İlaç
üretimi, sanayide ‘yüksek teknoloji’ sınıfında yer alıyor.
Bu
endüstrinin dünyadaki pazar büyüklüğü 1,1 trilyon dolar. Dikkat ediniz, ‘milyar
dolar’ değil, ‘trilyon dolar’…
Sektörün
lideri, yüzde 49’la, yani yaklaşık 550 milyar dolarla ABD. Bunu sırasıyla Çin,
Japonya, Almanya ve Fransa takip ediyor.
Dünyanın
en büyük ilaç üreticilerinin en gözde pazarlarından biri de Türkiye. Zira
Türkiye’de ilaç pazarının büyüklüğü 12 milyar dolar seviyesinde. Bu veriye
karşın, Türkiye’de üretilen ilaçlardan elde edilen ihracat geliri henüz 1
milyar dolara çıkarılabilmiş bile değil.
Türkiye’nin
yaptığı ihracatın kilogram bedeli 1,4 dolar.
İlaç
sektörünün ihracat kilogram bedeli 30 dolar.
Bu
verileri paylaştıktan sonra gelelim ilaç hammaddesi arasında yer alan tıbbi
bitkiler üretimimize…
Türkiye
coğrafi yapısı nedeniyle genetik çeşitlilik ve endemiklik bakımından zengin bir
ülke olmasının yanı sıra birçok bitkinin de gen merkezi. Türkiye’de, doğadan
toplanarak iç ve dış ticareti yapılan 347 tür bulunuyor.
Özellikle
Doğu Akdeniz Bölgesi’nde, Toros Dağları’nın denize bakan yamaçları tipik
biyolojik çeşitlilik ve endemiklik bakımından çok zengin.
Ancak
bu zenginlik katma değere dönüşmüyor.
İstanbul
Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı liste ışığında Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu’nun yaklaşık yüzde 10’u Doğu Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor.
Geçen
sayımızda Refleks Gazetesi Haber Müdürü Başar Şeker, Adana’dan Kahramanmaraş’a,
Hatay’dan Mersin’e kadar adı açıklanan 41 büyük sanayi kuruluşumuzla ilgili
detaylı bir haber çalışması yaptı.
Haberi
okurken, sanayi kuruluşlarımızın özellikle ‘teknoloji düzeyi’ni içeren bölümü
dikkatimi çekti. Uluslararası standartlara göre sanayi, 4 ana sınıfa ayrılıyor.
‘İleri teknoloji’, ‘Orta-Yüksek Teknoloji’, ‘Orta-Düşük Teknoloji’ ve ‘Düşük
Teknoloji’ sınıflandırmasında Adana’nın ne yazık ki ‘Yüksek Teknoloji’ düzeyde
üretim yapan sanayi kuruluşu yok.
Otobüs
üretimiyle Temsa ve kimyasalda Sasa ile ‘Orta-Yüksek Teknoloji’ düzeyinde
sadece 2 sanayi kuruluşu bulunan Adana’nın ‘500 büyük’ arasındaki firmalarının
çoğu düşük teknoloji üretim yapıyor.
Tıbbi
bitkiler üretiminde coğrafi yapısı, endemik bitki örtüsü ve iklim avantajı
bulunan Adana, bu sektörde yüksek teknoloji düzeyinde tesislere kapı
aralayabilir.
Türkiye’de
üretilen ilaçların hammaddesinin yaklaşık yüzde 80’i ithal ediliyor. Üstelik bu
hammaddenin büyük bölümü bitkisel üretimden elde ediliyor. Türkiye, tıbbı ve
aromatik bitkilerde en fazla karabiber ve çörekotu ithal ediyor. Bunu sırasıyla
kekik, defneyaprağı, kimyon, anason ve adaçayı takip ediyor. Türkiye’de ilaç
hammaddesini 6’sı yabancı 12 şirket üretiyor.
İlaç,
kozmetik ve kimya sektöründe yerlileştirmeyi destekleyen ekonomi yönetimi, Doğu
Akdeniz’in sanayi üssü Adana’ya bu alanda özel teşvik verebilir.
Çukurova
Kalkınma Ajansı (ÇKA), bölgenin tıbbi bitkiler üretimi ve özellikle işlenerek
katma değeri yüksek üretime dönüştürecek yatırım araştırma çalışmalarını
başlatarak ilk önemli adımı atabilir.
Adana
Sanayi Odası (ADASO), Çukurova Üniversitesi’nden (ÇÜ) Ziraat Fakültesi ve
Eczacılık Fakültesi, Adana Çiftçiler Birliği gibi kurumları da konuyla ilgili
işbirliğine davet ediyoruz.
Ben,
‘Yüksek Teknoloji’ seviyesinde üretim içeren, ithal bağımlılığımızın fazla ve
pazarın büyük olduğu bu alanda Adana’nın önemli bir fırsat yakalayacağına
inanıyorum.
Ya
siz?
YORUMLAR