Şimdi
size bir tablo çizeyim:
‘Müteahhitlik
Yasası’ yürürlükte…
Şirketiniz
mühendisten mimara kadar gerekli her alanda insan kaynağına sahip.
Finansal
kaynağınız problemsiz.
İş
bitirdikçe puanı yükselen bir karneniz var.
Börek
satan müteahhitlik yapamıyor.
Rakipleriniz
seviyeli.
Sektörde
herkes kayıt altında.
“Burada
‘bir artı bir’ iyi gider” diyerek işe başlayanlar yok. Fizibilitesiz inşaata
başlamayanlar var.
Yerel
yönetim sektör temsilcilerine eşit mesafede…
Belediye
reisi şehir planlamacılarıyla sürekli daha yaşanabilir bir şehir için çaba sarf
ediyor.
Müteahhitler,
seçim kampanyalarının zorunlu finansörleri olarak değerlendirilmiyor.
Konut
edinmek isteyenler, inşaat malzemesi üretici ve satıcıları, müteahhitleri
bindiği arabaya, taktığı kol saatine göre değerlendirmiyor.
‘Daire
sahibi olayım’ diye size para teslim edenlere en azından yarısı oranında
teminat verebiliyorsunuz.
Tapu
harçları, KDV oranları diğer vergiler makul ve ödenebilir. Kimse bedelinden
düşük göstererek satış yapmıyor.
Bankalar
doğru tetkikler sonrası konut kredisinde bonkör davranıyor.
Üniversitelerde
inşaatı ilgilendiren bölümlerde akademisyenler daha akıllı binalar, daha doğru
inovatif ürünler üzerine çalışıyor.
Ekonomi
yönetimi ithal edilen inşaat malzemelerinde maliyetleri düşürme adına iç
piyasada üretimi teşviklendiriyor, hatta ihracatı destekliyor.
Müteahhitlerin
güçlü sivil toplum kuruluşları var. Ekonomi yönetimiyle ahenk içerisinde
projeler üretebiliyorlar. Yanlış yapan meslektaşlarını afişe edebiliyor,
yaptırımda bulunabiliyorlar.
Türkiye’nin
böyle bir tabloya sahip inşaat sektörü olsa…
Olmaz
mı? Olur.
Böyle
bir tabloda inşaat devi şirketler, çalışanının maaşını veremez, taşeronunun,
tedarikçisinin faturasını ödeyemez hale gelir mi? Gelmez.
Böyle
bir tabloda kent estetiğini bozan çirkin yapılar çıkar mı? Çıkmaz.
Böyle
bir tabloda uçuk, balon konut fiyatları olur mu? Olmaz.
O
zaman sektörde topyekûn bir düzenlemeye, rehabilitasyona neden gidilmiyor?
Düzenleme
yapılırsa…
Ekonomi
yönetiminin, yani siyasetçilerin önünde el pençe divan duran dev inşaat
şirketleri kalmaz.
Vatandaş
tek tip, estetik mahrumu TOKİ konutlarından elde edebilmek için yerel
siyasetçilere başvurmak zorunda kalmaz.
Müteahhit,
belediye başkanının iki dudağından çıkacak söze, belediye meclis üyelerinin
inisiyatifine muhtaç olmaz.
Bu
çerçevede, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği (AYAMDER) Başkanı Mustafa Fidan
Vursavuş’la sektördeki son durumu konuştuk.
Söz
dönüp dolaşıp sorunun kaynağına geldi. Her fırsatta “Müteahhit olmak, berber
olmaktan kolay” diyen Vursavuş, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON)
tarafından ‘Müteahhitlik Hizmet Yasa Taslağı’ çalışmasının yapıldığını söyledi.
Taslak
yıllardır hazır.
Neden
yasalaşmıyor?
Yukarıda
yazdıklarımla ilgili olabilir mi? |
YORUMLAR