihtiyacı Cumhuriyet'in tarihinde yazıyor
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

Ekonominin ihtiyacı Cumhuriyet'in tarihinde yazıyor

13 Temmuz 2018 - 23:09

Selanik’ten yola çıkan tren, çığlığı andıran düdük sesinin eşliğinde Manastır’da durdu. 15 yaşındaki delikanlı, sırtındaki torbası, elindeki tahta bavulla trenden indi. Yatılı kalacağı Manastır Askeri İdadisi’ne (Askeri Lise) doğru yürürken, uzun süre ailesinden ayrı kalacağına üzülmek yerine ruhuna uygun bir şekilde özgür kalacağı için sevindi.

Üsküplü, Selanikli, Beyrutlu, Bursalı çocuklar Osmanlı’nın dört bir yanından Manastır Askeri İdadisi’ne yatılı eğitim almaya gelmişti. Onlarla tanıştı. Samimiyet kurduğu ilk arkadaşı Ömer Naci oldu. Naci, edebiyat ve şiir tutkunuydu. Bu tutkusunu kısa sürede ona da aşıladı. Kitabet öğretmeni Mehmet Asım, onun şiire ve edebiyata olan aşırı ilgisinden rahatsız oldu. ‘Bu tarz iştigal seni askerlikten uzaklaştır’ uyarısında bulundu. Buna rağmen Namık Kemal ve Türkçü şair Mehmet Emin Yurdakul’un eserleriyle ilgilenmeye devam etti. Askeri eğitimin yanı sıra alınan ‘Kozmografya’ (Gökbilim), ‘Makine’, ‘Mantık’, ‘Tarih-i Osmani’, ‘Matematik’, ‘Resim’, ‘Fransızca’, ‘Jimnastik’, ‘Kitabet’, ‘Akaid’, ‘Tarama’ gibi derslerden tam not alarak okulu aynı notları alan arkadaşı Ahmet Teyfik’ten sonra ikincilikle bitirdi.

Bu genç, ileride Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk olacaktı.

Bütün bu detayları Makedonya ziyaretimiz çerçevesinde uğradığımız Manastır Müzesi’nde Atatürk’e ayrılan bölümde öğrendim.

Lisede askeri eğitimle birlikte alınan dersler dikkatimi çekti. 1890’lı yıllarda lise öğrencisi çocuklara gökbilim, makine, mantık gibi dersler veren okullarımız varmış. Bu okullarda eğitim alan birçok öğrencinin Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok önemli görevler üslendiklerini ve başarılı olduklarını biliyoruz.

Ekonomide büyüme rekorunu hâlâ kıramadığımız yılların Cumhuriyet’in ilk yılları olduğunu, kendi uçağımızı o dönem yaptığımızı, en önemli reformları o zaman gerçekleştirdiğimizi, kadına bugünden daha çok önem vermeyi, nezaketi, zarafeti o yıllarda yükselttiğimizi biliyoruz.

Osmanlı ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında eğitime verdiğimiz önemden neden vazgeçtik?

Atatürk’ün duayen Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin eğitim hamleleri neden kesintiye uğradı?

1938 yılında Atatürk’ün vefatı ile ‘eğitim’ gözde alanlar arasından çıkarıldı. 1945 yılında Stalin Türkiye’den ‘Boğazlarda askeri üs’ kurma izni istedi. Bunun karşısında ‘Milli Şef’ İnönü, ABD’den askeri destek istedi. ABD, ‘Truman Doktrini’ kapsamında yardımlara başladı. Ama birkaç şartı vardı: 5 yıllık kalkınma planları ve köy enstitüleri gibi Sovyet sistemi benzeri uygulamaları kaldıracaktık. 1947 yılında Anadolu’daki 21 köy enstitüsü işlevsiz hale getirildi, diğer okullarda müfredat hafifletildi.

Geldiğimiz durum bu. Okullarında müfredatı güçlü olmayan ülkelerin güçlü ekonomileri de olmuyor. Yeterince icat çıkmıyor, kurmay yetişmiyor, dehâlar azalıyor.

Sizce bugün liselerimizin ‘Girişimcilik’, ‘İnovasyon’, ‘Yazılım’, ‘Uzay Bilimleri’, ‘İletişim’ gibi derslere ihtiyacı yok mu? İş dünyasından, siyasetten, bürokrasiden başarılı isimlerin derse girebileceği, mentorluk, koçluk yapabilecekleri bir sistem lazım değil mi?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk bakanlar kurulu açıklanırken, Manastır Askeri İdadi’nin Atatürk Müzesi’ndeki bu tablo gözümün önüne geldi. Tabloda Atatürk’ün o yıllarda aldığı dersleri tekrar aklımdan geçirdim: Kozmografya, makine, mantık, kitabet… Hem de 1800’lü yıllarda…

Açıklanacak Milli Eğitim Bakanı’nı merakla bekledim. Zira son yıllarda yaptığımız onca değişiklikle gençlerimizi, eğitimcilerimizi o kadar zor durumda bıraktık ki…

Bu durumun değişmesi, değiştirilmesi gerekiyordu.

Gelişmek, büyümek, kalkınmak isteyen güçlü Türkiye’nin Milli Eğitim Bakanlığı’na gelecek kişi reformist, farklı, vizyoner biri olmalıydı.

Açıklanan isim ‘Ziya Selçuk’ olunca çok umutlandım. Zira bu ismi tanıyordum. TED Üniversitesi’nin kurucusu Ziya Selçuk, uzun süre deneme tahtasına döndürülen eğitim sistemimizin yeniden yapılandırılmasında önemli işlere imza atar diye düşünüyorum.

Güçlü ülke olmak için güçlü eğitim sistemimizin olması gerektiğine inanıyorum.

Umutluyum. |

Bu yazı 3907 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar