Kimya Vadisi çölleşmeden…
MEHMET ULUĞTÜRKAN

MEHMET ULUĞTÜRKAN

[email protected]

Kimya Vadisi çölleşmeden…

02 Ağustos 2024 - 11:52

Yıl 2012 idi.

Prof. Dr. Selahattin Serin, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü oldu.

Raftaki tezleri indirdi.

Kimya alanında son 7 yılda 2 bin 100 tez yazılmıştı.

İçlerinden sanayiye uygulanan tez ‘sıfırdı’.

Bunlar arasında uygulamaya geçirilmiş birkaç tez vardı ama patenti alanlar yurtdışı şirketlerdi.

Prof. Serin, çok üzülüyordu.

Kendi alanıyla ilgili sanayi kuruluşlarıyla iletişim kuran, ortaya bir değer koyabilmek için mücadele eden az sayıdaki akademisyenden biriydi.

Çukurova, envaiçeşit kimyasal üretebilecek hammadde kaynaklarına sahipti.

Yemeklik yağ grubundaki pamuk, ayçiçeği ve mısır, yanı sıra narenciyeden türlü türlü kimyasallar üretilebilirdi.

Yazık oluyordu.

Endüstride 80 bin kimyasal madde kullanılıyordu; Türkiye, bunların sadece 2 bin 600’ünü üretebiliyordu. Ülkemiz net kimyasal ithalatçısıydı.

Ovanın bahçelerinde ağacın dibine dökülen limon, portakal kabukları çöp olup sinek haşere çekiyordu. Pamuğu sadece iplik yapmak marifet değildi. Mısırdan katma değeri yüksek yüzlerce kimyasal elde edilebilirdi. Bu ürünler kozmetikten ilaca, savunma sanayiinden uzaya birçok sektöre hammadde olabilirdi. Türk kimya endüstrisi bu ürünleri yurtdışından alıyor, kucak dolusu döviz ödüyordu.

Prof. Serin Hoca, “Reaktörlerin, farklı cihazların bulunduğu bir pilot tesis kurabilsek” diye yanıp tutuşurken imdada Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) yetişti.

Yıl, 2016 idi.

Prof. Dr. Selahattin Serin, aklındakileri projelendirdi. ÇKA’ya sundu.

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, ÇKA’nın yönetim kurulu üyesiydi. Kimya sektörünün ne kadar stratejik bir alan olduğunun farkındaydı. Adana’nın geleceğine damga vuracak sektörün petrokimya olacağını biliyordu. Prof. Serin’in projesine en fazla desteği Zeki Kıvanç verdi.

ÇKA, Prof. Serin Hoca’nın projesini ‘güdümlü’ olarak değerlendirip 3,5 milyon TL kaynak aktardığında, yıl 2018’di.

Bölgenin önemli kuruluşları da projeye inandı.

Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Odası, Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB), hatta Adana Büyükşehir Belediyesi de 250’şer bin TL katkı sağlayarak proje ortağı oldular.

Toplamda 5 milyon TL’lik kaynak pilot tesis için hazırdı.

Prosedürler uzun sürüyordu. Kurulacak şirkete yasal olarak Çukurova Üniversitesi’nin (ÇÜ) ortak olabilmesi mümkün değildi. ÇÜ’nün iştiraki Çukurova Teknokent yetkilendirildi. Yürütücü şirket A.Ş.’nin hâkim ortağı Çukurova Teknokent oldu. Ortaklık kararlarını odalar meclislerine götürdü, AKİB ilgili bakanlıktan izin aldı derken işletici şirketin kurulması hayli uzun sürdü.

Bu arada Çukurova Teknokent Girişimcilik Merkezi binasının zemini kısa adı ‘Kimya Vadisi’ olan Kimyasal Madde Üretim Teknolojileri Merkezi’ne tahsis edildi.

Alan, inşaat çalışmalarıyla merkeze uygun hale getirildi. Pilot reaktörler, cihazlar satın alındı.

Özetle Kimya Vadisi’nin 8 yıllık öyküsü böyleydi.

Prof. Dr. Selahattin Serin, MÜSİAD üyelerine ‘Kimya Vadisi’nin tanıtımını yaptı.

Orada olamadığım için sunumunu okudum.

‘Projenin Çıktıları’ bölümünde somut olarak 5 kimyasalın geliştirildiği yazıyordu. Diğer satırların tamamı, ‘yapılacak’, ‘edilecek’lerle doluydu.

Çok canım sıkıldı.

Kimya sektöründe faaliyet gösteren birkaç sanayiciyi aradım. Kiminin Kimya Vadisi’nden haberi yoktu, kimi “Oradan bişe çıkmaz” dedi.

Proje işbirlikçileri arasında KOSGEB’i görünce Adana İl Müdürü Mehmet Eren’i aradım.

“Yarın sabah Kimya Vadisi’nde Selahattin Hoca ile buluşmaya ne dersin?” deyince kabul ettim.

Yenilikçi iş fikirlerine sahip gençlere destek veren Girişimcilik Ekosistemi Derneği (GED) Başkanı Esra Özden’le Kimya Vadisi’ne gittik. Zira, GED bünyesindeki birçok girişimcinin kimya içerikli iş fikirleri vardı. Kimya Vadisi’nden yararlanabilirler miydi?

Kimya Vadisi’ni dolaşınca canım daha çok sıkıldı.

Bugün belki 50 milyon TL’ye kurulamayacak her birinin başında bir kimyagerin, bir kimya mühendisinin olması gereken reaktörlerin, çeşitli cihazların başında kimsecikler yoktu. Zira Kimya Vadisi’nde Genel Koordinatör Prof. Dr. Selahattin Serin dâhil çalışan sadece üç kişiydi.

Özveriyle çalışıyorlar ama üç kişilik bir merkez kaç sanayi kuruluşuna ulaşabilir?

Üç kişi, kaç girişimcinin projesine destek olabilir?

Sanayiciyle iletişim, merkezin açık tutulması, hammadde temini, reaktörlerde, laboratuvarlarda çalışma, akla gelen her iş üç kişilik kadroyla yapılabilir mi?

KOSGEB Adana İl Müdürü Mehmet Eren, bu imkânsızlıklara rağmen Kimya Vadisi’yle işbirliğinden güzel sonuçlar alındığını söyledi.

Son 5 yılda KOSGEB Adana’nın 250’nin üzerinde ar-ge projesine destek verdiğini, bunlardan ticarileşen projeler sayesinde şimdiye kadar 100 milyon avroluk satış gerçekleştirildiğini söyledi. Destek verilen ar-ge projeleri arasında 22’sinin kimya projesi olduğunu hatırlatan Mehmet Eren, bunlardan 11’inin Kimya Vadisi’yle yapılan işbirliğinin eseri olduğunu kaydetti.

Prof. Serin, bölgede bazı büyük sanayi kuruluşlarıyla çalıştıkları kimyasal üretim projeleriyle ilgili detaylı bilgiler verdi.

Anlatılanlardan Kimya Vadisi’nin işletme sermayesinin bulunmadığını anladım.

Malum bizde bilgiye kimse kolay kolay para vermiyor.

Prof. Serin Hoca, kendi projesi ‘Kimya Vadisi’ni çocuğu gibi benimsemiş, merkezi özveriyle ayakta tutmak için canhıraç uğraşıyor.

Örneğin, narenciye kabuğu üzerinde çalışma yapılsa hocanın işe bahçeden portakal, limon toplamakla başlaması gerekiyor.

Bir çalışma için en basit çözeltiye ihtiyaç duyulsa hoca, büyük sanayi kuruluşlarındaki öğrencilerinden birkaç litre kimyasal rica etmesi gerekiyor.

Tüm imkânsızlıklara rağmen Prof. Serin Hoca, Kimya Vadisi’ni ayakta tutmak için çabalıyor. Kimya sanayi kuruluşlarını sembolik aidatlarla merkeze gönüllü üye yapıyor, Çukurova Teknoket’te kendi şirketine gelen birçok işi Kimya Vadisi’ne pas ederek merkeze girdi sağlamaya çalışıyor.

Tüm bunlardan sonra bana sorarsanız bu haliyle Kimya Vadisi’nin sürdürülebilirliği yok.

Bu haliyle bu ‘Vadi’, gelirsiz, susuz kalıp çölleşecek.

Çok yazık. 50 milyon TL’lik kamu kaynağı çöp olmak üzere.

Hadi paradan vazgeçtik. Kimya sektörüyle gelişme planları yapan Adana için moral bozan bir proje başarısızlıkla sonuçlanacak.

İyi niyetle ortaya çıkarılan Kimya Vadisi’nin sürdürülebilirlik kurgusunda hatalar var.

ÇKA Yönetim Kurulu Başkanı olan Valimiz Yavuz Selim Köşger, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç ve Adana Hacı Sabancı OSB Başkanı Bekir Sütcü başta olmak üzere Kimya Vadisi’nin ortak yöneticileri Adana’nın geleceği ve Türkiye için çok yararlı olacak ama şu an can çekişen bu merkezi canlandırmalı.

Merkezin işleyişi yeniden kurgulanmalı.

Belki mekân üniversite yerleşkesinden OSB’ye taşınmalı.

En önemlisi, bu merkezin varlığından bölgedeki tüm kimya şirketleri haberdar edilmeli. Sektör temsilcileri burayı kendi ar-ge merkezleri, kütüphaneleri gibi kullanmalı ve sahiplenmeli.

Merkeze maestro olacak bir profesyonel yönetici tayin edilmeli, kadrosu güçlendirilmeli.

Ben kurumlarımızın ve yöneticilerinin sürdürülebilir bir Kimya Vadisi’ni Adana’ya kazandıracaklarına inanıyorum.

Bu yazı 1380 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar